20. Hukuk Dairesi 2016/6332 E. , 2018/2692 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mevkii, ... pafta, 1389 parsel sayılı taşınmazı 08/09/1998 tarihinde iyiniyetli .... şahıs olarak satın almış ve tapuda adına tescil edildiğini, müvekkili adına tescilin yapıldığı tarihte tapu kaydında herhangi bir orman şerhi bulunmadığını, dava dışı Orman Genel Müdürlüğü, söz konusu taşınmazın Devlet ormanı sınırları içinde kaldığı iddiasıyla müvekkiline karşı tapu iptal davası açıldığını, söz konusu dava, ... .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/448 Esas, 2007/123 Karar sayılı ilamı ile karara bağlandığını ve kesinleştiğini, mezkur ilama binaen, müvekkilinin malik olduğu ... ilçesi, ... köyü 1389 parsel sayılı taşınmazın tamamının ... adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle, .../B vasfıyla ... adına tescil edildiğini, müvekkiline bu işlem neticesinde herhangi bir bedel ödenmemiş ve bu suretle müvekkilinin mülkiyet hakkına tecavüz edildiğini, tamamen iyi niyetle ve tapu sicilindeki kayıtlara güvenerek taşınmazı iktisap eden müvekkilinin, bedelini ödemiş olduğu taşınmazını bu vasıtayla kaybetmiş ve zarara uğratıldığını, halihazırda bu zarar giderilmediğinden huzurdaki davayı açma gereği hasıl olduğunu, Medeni Kanunumuzun 1007. madde gereğince "tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan devletin sorumlu olduğunu, yine aynı kanunun 1023. maddesine göre "Tapu kütüğündeki tescile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur" buna göre taşınmazı satın aldığı tarihe tapu sicilinde orman şerhi bulunmadığı gibi satışa engel bir durum da mevcut olmadığı halde taşınmazı mahkeme kararıyla elinden alınan iyi niyetli müvekkilinin zararının giderilmesi gerektiğini, fazlaya, faize, tüm hak ve alacaklarına dair her türlü talep, dava ve ek dava açma haklarının saklı kalmak kaydıyla, yukarıda arz ve izah olunan hususlar ve mahkemece resen tespit edilecek sebeplerle davanın kabulü ile, müvekkiline ait dava konusu taşınmazın mahkeme kararı ile tapu kaydının iptali sebebiyle müvekkilinin uğradığı zarara karşılık olarak şimdilik ....000,00.-TL"nin dava tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri, masraflar, harçlar ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; davacının davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava,TMK’nın 1007. maddesine dayalı olarak açılan tazminat istemine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; ... köyü 1389 parsel sayılı taşınmazın 1978 yılında yapılan kadastro sırasında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tarla vasfı ile Bahadır Biçici adına tespit ve tescil edildiği, 08/09/1998 tarihinde satış nedenine dayalı olarak davacı adına tescil edildiği, ....01.2002 tarihinde taşınmazın ... adına orman sınırı dışına çıkarılan alanda kaldığının şerh edildiği, ... tarafından açılan dava sonucu ... .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/448-2007/123 K. sayılı ilamıyla taşınmazın tamamının tapusunun iptaline ve ... adına .../B vasfı ile tesciline karar verildiği, hükmün 08/05/2007 tarihinde kesinleştiği, 03/.../2014 tarihinde ise eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece; 6292 sayılı Kanun .../04/2012 günü Resmi Gazetede yayımlanıp aynı günde yürürlüğe girmiştir, eldeki davamız ise 03/.../2014 tarihinde açılmış olup, davacının beyanlarından da anlaşılacağı gibi öngörülen ... yıllık süre içerisinde 6292 sayılı Kanun kapsamında idareye başvurulmadığı ve bu haklarını kullanmadıkları anlaşılmakla, Yasaca öngörülen süre içerisinde idareye başvurmamaları nedeniyle idareden başkaca talepte bulunmayacakları, hak ve tazminat talep edemeyecekleri ve dava açamayacakları düzenlemesi karşısında, ... yıllık süre geçtikten sonra açılan davanın yasa da öngörülen süreden sonra açılması nedeniyle reddine karar verilmişse de delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülmüştür,
Şöyle ki; .../04/2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve ... adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin değerlendirilmesi ile hazineye ait tarım arazilerinin satışı hakkında kanunun ".../A veya .../B belirtmelerinin terkini ve iade edilecek taşınmazlar" başlıklı 7. maddesinin .... fıkrasının (a) bendinde, Tapu ve Kadastro ve imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kayıtlı olan taşınmazlardan ... adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesi ile tapu kütüklerine .../A veya .../B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtlarının bedel alınmaksızın geçerli kabul edilebileceği ve tapu kütüklerindeki yine .../A veya .../B belirtmelerinin terkin edilerek tescillerinin aynen devam edeceği, açılan davalar sonucunda tapularının iptali ile ... adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılacağı, ancak, bu kararlardan infaz edilerek tapudan ... adına tescil edilen taşınmazlar ise ilgilileri tarafından bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren ... yıl içinde idareye başvurması halinde bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına iade edilebileceği; aynı Kanunun 7. maddesinin .... fıkrasında ise, .... fıkra kapsamında kalan taşınmazlardan tapuda ... adına tescilli olan taşınmazlar hakkında aynı fıkrada belirtilen süre içerisinde idareye başvurmayan ilgililerin haklarının bu sürenin bitimi ile birlikte sona ereceği bu kişilerin idareden başkaca talepte bulunamayacakları, hak ve tazminat talep edemeyecekleri ve dava açamayacakları hükmü bulunmakta ise de; 6292 sayılı Kanunda yer alan “... yıl içinde idareye başvuruda bulunmayanların başkaca hak talep edemeyeceklerine” ilişkin düzenleme 6292 sayılı Kanundan kaynaklanan hak talep edemeyecekleri anlamına gelmekte olup, somut olayda dava TMK"nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğuna dayalı olarak açıldığından ve 6292 sayılı Kanuna göre daha genel nitelikte olan Medeni Kanunda düzenlenen bir hakkın özel bir kanunla ortadan kaldırılması mümkün olmadığından, TMK’nın 1007. maddesine dayalı olarak açılan tazminat davasının esası incelenerek hüküm kurulması gerekirken aksi düşünce ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Kabule göre de; 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davalar belirsiz alacak davası niteliğinde olmayıp nispi harca tâbi davalardan olmasına rağmen dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden nisbi harç tamamlanmadan hüküm kurulmuş olmasıda doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 05/04/2018 günü oybirliği ile karar verildi.