10. Hukuk Dairesi 2010/12345 E. , 2012/2248 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, 16.02.1998 ile 10.11.1999 ve Eylül 2001 ile 08.09.2006 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının 2004 yılının 6. ayı ile 2006 yılı 1. Ayı arasında toplamda 210 gün süre davalı şirkette çalıştığının ve bu sürenin Kuruma eksik bildirildiğinin tespitine, karar verilmiştir.
Hükmün, taraflar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesidir. Anılan Yasanın 6. maddesinde ifade edildiği üzere “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve feragat edilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi karşısında, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olduğu, bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğunun gözetilmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Davacının çalışmaları, 10.06.1998 tarihli işe giriş bildirgesine dayalı olarak, kısmi ve birden fazla giriş ve çıkış tarihi gösterilerek bildirilmiştir. Mahkeme çalışmaları kısmen bildirilmiş, iddia konusu dönemin tümünde çalışması görünmeyen tanık anlatımlarıyla yetinerek, davacının ilk sigortalı işe girişinin 10.06.1998 de Kuruma bildirilmesi nedeniyle bu tarihten öncesine ait dönem bakımından hak düşürücü süre yönünden davanın reddine, sonraki dönem bakımından ise toplamda 210 gün eksik bildirilen sürenin tespitine hükmetmiştir.
Dosya içindeki grafoloji uzmanının, Ücretsiz İzin Dilekçesi ve Eksik Gün Bildirim Formu üzerinde atılı bulunan imzaların davacının eli ürünü olmadığı yolundaki bilirkişi raporu da gözetilmek suretiyle, davacı vekilinin, temyiz dilekçesinde, ücret bordrolarındaki imzaların vekil edene ait olmadığı yolundaki iddiaların mahkemece dikkate alınmadığı ileri sürülmekle bu iddianın üzerinde durulmalıdır. Tespite konu çalışmalara ilişkin olarak işveren tarafından sunulan ücret tediye bordrolarından sigortalının imzasını içerenlerin bağlayıcılık değeri, imzanın aidiyeti sigortalı tarafından kabul edilenler ile inkar edilip de aidiyeti ehil bilirkişi incelemesiyle saptananlardan yine sigortalıca hata-hile-ikrah durumu iddia ve ispat edilemeyenlerle sınırlıdır. Davacının kısmen çalıştığını gösteren ve ismi karşısında imza bulunan ücret tediye bordrolarındaki imzalar davacı tarafından kabul edilmediğinden, sigortalı tarafından imzaların kendisine aidiyeti kabul edilenler ile kabul edilmeyip de hata-hile-ikrah iddiası karşısında bunların aksi eş değer belgelerle iddia ve ispat da edilemeyen belgelerin neler olduğu hususunun tam olarak belirlenmesi ve davalı işyeri temsilcisi tarafından, davacı dışında dört çalışanın daha şirket aleyhine alacak ve tespit davaları açtığı, aynı mahkemenin 2006/120 ve 124 esas sayılı dosyalarında ...arafından açılan tespit ve alacak davalarında, davacı ... "bir anlık kızgınlıkla işverene dava ikame ettiği ve davasından vazgeçtiği" yolunda beyanda bulunduğu belirtildiğinden mahkemece adı geçen davaların akıbetinin ve ... davalı işyerinde yeniden işe başlayıp başlamadığı hususunun da araştırılması gerekmektedir.
Belirtilen ilkeler ışığında, davacının sürekli çalışma iddiasının, re’sen kanıt toplanabileceği yönü de gözetilerek araştırılması; eksikliği belirtilen belgelerin dosyaya katılması yanında, çalışma süresinin tümü yönünden beyanda bulunabilecek birlikte çalışan veya komşu işyeri çalışan veya işverenleri arasından belirlenecek tanıkların beyanına başvurularak, bilgilerinin dayanaklarının dosyaya yansıtılması; her tür kanıttan yararlanmak suretiyle, çalışma iddiasının kuşkuya yer bırakmayacak biçimde ortaya konulması gereği üzerinde durulmamış olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ... ve davalılardan ... iadesine, 14.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.