Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/25502
Karar No: 2015/1140
Karar Tarihi: 20.01.2015

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2014/25502 Esas 2015/1140 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2014/25502 E.  ,  2015/1140 K.

    "İçtihat Metni"

    İcra Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Şikayet

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

    K A R A R

    Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
    Şikayet eden borçlu ... vekili İcra Mahkemesi"ne başvurusunda; kamulaştırmasız elatmadan kaynaklanan ilama dayalı başlatılan takipte, ..."ndeki alacaklarına haciz konulmasına karar verildiğini ve bu kapsamda ilgili yerlere haciz yazıları yazıldığını, 6487 sayılı Kanun"un 21.maddesi ile değişik 2942 Kamulaştırma Kanunu"nun Geçici 6.maddesine göre, kamulaştırmasız elatma nedeniyle hüküm altına alınan tazminatın tahsili için idarelerin mal, hak ve alacaklarının haczedilemeyeceğini, anılan hasaptaki paranın 5779 sayılı Kanun kapsamında dağıtılmakta olan vergi resim, harçlara ait kanuni paylar ile 2464 sayılı Kanun kapsamında tahsil edilen belediye gelirleri olduğundan 5393 SK"nun 15/son maddesi gereğince haczedilmeyeceğini açıklayarak dosyadaki tüm hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir.
    Mahkemece, kamulaştırmasız elatma eyleminin 1983 öncesi olduğuna dair iddia ve bilgi bulunmadığından, elatmanın 1983 yılından sonra olduğunun kabulü ile, haciz tarihi itbariyle 6111 SK"nun 2.maddesi iptal edildiğinden ve halen yürürlükte olan 5999 sayılı Kanun"un Geçici 6.maddesine göre haczin mümkün olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Hüküm şikayetçi borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Yukarıda açıklanan sorun konusunda sağlıklı bir sonuca ulaşmak için öncelikle konuya ilişkin yasal düzenlemelerin irdelenmesi gerekir.
    30.06.2010 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 5999 sayılı Yasa"nın 1.maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"na eklenen Geçici 6. maddesinin 1. fıkrasında; kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan

    taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle açtıkları davalar sonunda tazminat almaya hak kazanmış olanlar hakkında bu madde hükümlerinin uygulanacağı, son fıkrasında ise bu madde uyarınca ödenecek olan tazminatın tahsili sebebiyle İdarelerin mal, hak ve alacaklarının haczedilemeyeceği düzenlenmiş olup, 6111 sayılı Kanun"un Geçici 2. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"nun Geçici 6. maddesi hükmünün 04.11.1983 tarihinden sonraki kamulaştırmasız el koyma işlemlerine de uygulanacağı düzenlenmiştir. Ancak; 6111 sayılı Kanun"un Geçici 2. maddesi 01.11.2012 tarihinde Anayasa Mahkemesi"nce iptal edilmiş, kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak altı ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı 22.02.2013 günlü 28567 numaralı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Son olarak; 11.06.2013 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Bazı Kanunlar ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6487 sayılı Kanunu’nun 21 maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"nun Geçici 6. maddesi başlığıyla birlikte değiştirilmiştir. Anılan 6. maddenin yeni halinin 11. fıkrasında bu madde uyarınca ödenecek olan bedelin tahsili sebebiyle İdarelerin mal, hak ve alacaklarının haczedilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
    Her ne kadar; 6111 sayılı Kanun"un Geçici 2. maddesi 01.11.2012 tarihinde Anayasa Mahkemesi"nce iptal edilerek, kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak altı ay sonra, yani 22.08.2012 tarihinde yürürlüğe girmesine karar verilmiş ise de; Anayasa"nın 11. maddesinde, Anayasa"nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesi düzenlenmiş, 138. maddesi ise hakimlere herşeyden önce Anayasa"ya uygun olarak hüküm verme yetkisi tanımıştır. Anayasa"nın 11. ve 138. maddeleri, hakime Anayasa"ya aykırılığı saptanmış, yasa hükmünü iptal kararı yürürlüğe girmemiş olsa bile uygulamama yetkisini hatta yükümlülüğünü vermektedir. Zira iptal edilen hükmün uygulanması, hak arama hürriyetinin içini boşaltma anlamına gelecek ve Hukuk Devleti ilkesi ihlal edilmiş olacaktır. Nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesi ve Danıştay"ın iptal kararının yürürlüğe girmemiş olması halinde dahi Anayasa"ya aykırılığı saptanmış yasa hükümlerinin uygulanamayacağına işaret eden kararları vardır. Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararını duyurması, iptal edilen yasanın uygulanmasını durdurucu bir tedbir niteliğine bürünmektedir. Karar gerekçelerinin yazımı ve yayımlanmasının uzun süre alması karşısında hiç olmazsa iptal kararının duyurulması, Anayasa"ya aykırı yasa hükmünün uygulanmasını engelleyecektir. (Turan Yıldırım Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi İd. Huk. Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi-Amme İdaresi Dergisi, cilt:26) İptal hükmünün Resmi Gazete"de yayımlanmasından 6 ay sonra yürürlüğe girecek olması Kanun Koyucuya Anayasa"ya uygun yeni yasa maddesi hazırlanması için verilmiş süre olup, bu süre iptal hükmünün uygulanmasını engellemeyeceğinden idarenin mal, hak ve alacakları haczedilebilir. Öte yandan 6111 sayılı Yasa’nın Geçici 2. maddesinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin 01.11.2012 tarihli kararı sadece iptal tarihinden sonra konulan hacizler için değil, Anayasa"nın 153. maddesindeki geriye yürümeme ilkesinin kesinleşmiş yargı kararları için geçerli olması nedeniyle iptal tarihinden önce konulan hacizlerde de uygulanır.
    Ayrıca 6487 sayılı Yasa’nın 21. maddesi ile değişik 2942 sayılı Yasa’nın Geçici 6. maddesinin son fıkrasında bu fıkra hükmünün bu fıkra kapsamında kalan taşınmazlar hakkında açılan ve kesinleşmeyen davalarda da uygulanacağı düzenlemesinin İdare tarafından kamulaştırılmaksızın el konulan taşınmazlara ilişkin tazminat davaları ile

    Kamulaştırma bedeli tespitine ilişkin davalar için geçerli olduğunun kabulü gerekir. Dava niteliği taşımayan İcra İflas Kanunu hükümlerine göre yapılan şikayet başvuruları bu kapsamda kalmamaktadır. Bu nedenlerdir ki haczedilmezlik şikayetleri para alacaklarına ilişkin olup doğrudan taşınmaza ilişkin dava olarak nitelendirilemez, anılan son fıkra kapsamında düşünülemez.
    Tüm bu yasal düzenlemeler ve Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı değerlendirildiğinde; kamulaştırmasız elatmadan kaynaklanan tazminatlara ilişkin ilamların, icra takibine konu edilmesi halinde, elatma tarihi 09.10.1956 tarih ile 04.11.1983 tarihi arasında ise; takibe konu ilamın 5999 sayılı Yasa"nın 1.maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"na eklenen Geçici 6. maddesinin yürürlüğe girdiği 30.06.2010 tarihinden önce olması durumunda İdarenin mal, hak ve alacaklarının haczedilebileceği, ilam tarihi 30.06.2010 tarihinden sonra ise İdarenin mal, hak ve alacaklarının haczedilemeyeceğinin kabulü gerekir.
    04.11.1983"den sonraki el koymalarda ise; 6111 sayılı Yasa"nın Geçici 2. maddesi haciz yasağı getirmekle birlikte anılan Yasa maddesi Anayasa"ya aykırı görülerek 01.11.2012 tarihinde Anayasa Mahkemesi"nce iptal edilmiş olmakla uygulanırlığı kalmamıştır. Bu durumda ilam tarihi yeniden haciz yasağının getirildiği 11.06.2013 tarihinden önce olması halinde haciz konulabileceğinden şikayetin reddi, ilam tarihi 11.06.2013 tarihinden sonra olması halinde ise haciz yasağı mevcut olduğundan şikayetin kabulü gerekir.
    Somut olayda; 06.11.2012 tarihli takip konusu ilamda idarenin kamulaştırmasız elatma eyleminin 1983 yılından öncesine ait olduğuna ilişkin iddia ve bilgi bulunmamaktadır. Bu nedenle kamulaştırmasız elatmaya ilişkin eylemin 1983 yılından sonra olduğunun kabulü gerektiğinden ve olayda uygulanması gerekli 6111 sayılı Yasa"nın Geçici 2. maddesinin iptal edildiği, ilam tarihinin 11.06.2013"den öncesine ait olduğu da nazara alınarak, borçlu aleyhine haciz uygulanmasında anılan yasal çerçevede hukuka aykırı bir yön bulunmadığı kabul edilmelidir. Mahkemenin bu şikayete ilişkin ret kararı doğrudur.
    Bu durumda, Mahkemece, şikayet sebepleri arasında yer alan 5393 sayılı Kanun"un 15/son maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetinin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi yerine eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
    SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme hükmünün yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre alacaklı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 20.01.2015 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi