11. Hukuk Dairesi 2016/7652 E. , 2018/1503 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasında görülen davada .... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 26/04/2016 tarih ve 2015/34-2016/220 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı, adına kayıtlı taşınmaz üzerindeki kayısı bahçesinin davalı ... şirketi tarafından 11/03/2012 tarih ve 1917298 sayılı sigorta poliçesi ile .... ile sigortalandığını, 08/05/2012 tarihinde dolu yağması sebebiyle kayısı ağaçlarının % 44 oranında hasar gördüğünü, davalı ... şirketinin oluşan zararı poliçe kapsamında tazmin etmediğini belirsiz alacağın tespiti ile en yüksek banka faizi ile birlikte hesaplanarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... şirketi vekili, davanın süresi içerisinde açılmadığını davanın zamanaşımına uğradığını savunmuştur.
Fer’i müdahil ..... vekili, davaya konu poliçe de dain-i mürtehin bulunduğunu, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, tarım sigortalarında dava zamanaşımı süresinin 2 yıl olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre HMK.114/1-(g) bendinde gider avansının yatırılmasının dava şartı olarak sayıldığı, HMK 115/2. maddesi uyarınca davacı yana eksik yatırılan 1.100,00 TL gider avansının iki haftalık kesin süre içerisinde yatırılması gerektiğinin ihtar olunduğu ancak davacının gider avansını yatırmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı temyiz etmiştir.
1-Dava, Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigortaları Poliçesi"ne dayalı hasar tazmin istemine ilişkindir. Tarım sigortalarının işleyişinde temel unsur Tarım Sigortaları Havuzu olup 5363 sayılı Kanunu’nun 9. maddesinde bu Havuzun işletilmesine ilişkin iş ve işlemlerin, Havuza katılan ... şirketlerinin eşit oranda pay sahibi olacağı anonim şirket statüsünde kurulacak şirket tarafından yürütüleceği hükme bağlanmıştır. Aynı hükümde tazminat ödemeleri dahil olmak üzere şirketin görevleri sayılmıştır. Anılan Kanun 14. maddesinde de sigorta şirketlerinin, tarım üreticileri ile tarım sigorta sözleşmelerini kendi adlarına akdedecekleri, prim ve risklerin tamamını Havuza devredecekleri ve sözleşmeleri Havuz tarafından belirlenen standart poliçeler üzerinden yapacakları düzenlenmiştir. 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu çerçevesinde Havuzu işletmek üzere .... Sigortaları Havuz İşletmesi A.Ş. (....) kurulmuştur. Somut olayda davacı bu havuzun ortağı olduğu anlaşılan davalı ... A.Ş. ile "... Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigortaları Poliçesi” düzenlemiştir. Anılan sigorta poliçesinden dolayı tazminat ödeme yükümlülüğü, .... A.Ş."ne aittir. Bu itibarla, mahkemece HMK 124. Madde hükmü de dikkate alınmak suretiyle, davalı yanın pasif husumet ehliyeti olup olmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.
2-Kabule göre, 01.10.2011 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun harç ve avans ödenmesi başlıklı 120. maddesine göre, “Davacı, yargılama harçları ile her yıl ... .... çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir.” Anılan Kanun"un 114. maddesinin “g” bendinde, gider avansının dava şartlarından olduğu belirtilmiştir. Dava şartlarının incelenmesini düzenleyen 115. maddesinde “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” denilmiştir.
Adalet Bakanlığı tarafından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 120. maddesi gereğince hazırlanan gider avansı tarifesi ile buna ilişkin tebliğ, 30.9.2011 tarih ve 28070 sayılı Resmi Gazete"de yayınlamıştır. 01.10.2011 tarihinden itibaren yürürlüğe giren tarifenin 3. maddesinde, gider avansının, her türlü tebligat ve posta ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderleri kapsadığı belirtilmiş; 4. maddesinde, taraf sayısı, tanık sayısı, başvurulan deliller (keşif gideri, bilirkişi ücreti vs.) gözetilerek belirlenen tahmini yargılama giderinin, gider avansı olarak önceden yatırılması amaçlanmıştır.
Somut olayda, davacı vekiline verilen kesin mehil yukarıda açıklandığı üzere gider avansının değil, 6100 sayılı HMK"nın 324. maddesinde yazılı olan bilirkişi ücretine ilişkin delil avansının yatırılmasına ilişkindir. Mahkemece, davacı vekiline verilen kesin mehle rağmen bu giderin yatırılmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de, 6100 sayılı HMK"nın 324/2 maddesi "Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır." hükmü uyarınca delil avansının yatırılmaması ilgili delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılma neticesini meydana getireceği gibi, mahkemece niteliği itibariyle delil avansı olan gider için verilen kesin mehilin sonuçları açıkça anlatılıp ihtar edilmeden usulüne uygun kesin mehil verildiğinden de bahsedilemez. Bu itibarla, mahkemece delil avansı olan bilirkişi ücretinin yatırılmaması 6100 sayılı HMK"nın 324/2 maddesi uyarınca ilgili delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılma sonucunu doğuracağından delil avansı olan bilirkişi ücretinin gider avansı olarak değerlendirilip, ihtaratta verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücretinin ikmal edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği ifade edilmek suretiyle mehlin sonuçları da hatalı belirtilerek ve neticeten davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilerek, anılan yönlerden usulüne uygun kesin mehil de verilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın re"sen (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 28/02/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(M)
....
KARŞI OY
1- Dava, tarım sigortasından doğan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
2- Mahkemece 6100 sayılı HMK"nın 120. Maddesi uyarınca, bilirkişi ücreti ile keşif ücretinin eksik yatırıldığı gerekçesiyle, eksik kısmın tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilmiş, yatırılmadığı takdirde davanın usulden reddine karar verileceği ihtarına rağmen verilen süre içerisinde ücret yatırılmadığı için davanın usulden reddine karar verilmiştir.
3- Yüksek Daire, HMK"nun 324. Maddesi gereğince “istenen avansın delil ikamesi avansı niteliğinde olduğu ve bu avansın süresinde yatırılmamasının hukuki sonucunun, delile dayanan tarafın o delilden vazgeçmiş sayılması olduğu gerekçesiyle, mahkemece esasa girilmeden davanın usülden reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir. Bu görüşe katılmıyorum.
4- Davacının başlangıçta yatırması gerekli gider avansı HMK 114/1 (g) maddesi uyarınca, dava şartları arasında sayılmış olup, gider avansının neler olduğu yasada açıkça sayılmamış, ancak HMK m. 120 de gider avansının ..... Bakanlığınca her yıl çıkarılacak Gider Avansı Tarifesinde belirleneceği ifade olunmuş 6100 S. HMK’nın uygulanma şeklini gösteren HMK Yönetmeliği m. 45 te ise “Gider avansı, her türlü tebligat ve posta ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderler için davacıdan alınan meblağı ifade eder” şeklinde tanımlanmıştır. Adalet Bakanlığı tarafından çıkartılan .... Gider Avansı Tarifesi m. 4’de ise, keşif ve bilirkişi ücreti, gider avansları arasında sayılmıştır.
5- Her ne kadar Yüksek Daire çoğunluk üyeleri, HMK m. 324’te yer alan
“(1) Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler.
(2)Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır.
(3)Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır” şeklindeki düzenlemeye dayanarak, keşif ve bilirkişi ücretinin delil avansı niteliğinde olduğunu kabul etmiş ise de, bu maddenin gerekçesinde; “ “Harç ve avans ödenmesi” başlıklı 125 (gerçekte 120) inci maddesinde davacının dava masraflarının karşılığı olarak avans ödemesi öngörülmüştür. Bu avans, davacının delillerinin toplanması için yapılması gereken harcamaları da kapsar. Bu maddede ise daha çok davalının delillerinin toplanması için ödemesi gereken avans düzenlenmiştir. Öte yandan davacının avansı yönünden "Dava şartları" başlıklı 119 uncu maddede hüküm getirilmiştir. Davacının avansı yatırmış olması dava şartlarındandır. Şu halde davacı avansının yargılamanın devamı sırasında yetersiz kalması halinde, uygulanacak hüküm, bu maddeden ziyade 125 inci madde hükmüdür. Madde, esas itibarıyla 1086 sayılı Kanunun 414 üncü maddesinin günümüz .... uyarlanmış şeklidir. 1086 sayılı Kanunun 414 üncü maddesi hükmüne göre hakimin, gösterdiği herhangi bir delil için ilk duruşma gününe kadar masraf yatırması yönünde ilgili tarafa süre verebilmesi, bu sürenin sonuna kadar masrafın yatırılmaması durumunda ise ikinci kez süre vermesi mümkündür. İkinci süre, 1086 sayılı Kanunun 163 üncü maddesi uyarınca kesindir. Kanundaki bu hükümler dolayısıyla, ilgili tarafın dosyayı yeterince takip etmemesi veya yargılamayı uzatma niyetinde olması gibi sebeplerle, davada başkaca işlem yapılmaksızın yargılama en az bir oturum ertelenmektedir. Yapılan yeni düzenlemeye göre, "Kesin süre" kenar başlıklı 100 üncü madde uyarınca hakimin genel olarak ikinci kez süre verebilme imkanı var ise de bu maddede bu hususun istisnası düzenlenmiştir. Yani, sunulan delilin getirtilmesi amacıyla masraf yatırılması için, mahkemece ilgili tarafa verilecek süre kesindir.
.../...
Bu hüküm gereğince, taraflardan birinin mahkemeye sunacağı delille ilgili masrafı, verilen kesin süre içinde yatırmaması durumunda diğer tarafın bu masrafı yatırması mümkündür. Aksi takdirde verilen süre içinde masrafı yatırmayan taraf delilden vazgeçmiş sayılacak ve kesin sürenin istisnasının bulunmamasından dolayı yargılamanın bir oturum ertelenmesi engellenmiş olacaktır. Maddenin son fıkrasıyla "Re"sen yapılması gereken işlemlere ilişkin giderler" kenar başlıklı 329 uncu maddeye atıf yapılmıştır”. Şeklindeki gerekçesinden de çok açık şekilde, 324.maddedeki delil avansı düzenlemesinin davalının delillerini ibrazına ilişkin olduğu, hak aramaya başlayacak olan davacının başlangıçta davaya ilişkin temel masrafları yatırmasının zorunlu dava şartı olarak düzenlendiği, bu nedenle, davanın ispatı açısından keşif yapılması ve bilirkişi raporu alınmasının zorunlu olduğu hallerde, bu giderlerin yatırılmaması halinde, mahkemece davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi gerekir. Keşfin zorunlu olduğu hallerde, davacıya delil avansı yönünden mehil verildiğinde ve yatırılmadığında, ispatlanamayan davanın esastan reddine karar verileceğinden ve davacının bilahare dava açmasına da engel olacağından, sayın çoğunluğun aksi yöndeki görüşlerine katılmıyorum.