3. Hukuk Dairesi 2017/8980 E. , 2019/5695 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dava dilekçesinde özetle; davalıların işyerini kiraladığını, ancak mecuru zarar vererek tahliye ettiklerini, bu zararın karşılığında davalılarca herhangi bir ödeme yapılmadığını, ödenmeyen bu zarardan kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla Çorum 3. İcra Müdürlüğünün 2015/6 Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip yapıldığını ve davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline ve davalılar aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir
Davalılar, davaya cevap vermemiş ve yargılamaya katılmamışlardır.
Mahkemece, davalıların ibraz edilen yazılı kira sözleşmesine yönelik isticvap davetine mazeretsiz iştirak etmemekle sözleşmedeki imzalarını kabul ve ikrar etmiş sayılacakları, dolayısıyla taraflar arasında 01.11.2009 başlangıç tarihli, beş yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, davacı tarafından daha önce 2014/23 D. İş sayılı dosyası ile tespit yaptırılmış ve icra takibi başlatılmışsa da, kiralanan henüz tahliye edilmeden hor kullanmadan dolayı eski hale getirme ve hor kullanım tazminatı istenemeyeceği, taşınmazın 2014 yılı Haziran ayında tahliye edildiği belirtilmişse de davalıların bu yönde bir kabulü bulunmadığı, TBK usulü dairesinde kiracının tahliye ettirilmesi gerektiği, davalı ...’in sözleşmeyi kefil sıfatıyla imzalaması nedeniyle sorumluluğunun kira bedeli gibi muayyen alacaklarla sınırlı olacağı ve hor kullanma tazminatı gibi sözleşmenin başlangıcında muayyen olmayan bir miktardan sorumlu tutulmasının doğru olmayacağı gerekçesiyle her iki davalı bakımından davanın redine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Somut uyuşmazlık, hor kullanma dolayısıyla tazminat istemine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 335. maddesi gereğince kiraya veren, geri verme sırasında kiralananın durumunu gözden geçirmek ve kiracının sorumlu olduğu eksiklikleri ve ayıpları ona hemen yazılı olarak bildirmek zorundadır. Bu bildirim yapılmadığı takdirde kural olarak kiracı her türlü sorumluluktan kurtulur. Ancak, teslim alma sırasında olağan incelemeyle belirlenemeyecek olan eksikliklerin ve ayıpların varlığı halinde, kiracının sorumluluğu devam eder. Kiracının sorumlu tutulabilmesi, ayıp ve eksikliklerin makul süre içinde kiracıya yazılı olarak bildirilmesi koşuluna bağlanmıştır. Somut olayda; her ne kadar mahkemece kiraya veren tarafından tahliyenin ispat edilmediği gerekçesiyle tahliye gerçekleşmeden hor kullanma tazminatı talep edilemeyeceği belirtilmiş ise de dosya kapsamında kiracının taşınmazın tahliye edilmediğine dair bir beyanı yahut itirazı bulunmamaktadır. Davacı tarafından kiracının taşınmazı 2014 Haziran ayında tahliye ettiği belirtilmiştir. Bu durumda tahliyenin 2014 yılı Haziran ayında gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kiraya verenin talebi üzerine hor kullanım sonucu ortaya çıkan zararın tespiti 16.12.2014 tarihinde yapılmış olup, bilirkişi raporu 18.12.2014 tarihlidir. Tespit dosyasında yer alan bilirkişi raporu incelendiğinde hor kullanım sonucu ortaya çıkan ayıpların olağan inceleme neticesinde belirlenebilecek nitelikte olduğu anlaşılmakla kiraya veren tarafından TBK’nın 355. maddesinde öngörülen makul süre içinde geri verme sırasında mevcut olan ayıpların kiracıya yazılı olarak bildirilmesi koşulu gerçekleştirilmediğinden davalı kiracıdan hor kullanma tazminatı talep edilmesi mümkün değildir. Bu doğrultuda davalı ... bakımından geri verme sırasında olağan inceleme ile belirlenebilecek ayıplar kiracıya makul süre içinde yazılı olarak bildirilmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış ise de sonuç itibariyle doğru olan yerel mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle gerekçesi düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının reddi ile yerel mahkeme kararının gerekçesi düzeltilerek ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24.06.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.