MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat

Sanığa yüklenen suçtan doğrudan zarar görüp kamu davasına katılma hakkı bulunan ve katılma talebinde bulunan şikayetçinin talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemişse de; katılan sıfatını alabilecek olan şikayetçinin, 5271 sayılı CMK"nin 260/1. maddesi gereğince yasa yoluna başvurma hakkı bulunduğu kabul edilip aynı Yasanın 237/2. maddesi uyarınca şikayetçinin katılan, vekilinin ise katılan vekili olarak davaya kabulüne karar verilerek yapılan incelemede gereği görüşüldü;
5271 sayılı CMK"nin 225. maddesi uyarınca hükmün konusu duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiil ve failden ibaret olup, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılarak açılmayan davadan yargılama yapılıp hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı; ayrıca, özel belgede sahtecilik suçunun oluşumu için sahte özel belgenin düzenlenmesi ya da gerçek bir özel belgenin değiştirilmesinin yanısıra, suçun tamamlanması veya oluşması için zorunlu kurucu unsur olarak sahte özel belgenin hukuki sonuç doğuracak şekilde kullanılması gerekeceği, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 03.07.2013 tarihli iddianamesiyle, sanığın katılana ait iş yerinde çalıştığı sırada katılanın imzasını taklitle kendisi adına maaş bordrosu düzenleyerek özel belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia edilmesi karşısında; iddianamede suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin, sahte özel belgenin düzenlenmesi eylemiyle sınırlandırıldığı, özel belgede sahtecilik suçunun "kullanma" unsurundan bahsedilmediği, iddianamede gösterilen fiilin bu haliyle özel belgede sahtecilik suçunu oluşturmadığı anlaşılmakla, katılan vekilinin temyiz talebi yerinde görülmediğinden, sonucu itibarıyla doğru olan beraat hükmünün ONANMASINA, 25/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.