22. Hukuk Dairesi 2016/18626 E. , 2019/16457 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili ve davalı tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı işverenden alacaklarının ödenmesini talep ettiğini bunun üzerine iş akdinin davalı işveren tarafından feshedildiğini, alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir takım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının işe gelmemek suretiyle işten ayrıldığını, alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili ve davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasında davacının aylık ücret miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda, davalıya ait işyerinde uzun yol tır şoförü olarak toplamda 2 yıl 6 ay 21 gün çalışan davacı işçi, ücretinin asgari geçim indirimi dahil 2050 TL olduğunu, asgari ücrete kadar olan kısmın bankadan, kalan kısmın ise elden ödendiğini iddia etmiş, davalı ise, davacının ücretinin asgari ücret olduğunu savunmuştur. Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında davacının sigorta priminin asgari ücret üzerinden yatırıldığı görülmektedir. Dosyada yapılan emsal ücret araştırması sonucunda; Türkiye İstatistik Kurumu tarafından verilen cevapta 2010 yılı Kasım ayında davacının ücretinin ortalama 1100 tl brüt, olabileceği, Motorlu Taşıtlar İşçileri Sendikası ise, sendikasız işçinin 1600 tl, sendikalı ise 2400 tl alabileceğini tespit etmiştir. Dosyada 23.12.2013 tarihli Sosyal Güvenlik Kurumu durum tespit tutanağında, işyerinde 18.12.2013 tarihinde yapılan denetimde davacının “Benim aldığım ücret üzerinden sigortam yatmaktadır. Ücretimi, Garanti Bankasından almaktayım. Elden ücret almamaktayım” şeklinde beyan bulunduğu görülmektedir. Buna göre davacının ücretinin 18.12.2013 tarihine kadar asgari ücret, bu tarihten fesih tarihine kadar da davacının yaptığı iş, emsal ücret araştırması sonucu verilen cevaplar dikkate alınarak net 1800 TL olduğu kabul edilerek yapılan hesaplamalara göre hüküm kurulması yerinde olacaktır. Hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
3- Taraflar arasında davacının fazla çalışma alacağının bulunup bulunmadığı konusunda da uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazi kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.
Somut uyuşmazlıkta, dosyada 23.12.2013 tarihli Sosyal Güvenlik Kurumu durum tespit tutanağında, işyerinde 18.12.2013 tarihinde yapılan denetimde davacının fazla çalışma yapmadığına ilişkin beyanda bulunduğu belirtilmiştir. Buna göre, davacının 18.12.2013 tarihine kadar fazla çalışma yapmadığı kabul edilerek bu alacağın reddine karar verilmesi yerindedir. Ancak bu tarihten fesih tarihine kadar davacının fazla çalışma talebi bakımından tanık beyanlarına göre hesaplama yapılarak hüküm kurulması gerekirken aksi yönde karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 17/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.