3. Hukuk Dairesi 2019/2881 E. , 2019/5983 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, oturdukları binanın komşu parselde başlayan inşaatın hatalı yapımı nedeni ile hasarlandığını, iki binanın da mühürlenerek kapatıldığını, daha önce açtıkları davanın kabul edildiği, önceki davanın açıldığı tarihe kadar olan kira bedellerine hükmedildiğini, kusur oranlarının da kesinleştiğini, bu davada önceki davanın açıldığı tarihten sonra oluşan kira kaybının talep edildiğini ileri sürerek şimdilik her bir davacı için 13.936.00.-TL olmak üzere toplam 97.552.00.-TL kusurları oranında müteselsilen faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalılar, davanın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini istemiştir . Davalılar daha sonra da davacı ... dışındaki tüm davacıların davalarının zamanaşımına uğradığını ileri sürmüşler, yalnızca davacı ...’nın davasının süresinde açıldığını belirtmişlerdir .
Davalı, limited şirket davaya cevap vermemiştir .
Mahkemece, davalılar... mirasçıları açısından:
Süresinde zamanaşımı definde bulunulduğu dikkate alınarak, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, davalı Denkur Yapı Denetleme Kuruluşu Ltd.Şirketi açısından: davanın kısmen kabulü ile; (davalı Denkur Yapı Denetleme Kuruluşu Ltd.Şirketinin zarardan sorumlu olduğu kusur oranının, kesinleşen ....Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/464-643 E-K sayılı ilamı ile %40 olarak belirlendiği dikkate alınarak) bilirkişi raporu ile belirlenen toplam 75.000,34-TL kira alacağından davalı şirketin %40 olarak kesinleşen sorumluluğuna isabet eden 30.000,13-TL"nin hükümde belirtilen miktarlarda davalı şirketten tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Zamanaşımı, bir talep veya dava hakkının, kanunda tayin edilen süre içinde kullanılmaması halinde, usul hukukunca öngörülen şekilde ileri sürülmek koşuluyla, borçluya borcunu ödememe imkanı veren bir hukukî müessesedir. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu eksik bir borç haline dönüştürür ve alacağın dava edilebilme niteliğini ortadan kaldırır.
Uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmakta olup olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 60. maddesi uyarınca; haksız fiilden doğan zararın tazminine ilişkin davalar, zarar görenin zararı ve zarar vereni öğrendiği tarihten itibaren bir yıl ve her halde haksız fiil tarihinden itibaren on yıl geçmekle zamanaşımına uğrar, ancak dava ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.
Zarar, zarar verici fiil veya olayın zarar görenin hukuki varlık ve değerleri üzerindeki olumsuz etki ve sonuçları olarak tanımlanabilir. Zamanaşımının işlemeye başlaması için zarar verici olayın değil zararın miktarının öğrenilmesi gerekir. Zarar miktarını bilmeyen davacı rastgele bir miktar üzerinden dava açmak zorunda kalacak ya da zamanaşımı baskısıyla rastgele bir miktar üzerinden davasını ıslah etmek zorunda kalacaktır. Zararından daha yüksek bir miktar için dava açtığında ya da davayı ıslah ettiğinde reddedilen kısım yönünden avukatlık ücreti ve yargılama gideri ödemeye maruz kalacak, zararından daha düşük bir miktar yönünden dava açtığında ya da davayı ıslah ettiğinde ise dava açmakla amaçladığı hakkına tam olarak kavuşamayacaktır. Bu nedenle zarar miktarının öğrenilmiş olması zamanaşımının işlemeye başlaması için zorunludur. ( HGK 2014 /4-896 E - 2016 /332 K sayılı ve 16/03/2016 tarihli kararı )
Somut olayda, davacılar zararın miktarını daha önce açılmış olan dava dosyasına sunulan bilirkişi raporunun düzenlenmesi ile 28/11/2013 tarihinde öğrenmiş ve 14/11/2014 tarihinde eldeki davayı açmıştır. Anılan nedenle zamanaşımı definin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir . Ayrıca davalılar ,davacı ..."nın açtığı davaya yönelik olarak zamanaşımı definde bulunmadığı halde anılan davacının açtığı davanın da zamanaşımı nedeni ile reddedilmesi isabetli bulunmamıştır .
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/07/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.