Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/21054
Karar No: 2013/8041

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/21054 Esas 2013/8041 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı işçi, iş sözleşmesinin haklı bir neden olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek, davalıdan kıdem, ihbar tazminatı ile yıllık izin, fazla mesai, genel ve hafta tatili ücreti alacağının ödetilmesi talebinde bulunmuştur. Mahkeme, davacının işten haksız olarak çıkarıldığı, tazminat ve alacaklarının ödenmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak davalı taraf temyiz etmiş ve Yargıtay, davacının imzasını taşıyan ibranamede kesin olarak belirtilen kıdem tazminatının hesaplanan kıdem tazminatından mahsup edilerek hüküm kurulması gerektiğini, davacının beyanına göre mahsup işlemi yapılarak kıdem tazminatının hüküm altına alınmasının hatalı olduğunu belirtmiştir. Ayrıca ibra sözleşmesinin yazılı olması, en az bir aylık sürenin geçmiş olması, ödemelerin banka aracılığıyla yapılması gibi şartları taşımayan ibra sözleşmelerinin geçersiz olduğunu ve bu hususların 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 420. ve 132. maddelerinde düzenlendiğini açıklamıştır.
22. Hukuk Dairesi         2012/21054 E.  ,  2013/8041 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, genel tatil ve hafta tatili ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; duruşma gününün taraflara tebliği için davetiyeye yapıştırılacak posta pulu bulunmadığından duruşma isteğinin reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:


    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı işçi, iş sözleşmesinin haklı bir neden olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek, davalıdan kıdem, ihbar tazminatı ile yıllık izin, fazla mesai, genel ve hafta tatili ücreti alacağının ödetilmesi talebinde bulunmuştur.
    Davalı, davacının işyerini terkettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının işten haksız olarak çıkarıldığı, tazminat ve alacaklarının ödenmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Taraflar arasında düzenlenen, ibranamenin geçerliliği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    İbra sözleşmesi, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Borçlar Kanunu"nda düzenlenmiş olup, kabul edilen Kanun"un 132. maddesi “Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir” hükmünü getirmiştir. İbranameyle ilgili olarak diğer önemli bir düzenleme ise 6098 sayılı Kanun"un 420. maddesinde yer almıştır. Sözü edilen hükme göre, işçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması, ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması şarttır. Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüzdür. Hakkın gerçek tutarda ödendiğini ihtiva etmeyen ibra sözleşmeleri veya ibra beyanını muhtevi diğer ödeme belgeleri, içerdikleri miktarla sınırlı olarak makbuz hükmündedir. Bu hâlde dahi, ödemelerin banka aracılığıyla yapılmış olması zorunludur.
    Ancak yukarıda sözü edilen bu hükümler 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, 6098 sayılı Kanun"un yürürlükte olmadığı bir dönem da düzenlenen ibranamenin geçerliliği sorunu, Yargıtay"ın ibraname konusunda yerleşmiş uygulamaları çerçevesinde değerlendirilmelidir.
    Miktar içeren ibra sözleşmelerinde, alacağın tamamen ödenmiş olması durumunda borç ifa yoluyla sona ermiş olur. Buna karşın kısmi ödeme hallerinde ibraya değer verilmemekte ve yapılan ödemenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilmektedir.
    Miktar içermeyen ibra sözleşmelerinde ise, geçerlilik sorunu titizlikle ele alınmalıdır. İrade fesadı denetimi yapılmalı ve somut olayın özelliklerine göre ibranamenin geçerliliği konusunda çözümler aranmalıdır. Fesihten sonra düzenlenen ve alacak kalemlerinin tek tek sayıldığı ibranamede, irade fesadı haller ileri sürülüp kanıtlanmadığı sürece ibra iradesi geçerli sayılmalıdır.
    İbranamede yer almayan işçilik alacakları bakımından, borcun sona erdiği söylenemez. İbranamede yer alan işçilik alacaklarının bir kısmı yönünden savunma ile çelişkinin varlığı ibranameyi bütünüyle geçersiz kılmaz. Savunma ile çelişmeyen kısımlar yönünden ibra iradesine değer verilmelidir. Başka bir anlatımla, bu gibi durumlarda ibranamenin bölünebilir etkisinden söz edilebilir. Bir ibraname bazı alacaklar bakımından makbuz hükmünde sayılırken, bazı işçilik hak ve alacakları bakımından ise çelişki sebebiyle geçersizlikten söz edilebilir. Aynı ibranamede çelişki bulunmayan ve miktar içermeyen kalemler bakımından ise borç ibra yoluyla sona ermiş sayılabilir.
    Somut olayda, davacının imzasını taşıyan 21.06.2010 tarihli ibranamede kıdem tazminatı 5.299,00 TL gösterilmiş olup, davacı kendisine 2.500,00 TL"sinin ödendiğini belirtmiştir. Bilirkişi 6098 sayılı Kanun ve 5754 sayılı Kanun gereğince, dosyada ödemenin banka kanalıyla yapıldığına dair bir belge bulunmadığından bahisle davacıya 2.500,00 TL ödendiğini kabul ederek, kıdem tazminatı hesabından bu miktarı mahsup etmiş, mahkeme de bu hesap doğrultusunda kıdem tazminatını hüküm altına almıştır.
    Yukarıda da izah edildiği üzere, ibraname makbuz hükmünde olup, 6098 sayılı Kanun"un yürürlüğe girmesinden önceki bir tarihte imzalandığı anlaşılan ibranameye itibar edilmemesi doğru görülmemiştir. İbranamede belirtilen miktarın hesaplanan kıdem tazminatından mahsup edilerek hüküm kurulması gerekirken, davacının beyanı doğrultusunda mahsup işlemi yapılarak kıdem tazminatının hüküm altına alınması hatalıdır.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, 16.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi