4. Hukuk Dairesi 2016/11502 E. , 2017/1196 K.
"İçtihat Metni"
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 04/02/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle manevi tazminat. istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 27/05/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının, davalılardan ..."a yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davacının davalılardan ..."a yönelik temyiz itirazlarına gelince:
Dava, haksız fiil nedeniyle uğranılan manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin zamanaşımı nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, kardeş olan davalıların uzaktan akrabası olduğunu; davalılardan ...’ın, dava dışı oğlu yurt dışına götürebilmek amacıyla 1995 yılında gerçekte var olmayan isimli bir çocuğu noterde düzenleme şeklinde tanıma senedi ile nüfusa kaydettirdiğini ve bu çocuğun nüfustaki anne hanesinde de şahsına ait kimlik bilgilerini kullandığını; 2002 yılında davalılardan ...’ın dava dışı oğlu elinde, var olmayan bir çocuğa ait sahte olarak düzenlenmiş olan nüfus cüzdanını gördüğünde durumdan haberdar olduğunu ve akabinde aynı yıl davalılardan ...’ın yurt dışından göndermiş olduğu vekaletname ve davalılardan ...’ın tanıklığı ile var olmayan bu çocuğa ölüm tutanağı düzenlendiğini, davalıların ceza mahkemesinde resmi belgede sahtecilik suçundan yargılanarak mahkum olduklarını, hiç evlenmemiş olmasına rağmen yaşanan bu durumun köy halkı arasında söylentilere neden olduğunu beyan ederek, manevi zararının tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalılardan ... davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuş, diğer davalı ..., adına dava dilekçesi ekli duruşma gününü bildirir meşruhatlı davetiye usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, ancak; anılan davalı, duruşmalara katılmamış, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; TBK’nun 72. maddesinde düzenlenen haksız fiil zamanaşımı sürelerinin ve olay tarihi olan 1995 yılından dava tarihine kadar “uzamış ceza zamanaşımı” süresi olan 15 yıllık sürenin de dolduğu gerekçesi ile istemin zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Zamanaşımı, bir talep veya dava hakkının kanunda tayin edilen süre içinde kullanılmaması halinde, usul hukukunca öngörülen şekilde ileri sürülmek koşuluyla, borçluya borcunu ödememe imkanı veren bir hukuki müessesedir. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip, sadece onu eksik bir borç haline dönüştürür ve alacağın dava edilebilme niteliğini ortadan kaldırır. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 140. (TBK 161) maddesinde düzenlenen; "Zamanaşımı ileri sürülmedikçe, hakim bunu kendiliğinden göz önüne alamaz" kuralında da vurgulandığı üzere, zamanaşımı kişisel bir savunma nedeni (def"i) olup, bütün öteki savunmalarda olduğu gibi ve özellikle itiraz nedenlerinden farklı olarak, savunulmadığı takdirde mahkemece re"sen gözetilemez ve uygulanamaz. Diğer bir deyişle; zamanaşımının davayı etkisiz bırakması, kendiliğinden gerçekleşmemekte ve ancak borçlunun iradesine bağlı bulunmaktadır.
Somut olayda; davalılardan ... tarafından zamanaşımı defi ileri sürülmemiştir. Zamanaşımı def"i ancak ileri süren davalı yönünden değerlendirilebilir. Bu savunma, açıkça ileri sürmeyen diğer davalıya sirayet etmez. Zamanaşımı savunmasında bulunan davalılardan ... yönünden, davanın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususu irdelenirken, bu davalı ile birlikte zamanaşımı definde bulunmayan davalılardan ... hakkında açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru değildir. Mahkemenin bu kabulü yukarıda belirtilen gerekçelerle yerinde değildir.
Davalılardan ... yönünden işin esasının incelenmesi gerekirken, davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) nolu bentde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davacının diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 28/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.