22. Hukuk Dairesi 2016/18477 E. , 2019/16470 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin ... Mesken San. A.Ş. tarafından işletilmekte iken davalı taarfından devralınan hastanede hemşire olarak 22.05.2006-06.01.2014 tarihleri arasında çalıştığını, müvekkilinin ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştırıldığını ve normal mesaisinin üzerinde fazla mesai yaptırıldığını ancak karşılığının ödenmediğini, bu yüzden iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, fazla mesai alacağı ve ulusal bayram genel tatil alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının bayram ve genel tatillerde belirlenmiş vardiya sistemi ile fazla mesai yapmadan çalıştığını, yapılan fazla çalışmaların karşılıklarının serbest zaman olarak kullanıldığını, davacının iş akdini haklı ve geçerli bir neden bulunmadan feshettiğini beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu :
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir.
İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Aynı ilkeler, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerindeki çalışmanın ispatı bakımından da geçerlidir.
Dosya içeriğinden, davacının davalı işyerinde 22.05.2006-06.01.2014 tarihleri arasında hemşire olarak görev yaptığı anlaşılmıştır.
Somut olayda Mahkemece hükme esas alınan 12.01.2016 tarihli bilirkişi ek raporunda, her ne kadar puantaj kayıtlarına göre davacının fazla çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplama yapılmış ise de 15.04.2015 tarihli bilirkişi kök raporunda esas alınan işyeri kayıtlarının yeterince incelenmediği, hükme dayanak yapılan rapordaki kayıtların işyeri özlük dosyasında yer alan puantaj kayıtları ile örtüşmediği anlaşılmaktadır. Nitekim işyeri kayıtları üzerinde inceleme yapılarak hazırlanan bilirkişi kök raporunda ve itiraz üzerine aynı bilirkişiden alınan ek raporda, davacının fazla çalışma ücreti alacağı bulunmadığı mütalaa edilmiştir. Ayrıca davalı işyerinde aynı dönemde aynı işi yapan dava dışı işçilere ait emsal dosyalarda (Dairemizin 2014/9808, 2015/13771, 2016/5915, 2016/3204, 2018/16480, esas ) davalı işyerinde davacı ile aynı çalışma düzeninde, aynı koşularda çalışan davacılar yönünden fazla çalışma yapılmadığının tespit edildiği görülmüştür. Dosyada mevcut bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğu, hükme esas alınan 12.01.2016 tarihli raporun dosya üzerinde yapılan incelemeye dayandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda fazla çalışma ücreti alacağının varlığı dosya kapsamına, tanık anlatımlarına ve 15.04.2015 tarihli bilirkişi kök raporuna göre hüküm kurmaya yetecek şekilde kanıtlanmış değildir. Hal böyle olunca, emsal dosya içerikleri de dikkate alınarak, iddia ve savunma çerçevesinde işyeri kayıtları üzerinde işyeri adresinde mahallinde inceleme yapılarak, uyuşmazlık konusu fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil alacaklarının hesaplanması gerektiğinin gözetilmemesi hatalı olmuştur.
3-Taraflar arasında davacı işçinin kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı da uyuşmazlık konusudur.
Davacı işçi, işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle iş akdini haklı olarak sona erdirdiğini öne sürmüştür. Ne var ki, davacı işçi, haklı feshi işçilik alacaklarının ödenmemesine dayandırdığına göre, davacının az yukarıda açıklanan şekilde yapılacak araştırma ile fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı bulunup bulunmadığı belirlenmeli ve sonucuna göre davacı işçinin kıdem tazminatı talebi hakkında bir karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen hususlar gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.09.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.