Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/8845
Karar No: 2019/5691
Karar Tarihi: 24.06.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/8845 Esas 2019/5691 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/8845 E.  ,  2019/5691 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, dava dilekçesinde özetle; Bursa Devlet Hastanesinde bulunan kantinin işletilmesi için 05/01/2012 tarihinde davalı ile kira sözleşmesi akdedildiğini, davalının 2014 yılı ikinci dönem kira borçlarını ve aynı döneme ilişkin elektrik ve su tüketim bedellerini ödemediğini, davalının yasal süre içerisinde ödeme yapmaması üzerine davaya konu kira sözleşmesinin 07/05/2014 tarih, 4359 sayısı ile fesih edildiğini ve tahliye için 15 gün süre verildiğini, ancak davalının taşınmazı 31/12/2014 tarihinde gecikmeli olarak tahliye ettiğini; yine davalı ile Bursa Çekirge Hastanesinde bulunan kantinin işletilmesi için 31/10/2012 tarihinde kira sözleşmesi düzenlendiğini, davalının kira borçlarını ödemediğini, davalının yasal süre içerisinde ödeme yapmaması üzerine davaya konu kira sözleşmesinin 07/04/2014 tarih, 4603 sayısı ile fesih edildiğini ve tahliye için 15 gün süre verildiğini, ancak davalının taşınmazı 19/08/2014 tarihinde gecikmeli olarak tahliye ettiğini, davalının Bursa Devlet Hastanesindeki kantin için 212 günlük geç teslimden dolayı 2.906.477,60 TL, Bursa Çekirge Devlet Hastanesindeki kantin için 133 günlük geç teslimden dolayı 1.357.558,93 TL gecikme bedeli ödemediğinden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 6.655.738,20 TL alacaklarının mucceliyet tarihlerinden itibaren işleyecek gecikme zammı ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın kira sözleşmesini tek taraflı olarak feshettiğini, Yargıtay kararlarına göre kira, elektrik, su yakıt paralarının ödenmemiş olmasının sözleşmenin tek taraflı olarak feshini gerektirmeyeceği ve cezai şart talep edilemeyeceğin belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, davanın taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesi uyarınca davalı tarafça ödenmeyen elektrik, su ve kira alacağının tahsili istemine ilişkin olduğu, sözleşme kira süresi sona ermeden 07/04/2014 tarihinde tek taraflı olarak fesh edildiği, davacı tarafın davalıdan cezai şart tahsili talebinde bulunamayacağı, elektrik ve su ödemelerine ilişkin davacı tarafça dosyaya herhangi bir delil belge sunulmadığı, davacının davalıdan talep edebileceği alacak miktarının 572.191,19 TL olduğu belirtilerek davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
    Medeni yargılama hukukunun temel amacı tarafların maddi hukuktan kaynaklanan sübjektif haklarını korumaktır. Konusunu da bu sübjektif hakların tanınması, bunların ihlali veya ihlal tehlikesi durumunda korunması oluşturur. Dolayısıyla hakkı ihlal edilen kişilerin başvurusuyla kişi ile devlet arasında bir yargılama ilişkisi kurulmuş olur. Kişinin talebine göre bu ilişki dava ilişkisi, çekişmesiz yargı ilişkisi ya da geçici hukuki koruma ilişkisi niteliğinde olabilir. Medeni yargılama hukuku temelde bu ilişkiler üzerine kurulurken birtakım ilkeler de ortaya çıkmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 24 ilâ 33’üncü maddeleri arasında yargılamaya hâkim olan ilkeler düzenlemiştir. Bu ilkelerden bir kısmına 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nda da (HUMK) yer verilmiştir.Medeni hukuk yargılamasına hâkim olan ilkelerden biri de taleple bağlılık ilkesidir. Bu ilke HMK’nın 26’ncı maddesinde açıkça ifade edilmiştir. Buna göre, hâkim tarafların talepleri ile bağlıdır. Kanunlarda gösterilen sınırlı sayıdaki istisnalar bir kenara bırakılacak olursa talepten fazlasına veya talepten başka bir şeye karar veremez. Fakat hâkimin duruma göre talep sonucundan daha azına karar vermesinin önünde engel yoktur.
    Taleple bağlılık ilkesi özü itibariyle hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olduğunu ifade eder. Taleple bağlılık ilkesinin taşıdığı ilk anlam, tarafın talep etmediği husus hakkında mahkemenin karar veremeyeceğidir. Buna göre tarafın neyi talep edip etmediği ve hâkimin ne hakkında karar verip veremeyeceği dava dilekçesine bakılarak tespit edilir. Bu tespitin konusunu, istenilen hukuki sonuç oluşturur. Bu itibarla hâkimin karar verme sınırı dava dilekçesi ile belirlenmiş olur.
    Taleple bağlılık ilkesinin taşıdığı ikinci anlam, tarafın talebinden fazlasına mahkemece karar verilememesidir (HMK. m.26). Taleple bağlılık ilkesine yüklenen bu anlam aynı zamanda 24’üncü maddede ifade edilen “tasarruf ilkesi” ve 25’inci maddesinde yer alan “taraflarca getirilme ilkesi” ile de bağlantılıdır.
    Nihayet taleple bağlılık ilkesinin bir diğer anlamı ise hâkimin talep edilenin dışında, farklı bir şeye karar verememesidir. Talep edilenden farklı bir şeye karar verememe, dilekçenin talep sonucu kısmı ile verilen hükmün sonuç kısmının karşılaştırılması suretiyle tespit edilir.
    Somut olayda davacı tarafça, sözleşmelerin kira bedeli ve diğer giderlerin ödenmemesi nedeniyle tek taraflı feshedilerek davalıya tahliye için verilen sürede davalının tahliyeyi gerçekleştirmemesi neticesinde sözleşmeye dayalı olarak geciken tahliye bakımından tahliyenin gerçekleşmediği her gün için cari yıl kira bedelinin %1"i oranında öngörülen cezai şartın tahsili talebi bulunmasına rağmen mahkemece davanın davalı tarafça ödenmeyen elektrik, su ve kira alacağının tahsili istemine ilişkin olduğu değerlendirilerek buna göre karar verilmesi yukarıda yapılan açıklamalar neticesinde HMK’nın 26. maddesi uyarınca taleple bağlılık ilkesine aykırı olup, doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi