22. Hukuk Dairesi 2012/20526 E. , 2013/8521 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ikramiye, ücret ve asgari geçim indirimi alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının davalı şirkete ait işyerinde 27.12.2004-01.08.2011 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin 2011 yılı Haziran, Temmuz aylarına ait ücret asgari geçim indirimi ile 2007-2008-2009-2010-2011 yıllarına ait ikramiye alacaklarının ödenmediğinden 01.08.2011 tarihinde davacı tarafından feshedildiğini, işyerinde yılda dört kez yarım maaş tutarında ikramiye uygulamasının olduğunu belirterek kıdem tazminatı, asgari geçim indirimi, ücret ve 2007, 2008, 2009 yıllarına ait ikramiye alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, iş sözleşmesinin davacı tarafından haksız olarak feshedildiğini, bu sebeple davacının davalıdan kıdem tazminatı alacağı bulunmadığını, davacının herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin aldığını, bu sebeple işverenliğin ikramiye ödememe isteği şeklinde gerçekleşen çalışma şartını zımnen kabul etmiş sayılacağını, davacının ikramiye ödenmeyişini gerekçe göstererek iş sözleşmesini haklı sebeple feshe kalkışmasının dürüstlük kuralıyla bağdaşmayacağını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda işverenin ikramiye uygulamasına yönelik değişikliği davacıya yazılı olarak bildirdiğine veya bu konuda davacının muvafakatini aldığına dair delil bulunmadığı, davacının işçilik alacaklarının ödenmediğinden davacı tarafından haklı sebeple feshedildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dosya içeriğine göre davacı işyerinde yılda dört kez yarım maaş tutarında ikramiye ödendiğini, 2007 yılından itibaren ikramiyelerin ödenmediği iddiası ile ikramiye alacağı isteğinde bulunmuştur. Davalı işveren işyerinde ikramiye uygulamasının olmadığını savunmuştur. Taraflar arasında, işverene ikramiye borcu yükleyen toplu iş sözleşmesi ve
yazılı iş sözleşmesi bulunmamaktadır. Mahkemece tanık beyanlarına ve davalı işverene karşı açılan 2008/735 esas ve 2009/451 karar sayılı dava dosyasında ikramiye isteğinin kabulüne dair kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından onandığı gerekçesiyle işyerinde ikramiye uygulaması olduğu sonucuna varılarak ikramiye alacağına hükmolunmuş ise de davacı tanıkları işyerinde yılda dört kez yarım maaş tutarında ikramiye ödendiğini, 2007 yılından itibaren ikramiyelerin ödenemediğini beyan etmişlerdir. Davalı tanıklarından... şirkette ikramiye uygulamasının olmadığını, tanık ... ise 2005 yılına kadar ikramiye ödemesinin olduğunu 2005 yılından itibaren ikramiye ödeme uygulamasının kaldırıldığını bildirmişlerdir. Taraf tanıklarının sözü edilen anlatımları birlikte değerlendirildiğinde işyerinde ikramiye verilmediği ve iş koşulu haline gelmiş işyeri uygulamasının olmadığı dolayısıyla ikramiye alacağının kanıtlanmadığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki işyerinde ikramiye uygulaması olduğu kabul edilse dahi davacının iddiasına göre 2007 yılından itibaren davacının işyerinden ayrıldığı 01.08.2011 tarihine kadar ikramiye ödenmediği, davacının işverenin ikramiye ödenememesi yönündeki uygulamasına karşı çıkmadığından davalı işverenin ikramiye ödenmemesi iş şartı haline geldiğinin kabulü gerekir. Davacının ikramiye talebinin reddi yerine ikramiye alacağına karar verilmesi hatalı hatalıdır.
3- İş sözleşmesinin sona erdiği dönemde davacıya ikramiye ödemesi yapılmadığından kıdem tazminatı hesabında davacının temel ücretine ikramiye alacağı yansıtılarak hesaplanan kıdem tazminatı alacağının hüküm altına alınması da hatalıdır. Gerekirse hesap bilirkişiden bu yönde ek rapor alınarak kıdem tazminatı hüküm altına alınmalıdır.
4-Davacı 2011 Haziran ve Temmuz aylarına ait ücretlerinin ödenmediği iddiasıyla ücret alacağı isteğinde bulunmuştur. Mahkemece dava konusu ücretlerin ödendiği ispatlanamadığı gerekçesiyle ücret isteği hüküm altına alınmıştır. Davalı taraf ücret alacağının ödendiğini savunmuş, delil listesinde de banka kayıtlarına dayanmıştır. Buna göre davalının ödeme savunması üzerinde durularak davacıya ait banka hesabı kayıtları getirtilmeli, dava konusu ücretlerin ödenip ödenmediği belirlenerek ücret alacağı isteği sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.04.2013 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
(M) (M)
MUHALEFET ŞERHİ
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, kararın onanması gerekir görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılamıyorum.24.04.2013
KARŞI OY
Somut olayda davacı işçi 2007, 2008, 2009, 2010 ve 2011 yıllarına ait ödenmesi gereken ikramiye alacaklarının ödenmediğini, bu nedenle iş sözleşmesini feshetmek zorunda kaldığını ileri sürerek, kıdem tazminatı ile ikramiye, ücret ve asgari geçim indirimi alacaklarının hüküm altına alınması isteğinde bulunmuş, mahkemece isteğin kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
İşyerinde 2007 yılı öncesinde kadar yılda dört kez yarım aylık ücret tutarında ikramiye ödendiği tanık anlatımlarından bir başka işçinin 13.09.2004-21.10.2008 tarihleri arası ikramiye alacağının kabulüne ilişkin verilen ve karar Yargıtay 9. Hukuk Dairesince onanarak kesinleşen karardan anlaşılmaktadır. Taraflarca ödenmesi kararlaştırılan bu ikramiyenin kaldırıldığına ilişkin bir yazılı bir anlaşmanın varlığı veya davacı işçinin değişikliği kabul ettiğine ilişkin yazılı bir muvafakati bulunmamaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 22. maddesinde, "işveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz…” kuralına yer verilmiştir.
4857 sayılı Kanun"un 22. maddesinin birinci fıkrasının asıl konuluş amacı işverenin tek taraflı değişiklik işlemlerine karşı işçiyi korumak; işçinin isteği dışında işini, işyerini ve diğer çalışma koşullarını değiştirecek işveren davranışlarına engel olmaktır. Somut olayda işyerinde yılda dört ikramiye ödeneceğine ilişkin sözleşme hükmü olmasına rağmen, davalı işverence 2007 ve sonrasında ikramiye alacağı ödenmemiştir. İşçinin uzun süre itirazda bulunmaması bu değişikliğe rıza gösterdiği anlamında yorumlanamaz. Ayrıca belirtmek gerekir ki, ikramiye ödemesinin uzun süre uygulanmaması işçi aleyhine iş şartı oluşturamaz. Başka bir anlatımla işyeri şartı ancak işçi lehine oluşabilir. Davalı işverence çalışma koşullarında davacının yazılı kabulü olmadan yapılan değişiklik davacı işçiyi bağlamaz. Bu nedenle mahkeme kararının onanması gerektiği kanaati ile sayın çoğunluğun bozma yönündeki görüşüne katılamıyorum.24.04.2013