22. Hukuk Dairesi 2019/5863 E. , 2019/16475 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, 10.10.2008-09.09.2015 tarihleri arasında müteveffa ... bünyesinde, sonrasında da müteveffanın kızı olan davalı ... ’nin evinde çalıştığını, işyerinde kendisinin ve eşinin yatılı olarak kaldığını, haftanın 7 günü 24 saat hazır bulunduklarını, ...’ın vefatı sonrası işten çıkartılıp 2 ay sonra ise davalı ... tarafından tekrar işe girişinin yapıldığını, ancak bu işe giriş çıkışın yerinde olmayıp işyerinde kesintisiz olarak çalışmaya devam ettiğini, 09.09.2015 tarihinde iş akdine haksız ve bildirimsiz olarak son verildiğini, 5.000,00 TL ödemenin yapıldığını, yapılan bu ödemeninkendisi tarafından fazla çalışma alacağı olarak kabul edildiğini beyanla, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, işsizlik maaşı, fazla çalışma, hafta ttaili, genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti ve asgari geç,m indirimi alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar vekili, davacının ev hizmetlerinde istihdam edildiğini, hiçbir zaman yaşlı bakımı yapmadığını, ev hizmeti yaptığını, murislerine 2013 yılında kanser teşhisi koyulduğunu ve uzun bir süre İstanbul’da hastanede tedavi gördüğünü, yine evinde 3 ay boyunca profesyonel hemşire tarafından bakıldığını, 01.01.2009 tarihinden itibaren ev hizmetinde çalıştığını, murisin vefatı sonrası davalılardan ... bünyesinde tekrar çalışmaya başladığını, ancak ev hizmetine ihtiyacı bulunmaması üzerine işten çıkarıldığını, sonrasında kendisine 5.000,00 TL ödeme yapıldığını, davacıya ve ailesine evlerinin alt katında barınma imkanı sağlandığını, davacıya hafta tatilinin kullandırıldığını, 09.00-17.00 saatleri arası çalıştığını, yıllık izinlerini kullandıklarını, genel tatil günlerinde çalışmadıklarını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti :
Mahkemece, davacının ağırlıklı olarak ev hizmetlerinde çalıştığından bahisle Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesine dair 29.03.2016 tarihli ilk karar, davacının temyiz talebi üzerine Dairemizin 2016/14768 esas 2016/15415 karar sayılı 30.05.2016 tarihli bozma ilamı ile bozulmuş, Mahkemce bozma ilamına uyulup yapılan yargılamaya, toplanılan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, “ “ 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 320/1. maddesi gereğince basit yargılama usulüne tabi davalarda mahkemece mümkün olan hallerde taraflar duruşmaya davet edilmeden dosya üzerinden karar verilmesi mümkündür. Ancak somut olayda davacının ev hizmetleri ile birlikte hasta bakıcılığı yaptığını belirterek dava açmış olması sebebi ile öncelikle, dava dilekçesinin davalılara tebliği sağlanmalı ve göreve ilişkin gösterilecek deliller toplanarak davacının ağırlı olarak yaptığı iş açıklığa kavuşturulduktan sonra mahkemenin görevi noktasında bir karar verilmelidir. ” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda toplana delillere, tanık anlatımlarına ve bilirkişi raporuna dayanılarak, “..davacının ilk dönem çalışmasında murisin bakıcılığı ve temizlik işlerinde çalıştığı,birincil işinin hasta bakımı olduğu yönünde sonuca varılması halinde daavcının ilk dönem çalışmasının 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında olduğu yönünde tespite varıldığı” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Karar süresi içerisinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Dosya içeriğine göre öncelikle çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 1. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4. maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu Kanun"un uygulanacağı belirtilmiştir.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 1. maddesi uyarınca, İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında, iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir.
İş Kanunu"nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde “ev hizmetlerinde çalışanlar” hakkında bu kanun hükümleri uygulanmaz, düzenlemesine yer verilmiştir. Ev hizmetlerinde aşçı, uşak, temizlikçi gibi işlerde çalışan işçi ile ev sahibi işveren aralarındaki uyuşmazlığın iş mahkemesi yerine genel mahkemelerde çözümlenmesi gerekir. İş Kanunu kapsamı dışında bırakılan bu hizmetleri gören kimselerle bunları çalıştıranlar arasındaki hukukî ilişkilerde Borçlar Kanunu"nun hizmet akdine ilişkin hükümleri uygulanır.
Somut olayda, davacı davalıların murisininin bakımını üstlendiğini ve ağırlıklı görevinin hasta bakıcılığı olduğunu iddia etmiş, davalılar ise davacının hasta bakıcılığı konusunda herhangi bir eğitimi ve uzmanlığının bulunmadığını, işinin “hasta bakıcılığı” olmayıp ev hizmetlerinde çalıştığını, yasal hak ve alacaklarının ödenerek iş akdine son verildiğini savunmuşlardır. Her ne kadar Mahkemece Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı” verilmiş ise de, Dairemizinin 30.05.2016 tarihli bozma ilamı ile konuya ilişkin yeterli araştırma ve inceleme yapılamadan, deliller toplanıp değerlendirilmeden dosya üzerinden karar verilmiş olması nedeniyle karar bozulmuştur. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada Mahkemece yapılan değerlendirmede davacının ağırlıklı işinin “hasta bakımı” olduğu sonucuna varılmış ise de bu değerlendirme dosya kapsamı ile örtüşmemektedir. Zira davacı tanıklarından ... davacının arkadaşı olup komşu sitede çalıştığını, tanık ... köylüsü ve arkadaşının eşi olduğu için davacıyı tanıdığını ifade etmiş olup anılan tanıklarının davacının çalışma şekline ilişkin birebir görgüye dayalı bir anlatımı bulunmamaktadır. Diğer tanık Kahraman İnanç ise davacının eşi olup müteveffanın yatağa bağlı olduğu dönemde bir davacı dışında bir hemşirenin sağlık hizmeti sunduğunu doğrulamıştır. Davalı tanıkları ise müteveffa Mustafa Aydın’ın kanser teşhisi konulduktan sonraki dönemde pofosyonel hemşirelik hizmeti alındığını, davacının hasta bakımı yapmadığını belirtmişlerdir. Kaldı ki davacı tanıkları dahi davacının hasta bakımı konusunda herhangi bir uzmanlığı ve eğitimi olmadığını beyan etmişlerdir. Tüm dosya kapsamı ve tanık anlatımları birlikte değerlendirildiğinde davacının son 7 ayda hasta bakımına yardım ettiği anlaşılmakta ise de baskın görevinin ev hizmetleri olduğu ve çalışmasının ağırlıklı olarak ev hizmetlerinde geçtiği sonucuna ulaşılmaktadır. Bu nedenle davacının taleplerinin Borçlar Kanunun hizmet akdine ilişkin hükümleri çerçevesinde değerlendirlerek uyuşmazlık konusu alacaklar hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davacının çalışmasının 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında olduğunun kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 17.09.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.