1. Ceza Dairesi 2021/8910 E. , 2021/14467 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten Öldürme
HÜKÜM : Sanık ... hakkında maktul ...’i kasten öldürme suçundan 5237 sayılı TCK"nin 81, 29, 62,
53. maddeleri uyarınca 15 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna dair kararı.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Mahalli mahkemece bozma üzerine verilen hüküm olarak temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü;
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ... hakkında maktul ...’e yönelik kasten öldürme suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun suç niteliği tayin, takdire ve tahrike ilişen cezayı azaltıcı nedenlerin nitelik ve derecesi kabul ve takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle değerlendirilip reddedilmiş, bozma üzerine incelenen dosyaya göre verilen hükümde isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık ... müdafiinin; olayda meşru savunmada sınırın aşılması koşullarının bulunduğuna, suç vasfının hatalı olduğuna, katılan ... vekilinin; sanık hakkında TCK’nin 29. ve 62. maddelerinin uygulanmasının hatalı olduğuna, ilişkin ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle, re’sen de temyize tabi olan hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA, Sayın ...’in sanık hakkında TCK’nin 29. maddesiyle yapılan uygulama sırasında makul oranda haskız tahrik indirimi yapılması gerektiğine yönelen karşı oyu ve oy çokluğu ile 29/11/2021 gününde karar verildi.
KARŞI OY
Sanık ...’in maktul ...’i kasten öldürdüğü sübuta eren olayda; sanığın eylemini makul seviyede haksız tahrik altında işlediğini düşündüğümden sanık hakkında asgari oranda tahrik indirimi yapılarak fazla ceza tayinine yönelik yerel mahkeme kararını onaylayan Dairemizin çoğunluk görüşüne katılmıyorum. Şöyle ki;
Yerel mahkemece haksız tahrik uygulaması yapılan olayın oluş şeklinde dosya kapsamına göre tereddüt yoktur. Yerel mahkemeye göre olayın sübutu şu şekildedir. "....Dosya kapsamına göre maktul ... tanık ... ile sevgililerdir. Maktul ...’in tanıklar ... ve ... ile birlikte akşam saatlerinde maktulün evinde yemek yiyip alkol aldıkları, bir süre sonra ...’nin akrabası olan ve taksicilik yapan sanık ...’e sigara ve içki siparişi verdiği, siparişleri getiren sanığın da kendisine yapılan davet üzerine birlikte alkol almaya başladığı, bu sırada aralarında çıkan münakaşa sırasında maktul ...’in ...’nin başına cep telefonu ile vurduğu, sanığında akrabası olan ...’yi sahiplenerek maktulü davranışları nedeniyle uyardığı, ...’nin de kendini korumaya çalışan sanığa sert bir şekilde "sen karışma" demesi üzerine sanığın ...’ye bir tokat attığı, bunun üzerine sanıkla maktul arasında tartışma çıktığı, tartışmanın uzayıp şiddetlenmesiyle birlikte maktulün sanığı evden dışarıya davet ettiği, akabinde sanığın daireden çıkıp asansörün önünde maktulü beklemeye başladığı, maktulün de mutfaktan bir bıçak alıp sanığın yanına geldiği, burada tarafların tartışmaya devam ettikleri, bu sırada maktulün sanığı aniden sol diz üstü uyluk bögesinden bir kez bıçakladığı, sanığı basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek derecede yaralayıp eylemine son verdiği, buna karşılık sanığın yanında taşıdığı namlu ucu 9.4 cm olan bıçağıyla maktulün sol göğüs bölgesine kuvvetlice vurduğu, bıçak darbesinin etkisiyle maktulün hayatını kaybettiği" sabittir.
Sanık ...’e ait dosyada bulunan adli rapordan sağ uyluk 1/3 orta anteriorda 3 cm genişliğinde, 3 cm derinliğinde kesi mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Olay mahallinde bulunan ve maktul ile arkadaş olup maktulle birlikte alkol alan tanık ... hazırlık beyanında; sanıkla maktul tartışmaya başlayınca sanık ...’in “evde tartışmayalım” dediğini ve dışarı çıktığını, sanığın da “hesabımızı dışarıda görelim” diyerek mutfağa gidip bıçak alarak sanığın peşinden dışarı çıktığını, kendisi ile ...’nin maktulün dışarı çıkmasını engellemeye çalıştıklarını, ancak maktul kuvvetli olduğu için ona engel olamadıklarını, maktulün daireden dışarı çıkarak kapıyı kapattığını, kendisi ve ... kapıyı açıp dışarı çıktığında sanık ve maktulün asansör önünde kavga ettiklerini gördüklerini, ... ve kendisinin araya girerek ayırdıklarını, her ikisinin elindede bıçak olduğunu gördüklerini, tarafların yaralanma anını görmediklerini söylemiştir.
Olay sırasında alkol alınan evde bulunan tanıklar ... ve Naime’nin hazırlık beyanlarından; olayın meydana geldiği apartman boşluğuna olay sırasında çıkmadıkları, maktul ...’in yaralandıktan sonra daireye girdiğini gördüklerini beyan ettikleri anlaşılmaktadır.
Sanık ... soruşturmadaki savunmasında; olay öncesi maktul ve tanıklarla birlikte evde alkol alırken sanığın orada bulunan kendisinin uzaktan akrabası ... ile tartışıp ...’nin kafasına cep telefonu ile vurması üzerine kendisinin ortamın bozulduğunu söyleyerek ayrılmak istediğini ve dışarı çıktığını (dışarı çıkmadan önce de ...’nin yüzüne şaka olarak okşar şekilde dokunduğunu) maktulün de kendisinin peşinden elinde bıçakla gelerek arkadaşlarına doğru "ben şimdi ona hesabını soracağım" şeklinde bağırıp elinde bulunan bıçak ile kendisinin sağ ayağına bir kez vurduğunu, bunun üzerine kendisinin de yanında bulundurduğu açılıp kapanır bıçağını çıkararak rastgele sallayarak bir kez ...’e vurduğunu söylemiştir.
Dosya kapsamına, tanık ve sanık beyanlarına uygun olarak yerel mahkeme olayın oluş şeklini belirlerken önce maktulün apartman boşluğunda asansör bekleyen sanığa bıçakla bir kez vurarak yaraladığı sonrasında ise sanığın yanında bulunan bıçağı çıkararak maktule bıçakla vurduğunu tespit etmiş olup bu oluş Dairemizin 13/05/2014 tarihli bozma ilamımızda da aynen kabul olunmuştur.
Bıçakla kavga öncesi sanıkla maktul arasında sözlü tartışma olması, bu tartışmanın alevlenmesi üzerine sanığın maktul tarafından evinden kovulması, maktul evden çıkınca sanığın mutfağa giderek bıçak alıp sanığın arkasından gelirken bunun hesabını soracağım şeklindeki beyanları; dosyadaki tanık beyanlarına göre iriyarı olan maktulün asansör bekleyen sanığa bacağına saplar şekilde (bacakda 3 cm derinlikte ve 3 cm uzunluğunda bir bıçak yarası vardır) ilk saldırıyı yapması, kavganın böylece başlaması ve ilk bıçak darbesini alan sanığın elinde bıçak olan ve tekrar saldırmasına engel hal olmayan ve yine alkollü olan maktulün tekrardan saldırabileceğini öngörebilecek bir pozisyonda olup kendisine saldıran ve bıçağı elinde olan maktulün kalp bölgesine tek darbe vurması olayında TCK’nin 25, 27/2. maddelerinin dahi değerlendirilmesi gerekmekte olup tüm dosya kapsamına ve olayın oluş şekline göre meşru müdafa veya meşru müdafada sınırın aşılması sayılmasa dahi sanığın kendisine yönelen bıçaklı saldırı nedeniyle makul seviyede haksız tahrik altında olduğu kabul edilmelidir.
Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre tarafların hem zamanlı olarak kesici ve delici aletlerle birbirlerine karşı müessir fiilde bulunmaları halinde hangi tarafın önce saldırdığının belirlenememesi halinde her iki tarafa da makul oranda haksız tahrik indirimi uygulanmalıdır. (Dairemizin 2016/823 Esas; 2017/989 Kararı, 2014/3969 Esas, 2015/4334 Karar sayılı kararı).
Yine Dairemizin bizim olayımıza da birebir uyan bir başka kararında da mağdur ve yakınlarının keser ve demir çubukla sanığı BTM ile giderilebilir şekilde yaralaması üzerine sanığın da bıçakla mağdura vurarak öldürmeye teşebbüs ettiği olayda, mağdurdan kaynaklanan ve haksız tahrik oluşturan davranışların ulaştığı boyut dikkate alınarak 1/4 ile 3/4 oranları arasında cezada indirim öngören TCK’nin 29. maddesinin uygulanması sırasında alt ve üst sınırlar arasında makul bir indirim yapılması yerine 3/4 oranında indirim uygulamasını 204/5762 E - 2015/3369 K. sayılı kararında bozma nedeni yapmıştır.
Yapılan tespitler ve Dairemizin örnek kararları doğrultusunda sanık hakkında kasten adam öldürme suçundan verilen cezadan TCK 29. md gereği makul oranda (1/2) haksız tahrik indirimi yapılması gerekir iken asgari oranda (1/4) haksız tahrik indirimi yapılarak sanığa fazla ceza verilmesine dair yerel mahkeme kararını onaylayan Dairemizin çoğunluk görüşüne katılmıyorum.