22. Hukuk Dairesi 2013/6007 E. , 2013/7920 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVALILAR :
DAVA : Davacı, ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı Kurum, 2004 yılında Sincan ilçesi, Halk Eğitim Merkezi ve Akşam Sanat Okulunda yapılan teftişte aynı binada kadrolu usta öğretici veya kadrolu öğretmenlerin kurslarındaki azami kursiyer sayısı dolduktan sonra aynı programda ücretli usta öğretici görevlendirilmesi gerekirken buna uyulmayarak yıl boyunca davalı 77 usta öğreticiye 13626 saat karşılığı 42.240,60 TL ödenmiş olduğunun belirlendiğinden bahisle davalılardan toplam 42.240,60 TL alacağı olduğunu, idare tarafından yapılan tüm tebligatlara rağmen bugüne kadar rızaen ödemede bulunulmadığını, ... dışındaki davalılardan dilekçede belirtilen miktarlarla sınırlı olmak kaydı ile davalılardan tahsiline, ..."tan ise toplam alacağın diğer davalılara ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar, Sincan Halk Eğitim Merkezinde sigortalı kadrosuz usta öğretici olarak çalışıldığını, belirli süre ile usta öğreticilik yaptıklarını, girdikleri ders karşılığı da ücret aldıklarını, istenilen miktarların aldıklarından fazla olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, davanın davalılara ayrı ayrı açılması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkeme Kararının Özeti:
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu"nun 89. maddesine istinaden çıkarılan Milli Egitim Bakanlığı Kurumlarında Sözleşmeli veya Ek Ders Görevi İle Görevlendirilecek Uzman Ve Usta Öğreticiler Hakkında Yönetmeliğinin 5/2 maddesi uyarınca uzman ve usta öğreticilerin 657 sayılı Kanun"un 89. maddesi uyarınca 02.12.1998 tarihli 98/12120 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan ... öğretmen ve yöneticilerinin ders ve ek ders saatlerine ilişkin esaslarda belirtilen miktarlarda ek ders görevi verileceği belirtildiğinden davalıların çalışmasının bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği ve ücretlerinde bu kapsamda ödendiği, taraflar arasındaki ilişkinin statü hukukuna tabi olduğu, işçi-işveren ilişkisinden kaynaklanmadığı, aralarında iş sözleşmesinin de bulunmadığı, sigortalı çalışmasının sonuca etkili olmadığı mahkemenin görevli olmayıp uyuşmazlığın çözüm yerinin İdari Yargı olduğu, davanın yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davacı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Uyuşmazlık taraflar arasındaki ilişkinin 4857 sayılı İş Kanunu"nun kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır.
Mahkemelerin görevlerini belirleyen usul hukuku kuralları kamu düzenine ilişkindir; görev itirazı yargılamanın her aşamasında, usul hukukuna ilişkin hiçbir sınırlamaya tabi olmaksızın taraflarca ileri sürülebileceği gibi, davayı gören mahkeme de, bu yönde bir itiraz olmasa da, görevli olup olmadığını kendiliğinden değerlendirmekle yükümlüdür.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"na göre ise, bir uyuşmazlığın iş mahkemesinde görülebilmesi için işçi sayılan kişilerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş sözleşmesinden veya 4857 sayılı Kanuna dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuki uyuşmazlığın bulunması gerekir. Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınmalıdır.
İş mahkemelerinin görev alanını hakim, tarafların iddia ve savunmalarına göre değil, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 1. maddesini esas alarak belirleyecektir.
Davanın çözümünde adli yargı görevli ise davanın mahkemenin görevsizliği nedeniyle usulden reddi ya da dava dilekçesinin görev nedeni ile reddi ile birlikte dosyanın görevli hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
İdari Yargının görevli olması “dava dilekçesinin yargı yolu yanlışlığı nedeni ile reddine” karar verilmesi gerekir. İdari Yargı görevli ise gönderme kararı verilemez.
5521 sayılı Kanun’un 1. maddesi uyarınca iş kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davalı ..."un Halk Eğitim Merkezi ve Akşam Sanat okulu müdürü olduğu, diğer davalıların ücretli usta öğretici olarak görevlendirildikleri, davalılara ücretlerinin 657 Kanun"un 89. maddesine uygun olarak Bakanlar Kurulunca çıkarılan kararlar uyarınca Maliye Bakanlığınca belirlenen ders ücretleriyle ödendiği anlaşılmaktadır.
657 sayılı Kanun’un 89. maddesinde "Her derecedeki eğitim ve öğretim kurumları ile Üniversite ve Akademi (Askeri Akademiler dahil), okul, kurs veya yaygın eğitim yapan kurumlarda ve benzeri kuruluşlarda öğretmen veya öğretim üyesi bulunmaması halinde öğretmenlere, öğretim üyelerine veya diğer memurlara veyahut açıktan atanacaklara ücret ile ek ders görevi verilebilir. Ücretle okutulacak ders saatlerinin sayısı, ders görevi alacakların nitelikleri ve diğer hususlar ilgili Bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulunun kararı ile tespit olunur", hükümleri yer almaktadır.
Bu maddeye istinaden çıkarılan, ... kurumlarında sözleşmeli veya ek ders görevi ile görevlendirilecek uzman ve usta öğreticiler hakkında yönetmeliğin 5/2 maddesi uyarınca da, Uzman ve Usta Öğreticilerin 657 sayılı Kanun"un 89. maddesi uyarınca 02.12.1998 tarihli ve 98/12120 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan ... Öğretmen ve Yöneticilerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Esaslarda belirtilen miktarda ek ders görevi verilebileceği belirtilmiştir.
Sorun daha çok, statü hukukuna tabi kamu çalışanları ile yine kamuda çalışan işçiler arasındaki ayrım noktasında ortaya çıkmaktadır. T.C. Anayasasının 128. maddesi, “Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür. Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir” şeklindedir.
657 sayılı Kanun"un 4. maddesinde ise, kamu hizmetlerinin memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle görüleceği hükme bağlanmıştır. Aynı Kanun"un (A) bendinde, mevcut kuruluş biçimine bakılmaksızın, devlet ve diğer kamu tüzel kişiliklerince genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerini ifa ile görevlendirilenler, bu Kanunun uygulanmasında memur sayılacağı, ayrıca maddede sözü edilen kurumlar dışındaki kurumlarda, genel politika tespiti, araştırma, planlama, programlama, yönetim ve denetim gibi işlerde görevli ve yetkili olanların memur oldukları belirtilmiştir.
Öte yandan, davalıların sosyal güvenlik hukuku yönünden Sosyal Sigortalar Kurumu kapsamında gösterilmesi iş sözleşmesi ile çalıştığını göstermez.
Davalılar 657 sayılı Kanun"un 89. maddesinde belirtilen statü içinde görevlendirilmiştir. Davacı ile davalılar arasında iş sözleşmesi bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ilişkinin statü hukukuna tabi olduğunun kabulü gerekir. Aradaki hukuki ilişki iş sözleşmesi, bir başka anlatımla işçi-işveren ilişkisi olarak nitelenemez. Bu itibarla mahkemenin iş mahkemesinin görevsiz olduğuna ilişkin tespiti isabetli olmuştur.
Ancak, idari yargı yerlerinde açılacak davalarda husumetin kimlere yöneltileceğine ilişkin düzenleme 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası"nın 2. maddesinde yer almıştır.
Bu madde gereğince idari yargı yerlerinde ancak ilgili idare kurumu dava edilebilir. Bu kanuni düzenlemeye göre gerçek kişiler aleyhine idare mahkemelerinde dava açılamaz.
İdarenin, kurum zararının tazmini amacıyla kişisel sorumluluğa dayanılarak ilgili kamu görevlisi aleyhine açtığı rücu davaları ya da haksız kazanca ilişkin davalar ile Borçlar Kanunu’na dayalı hak iddialarına ilişkin anlaşmazlıkların çözüm yeri de adli yargıdır.
O halde, genel mahkemede görülmek üzere davanın görev yönünden reddine dair karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, 15.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.