9. Hukuk Dairesi 2016/34842 E. , 2018/2321 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve sendikal tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalı işyerinde 18/08/2014 - 21/12/2015 tarihleri arasında 1.625,00 TL net ücretle boyahane ustası olarak çalıştığını, davacı 20/12/2015 tarihinde Silivri sahilde işyerinden arkadaşları ile Birleşik Metal İş Sendikasının toplantısına katıldığını, işverenin sendikal faaliyete katılması sebebiyle iş akdini haksız şekilde feshettiğini iddia ederek; feshin geçersizliğinin tespitine ve davacının işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili davacının iş akdinin sendikal faaliyet sebebiyle değil, görevini yerine getirmemesi, yönetici ve çalışanlara uyum sağlamaması hem de iş yerinin düzen ve disiplinini bozması ve siyasi propaganda yaparak işin akışını yavaşlatması nedeniyle geçerli sebeple feshedildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının yazılı savunma alma koşullarına uymadan iş akdinin feshedildiği görüldüğünden işverence yapılan feshin geçersizliğine ve davacının davalı iş yerindeki işine iadesine ilişkin talebinin kabulüne ancak davacı iş akdinin sendikal sebep ile fesih edildiği hususunu ispatlanamadığından sendikal tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili yasal süresi içinde temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanunu"nun 20/2 maddesi uyarınca “feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir”. İşveren ispat yükünü yerine getirirken, öncelikle feshin biçimsel koşullarına uyduğunu, daha sonra, içerik yönünden fesih nedenlerinin geçerli (veya haklı) olduğunu kanıtlayacaktır. Dairemizin kararlılık kazanan uygulaması bu yöndedir. (04.04.2008 gün ve 2007/29752 Esas, 2008/7448 Karar sayılı ilamımız).
İşçi fesihte sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı iddiasında bulunacaktır. İspat yükü ise işverendedir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia etmesi durumunda, bu iddiasını ispatla yükümlüdür (m. 20/f.2). 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 25/6 maddesi uyarınca da “İş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiği iddiası ile açılacak davada, feshin nedenini ispat yükümlülüğü işverene aittir. Feshin işverenin ileri sürdüğü nedene dayanmadığını iddia eden işçi, feshin sendikal nedene dayandığını ispatla yükümlüdür”.
İşçinin feshin başka bir sebebe dayandığını iddia etmesi ve bunu ispatlaması, işverenin geçerli fesihle ispat yükünü ortadan kaldırmaz. (Dairemizin 01.12.2008 gün ve 2008/6294 Esas, 2008/32601 Karar sayılı ilamı).
Bireysel sendika özgürlüğü, kolektif sendika özgürlüğünün temelidir ve bu ikisi bir bütünü oluşturur. Çalışanların örgütlenmesi önündeki tüm engeller, toplu sözleşme düzeninin varlığını tehdit eder. Sendikal nedenle yapılan fesih, bu engellerden biridir. İşçinin sendikaya üye olması üzerine veya sendikal faaliyetleri nedeni ile çıkarılması iş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiğini gösterir. Yaptırım belirlenirken, sendikal nedenle yapılan feshin, ilk bakışta iş sözleşmesi ve işçi üzerinde etkisini gösteren fakat temelde sendikaya ve nihayet toplu sözleşme düzenine yönelik bir haksız fiil olduğunu gözden kaçırmamak gerekir.
Sendikal fesih iddiasında tarafların ispat yükümlülüğü yukarda belirtilen normatif kurallar ile düzenlenmiş olup, burada evleviyetle feshin nedeninin ispat yükümlülüğünün işverene ait olduğu belirtildikten sonra işçinin ileri sürülen fesih nedeninin doğru olmadığı ve bunun sendikal nedene dayandığını ispatla yükümlü olduğu hüküm altına alınmıştır. Başka bir anlatımla sendikal özgürlüğün teminine yönelik olarak sendikal fesih iddialarında tek taraflı bir ispat yükümlülüğü yeterli görülmemiştir. Dolayısıyla işverenin ispat faaliyetinin sendikal nedenle fesih iddialarının değerlendirilmesinde önemli bir etken olacağı aşikârdır.
Diğer taraftan, her ne kadar 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 25/7 maddesinde “Fesih dışında işverenin sendikal ayrımcılık yaptığı iddiasını işçi ispat etmekle yükümlüdür. Ancak işçi sendikal ayrımcılık yapıldığını güçlü biçimde gösteren bir durumu ortaya koyduğunda, işveren davranışının nedenini ispat etmekle yükümlü olur” düzenlemesinde fesih dışında ibaresi kullanılmış ise de sendikal nedenle fesih, iş sözleşmesi devam ederken yapılan sendikal ayrımcılıktan daha ağır bir yaptırım olduğundan, sendikal ayrımcılık yapıldığını gösteren güçlü vakıalar var ise işverenin feshin sendikal nedene dayanmadığını ve geçerli nedeni olduğunu kanıtlaması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta; davacı işçi, iş akdinin haklı veya geçerli bir nedenle feshedilmediğini ve bu feshin asıl sebebinin davalı işyerinde bazı işçilerle birlikte işyeri dışında yaptıkları sendikayla ilgili toplantı olduğunu iddia etmiştir.
Mahkemece işverence gerçekleştirilen feshin haklı ve geçerli olduğu ispatlanamadığından feshin geçersizliğine, sendikal nedenin ispatlanamadığı gerekçesiyle sendikal tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğine göre geçerli fesih konusunda ispat yükü kendisinde olan davalı işveren feshin haklı ve geçerli nedene dayandığını kanıtlayamadığından feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesi isabetlidir.
Ancak davacının sendikal faaliyetlerde bulunduğu tanık beyanlarıyla olduğu sabit olup, uyuşmazlık işverenin sendikal nedenle feshi gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve bu bağlamda ispat yükümlülüğünün yerine getirilip getirilmediği noktalarında toplanmaktadır.
Dosyadaki bilgi ve belgeler ile davacı ve davalı tanıklarının beyanlarından fesihten 1 gün önce davacının bir çay bahçesine daveti üzerine 2 sendika temsilcisi, işçilerden ... ve ...’ın buluştukları, sendikanın faydaları üzerine konuştukları, işverence bu toplantının öğrenilmesi üzerine 1 gün sonra davacının iş akdinin feshedildiği anlaşılmaktadır.
Davalı işverence yazılı fesih bildirimi yapılmamış, işverence fesih nedeni davacının görevini yerine getirmemesi, yönetici ve çalışanlara uyum sağlamaması hem de iş yerinin düzen ve disiplinini bozması ve siyasi propaganda yaparak işin akışını yavaşlatması olarak bildirilmişse de delil sunulmamış, sadece sendikal feshin söz konusu olmadığı, bu iddianın ispatının işçiye ait olduğu yönünde savunma yapılmıştır. Davalı tanıkları beyanlarında dahi somut bir fesih sebebi belirtilmemiştir.
Taraf tanıklarının tutarlı anlatımlarından, davalı işverenin davacıyı sendikal faaliyeti engellemeye yönelik olarak işten çıkardığı anlaşılan ve fesih için neden göstermeyen davalı işverenin, iş sözleşmesini sendikal nedenle feshettiği açık olup, sendikal tazminatın kabulü gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi hatalıdır.
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Hüküm:
Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1- Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2- Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
3- Feshin sendikal nedene dayanması nedeni ile davacının başvurusu, işverenin işe başlatması veya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın tazminat miktarının takdiren davacının 1 yıllık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4- Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5- Davacı vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. uyarınca belirlenen 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6- Alınması gereken 35.90 TL karar-ilam harcından davacının yatırdığı 29.20 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 6.70 TL karar-ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7- Davacının yaptığı harçlar dahil toplam 125.40 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8- Taraflarca yatırılan gider avansının varsa kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve isteği halinde ilgilisine iadesine,
9- Yatırdığı temyiz harcının isteği halinde davacıya iadesine,
Kesin olarak 12.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.