Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/2619
Karar No: 2018/8843
Karar Tarihi: 29.11.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/2619 Esas 2018/8843 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2017/2619 E.  ,  2018/8843 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : . İş Mahkemesi

    K A R A R
    A) Davacı İstemi;
    Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; davacının, davalı ..."in yüklenici, ... İnş. San. Tic. Ltd. Şti."nin alt yüklenici olarak ..."da inşa ettikleri konut inşaatında aylık net 1.800 USD ücretle kalıp ustası olarak çalışırken 17/07/2008 günü 6 metre yükseklikte kolon kalıbı çakarken dengesinin kaybederek düşmesi sonucu meydana gelen iş kazasında yaralandığını, ... müfettiş raporunda olayın iş kazası sayıldığının tespit edildiğini, Kurumca belirlenen iş göremezlik oranının % 16 olduğunu belirterek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 2.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    B) Davalı Cevabı;
    Davalı ... vekili vekili cevap dilekçesinde özet olarak; husumet itirazında bulunmakla diğer davalı şirket ve davacıyla müvekkilinin hiçbir ticari ve hukuki ilgisi olmadığını savunarak davanını reddini talep etmiştir.
    Davalı ... İnş. Nak. Ltd. Şti vekili özet olarak; % 16 maluliyet oranına itiraz hakkını saklı tuttuğunu, ... tarafından davacıya gelir bağlanıp bağlanmadığı, davacının başvuru prosedürünü yerine getirip getirmediği, peşin sermaye değerinin ödenip ödenmediğinin araştırılması gerektiğini, müvekkilinin üzerine düşen dikkat ve özeni gösterdiğini, davacı ve diğer davalının kusur oranlarının tespiti gerektiğini, ücretin id... edildiği gibi 1.800 USD olmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    C) İlk Derece Mahkemesi Kararı ve Gerekçesi;
    “...1- Maddi tazminatla ilgili olarak dava dilekçesi ıslah dilekçesi dikkate alınarak davanın kabulü ile 159,509,64 TL maddi tazminatın davalılardan müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, tazminata olay tarihi olan 17.7.2008 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine,
    2- Manevi tazminatla ilgili olarak davanın KISMEN KABULÜNE, 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin isteğin REDDİNE, manevi tazminata olay tarihi olan 17.7.2008 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine,..”
    GEREKÇE
    “..Tarafların sunduğu deliller toplanmış olup, dava meydana gelen iş kazası nedenleriyle maddi ve manevi tazminata ilişkindir. Dava açılırken öncelikle davacı taraf davalılardan meydana gelen iş kazası nedeniyle maddi tazminat talep etmiş daha sonra başvuru harcı yatırılmak suretiyle davacı vekili ıslah dilekçesi vererek manevi tazminat talep etmiştir.
    İlk davada istenilen maddi tazminat 2.000,00 TL olup ıslah dilekçesi ile istenilen manevi tazminat 25.000,00 TL"dir. Dosyada toplanan delillere göre davacının olay tarihi olan 17.7.2008 tarihinde ... ülkesinde ... Holding tarafından yapımı üstlenilen 60 konut projesi inşaatı iş yerinde alt yüklenici olarak işleri yürüten ... Ltd. Şirketi unvanlı işveren işçilerinden ... 17.7.2008 tarihinde 6 metre yüksekliğinde betonarme platform kenarındaki kolon kalıbını hazırlarken bulunduğu yerden ayağının kayması sonucu zemine düşerek sol ayağından yaralanmış ve iş kazası meydana gelmiş olup, davacının meydana gelen iş kazası nedeniyle iş göremezlik oranı ... tarafından %16,00 olarak belirlenmiştir.
    Tarafların olaydaki kusur durumlarının tespiti için dosyada iş güvenliği uzmanı 3 kişilik bilirkişi heyetinden rapor aldırılmış düzenlenen 27.2.2016 tarihli raporda asıl işveren ... Holding şirketinin olayda %20, alt işveren ... şirketinin olayda %50, iş güvenliği mevzuatına aykırı hareket eden davacı işçinin %30 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş olup raporda ... Kompleksi inşaatı ile ... holding şirketinin 60 konut inşaat projesi arasında illiyet bağlı kurulamadığından ... unvanlı işverenin kusurunun olmadığı belirtilmiş olup, davalı ... şirket vekili yargılama devam ederken bu şirkete davanın ihbarını talep etmiş ise de düzenlenen kusur raporunun a bendi dikkate alınarak ... unvanlı işverene davanın ihbarı talebi yerinde görülmediğinden mahkememizce ihbar talebinin reddine karar verilmiştir. Kusur raporu usul ve yasaya uygun olup daha sonra hesap raporu aldırılmış, davacının %30 kusuru ve %16 maluliyet durumu dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucunda istenebilecek maddi tazminat 22.6.2016 tarihli raporda 159.509,64 TL olarak hesaplanmıştır. Maddi tazminatla ilgili hesap raporu usul ve yasaya uygun olup hükme esas alınmış, davacı vekili dava dilekçesini ıslah etmiş ıslah dilekçesi davalılar vekillerine tebliğ edilmiş olup maddi tazminatla ilgili olarak dava dilekçesi ıslah dilekçesi dikkate alınarak davanın kabulü gerekmiştir, davalılar arasında belirtildiği üzere asıl-alt işveren ilişkisi söz konusu olduğundan alacaklardan müteselsilen sorumlu tutulmuşlardır.
    Davacı vekili ıslah dilekçesi ile başvuru harcını da yatırmak sureti ile meydana gelen iş kazası nedeniyle manevi tazminat talep etmiş olup iş kazasının meydana geliş şekli tarafların olaydaki kusur durumları davacının olay nedeniyle duymuş olduğu manevi ızdırap, maluliyet durumu, ekonomik koşullar göz önünde tutularak takdiren 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin isteğin ise reddine karar vermek gerekli görülmüştür...”
    D) Bölge Adliye Mahkemesi Kararı ve Gerekçesi;
    “...Davacı vekilinin ve davalı vekillerinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b.1 maddesi gereğince AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE,... ”
    GEREKÇE
    “...İstinaf nedenlerine göre yapılan inceleme ve dosya kapsamına göre uyuşmazlık; iş kazası nedenli tazminat davasında davalı ... A.Ş."nin sorumluluğu, husumet ehliyeti olup olmadığı, taraflara yüklenen kusur oranı, maddi tazminat hesap yöntemi ile miktarı ve manevi tazminatın miktarı noktasında toplanmaktadır.
    Dava meydana gelen iş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminata ilişkindir. Davacı dava dilekçesinde maddi tazminat talep etmiş daha sonra başvuru harcı yatırmak suretiyle ıslah dilekçesi vererek manevi tazminat talep etmiştir. Manevi tazminat talebini bu şekilde talep etmesinde herhangi bir usulsüzlük yoktur.
    Kaza 17.07.2008 günü, kalıp ustası olan davacının yaklaşık 6 metre yükseklikte kolon kalıbı çakarken dengesini kaybedip düşmesi sonucu meydana gelmiş, işçinin sürekli iş göremezlik oranı ... " nun 22.07.2010 günlü raporuyla % 16 olarak tespit edilmiştir.
    Yerel mahkeme maddi tazminat talebinin ıslah edilen miktarıyla kabulüne, manevi tazminatın kısmen kabulüne, davalılar arasında asıl- alt işveren ilişkisi bulunduğundan birlikte sorumlu tutulmalarına karar verilmiştir.
    Davalı ... Ltd. Şti. vekili süre tutum dilekçesi vermiş, muhtıra ve gerekçeli karar tebliği üzerine harcı tamamlamış ancak gerekçeli istinaf dilekçesi vermemiştir. İstinaf süre tutum dilekçesinde, istinaf sebepleri ile gerekçesinin gösterilmediği ve ilk derece mahkemesi kararında kamu düzenine aykırılık da bulunmadığı anlaşıldığından, bu davalı istinaf başvurusunun reddine karar verilmelidir.
    Davalı ... A.Ş. vekili; kazanın, davanın ihbarını talep ettiği ... şirketinin şantiyesinde ve bu şirket ile diğer davalı arasında düzenlenen sözleşme konusu işin yapımı sırasında meydana geldiğini, taraf oldukları 60 Konut İnşaat Projesi ile ilgisi bulunmadığını ileri sürmüştür. Ancak yasal süresinde davaya cevap dilekçesinde ileri sürmediği bu husus ve delilleri ilerleyen aşamalarda ve istinaf dilekçesinde ileri sürmüştür.
    Dosyada mevcut davacı işçinin tarafı olduğu ve İşkur tarafından onaylanmış Hizmet Sözleşmesinde işveren adresi ... 60 Konut inşaatı ... yazılıdır. Diğer davalı şirketin, Kurum müfettişine kaza soruşturması sırasında sunduğu Garanti Bankasındaki maaş ödemesine ilişkin hesap hareket dökümünden; maaşların ... Holding tarafından bu şirket hesabına yatırıldığı, işçi hesaplarına da ... şirketi tarafından aktarıldığı anlaşılmaktadır. 02.05.2008 tarihinde ... "ya davacı işçi için verilen tekrar işe giriş bildirgesinde işveren adı; ... Nakliye İnş. San. Tic. Ltd. Şti./ işyerinin adresi ise; Bakü ... ... yazılıdır. Davalı ... şirketinin mühür ve kaşesinin bulunduğu, 21.07.2008 tarihinde düzenlenmiş ... Vizite Kağıdında işyerinin adresi; ... 60 Konut Projesi yazılıdır. Davacı tanığı ... ve ... de davalı ... şirketini davalı ... Holdingin taşeronu olarak bildiklerini beyan etmiştir. Bunlar birlikte değerlendirildiğinde iş kazasının, davalı ..." in alt yüklenici ... Ltd şirketine verdiği 60 Konut Projesi inşaat yapım işi sırasında ve şantiyesinde meydana geldiği açıktır. Davalı ... vekili istinaf başvurusunda davacının holding inşaatı yerine başka bir inşaata çalıştığı sırada kazaya uğradığını belirtmiş ise de, davaya cevap dilekçesinde bu yönde savunmada bulunmamış sadece ... şirketi ile hiçbir bağının bulunmadığını ileri sürmüştür. ... Holding ile ... şirketi arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisini ortaya koyan belge ve kayıtlar getirtildiğinde ise, bu defa farklı bir savunma yapılmak suretiyle iş kazasının farklı bir şirkete ait inşaat işinde meydana geldiği ileri sürülmüştür. Davacı tanıklarının açık anlatımları ile dosyadaki delil durumuna göre her iki davalının birlikte sorumlu oldukları kabul edilmiştir. Davalı vekili ayrıca MÖHUK 34. madde gereği müvekkilinin kaza nedeniyle sorumlu tutulamayacağını ileri sürmüş ise de davalının buna ilişkin istinaf nedeni de yerinde değildir.
    Davalı vekili istinaf dilekçesinde zamanaşımının gerçekleştiği ve davanın reddi gerektiğini ileri sürmüştür. Ancak kaza tarihi, iş göremezlik rapor tarihi ve dava tarihi dikkate alındığında 10 yıllık dava zamanaşımı gerçekleşmemiştir.
    Yerel mahkemenin hükme esas aldığı kusur bilirkişi raporunda davacı işçi %30, davalı ... AŞ %20, diğer davalı şirket %50 kusurlu bulunmuştur. Davacı ve davalı istinaf başvurusunda kendilerine yüklenen kusur oranın fazla olduğunu ileri sürmüştür. Raporu düzenleyen bilirkişi heyeti üç kişilik inşaat mühendisi iş güvenliği uzmanından oluşturulmuştur. Rapor gerekli hukuki ve teknik verileri içermekte olup denetime elverişlidir. Yasal düzenleme ve oluşa uygundur. Buna ilişkin istinaf nedenleri yerinde değildir.
    Yerel mahkemenin hükme esas aldığı hesap bilirkişi raporundaki hesaplama yöntemine ilişkin davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusu vardır. Tazminat miktarı işçinin kaza tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşur. Başka bir anlatımla, olay tarihi ile hükme en yakın tarihe, diğer bir deyişle, hesap raporu tarihine kadar olan bilinen dönem zararının, işçinin günlük net geliri tespit edilerek bilinen dönemdeki kazancı mevcut veriler nazara alınarak iskontolama ve artırma işlemi yapılmadan hesaplanacağı, bilirkişi hesap raporundaki tarihten 60 yaşın bitimine kadar olan bilinmeyen dönemdeki zararının, 60 yaşına kadar (aktif) dönemde, bilinen son kazancının yıllık olarak %10 arttırılıp %10 iskontoya tabi tutulması suretiyle, 60 yaşından sonra da PMF tablosuna göre bakiye ömrüne kadar (pasif) olan dönemde ise hesaplanacak net asgari ücretle her yıl için ayrı ayrı hesaplanacağı, sigortalı pasif devrede herhangi bir işte çalışılmasa bile, sigortalının salt yaşamsal faaliyetlerini sürdürmesinin ekonomik bir değer taşıması nedeniyle bundan yoksun kalan bakımından bir zarar oluşacağı ve bu zararın karşılanması amacıyla pasif devre zararının hesaplanması gerektiği, bu zararın hesaplanması sırasında esas alınması gereken ücretin asgari ücret olduğu 21. HD" nin yerleşmiş görüşlerindendir. (2015/14708, 2016/7504 Karar sayılı )Belirtilen ilkeler dikkate alınarak hesaplanan bilirkişi raporunda ve bilirkişi raporu esas alınarak kurulan hükümde usul ve yasaya yerleşik içtihada aykırılık yoktur.
    Manevi tazminatın miktarı yönünden de her iki tarafın istinaf başvurusu vardır.
    Manevi zarar adı ile talep edilecek ve mahkemece hükmedilecek manevi tazminat tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Bu ilkeler ışığında, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın oluş şekli, iş göremezlik oranı, olay tarihi dikkate alındığında yerel mahkemece takdir edilen 15.000,00 TL manevi tazminat miktarı dosya kapsamına uygundur.
    Tüm bunlara göre; dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. ...”
    E)
    1) Davacı Temyiz Nedenleri;
    Bilirkişi raporunun son (6) sayfa sekizinci (8) maddesinde yazılı genel doğruları müvekkilinin ihlal ettiğine dair hiç bir somut tespit ve delil olmadığı halde, genel kuraldan bahisle % 30 oranında kusur yüklenmesinin kabul edilemez olduğu,
    Bakiye ömrün PMF tablosuna göre hesaplandığı, TRH-2010 tablosuna göre hesap yapılması gerektiği,
    Bakiye ömür hesabında kaza tarihinin esas alındığı, karara en yakın (hesap tarihi) tarih esas alınarak hesap yapılması gerektiği,
    Caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminata hükmedilmediğini belirtmiştir.
    2) Davalı ... Temyiz Nedenleri;
    Müvekkilinin hiçbir şekilde işverenlik sıfatı ve sorumluluğu bulunmadığı,
    Davaya konu iş kazasının Ş... 9A Bakü Azerbeycan’da mevcut, ... Şirketi’nin, ...’ın Bakü şehrinde tümüyle kendisine ait ve kendi şantiyesinde yer alan ... Kompleksi isimli projeye dair ve projenin ana bina, fitness bağlantı binası, fitness center ve 2 adet villa inşaat işi için diğer davalı ile aralarında imzalanmış sözleşmenin konusu olan iş esnasında meydana geldiği,
    Davacının diğer davalının sigortalı çalışanı olduğu,
    Davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiği,
    5718 sayılı Milletler arası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu’nun 34. maddesinin haksız fiil hükümlerinin uygulanması gerektiği,
    Kendi aleyhlerine % 20 oranında atfedilen kusur oranı esas alınarak hüküm kurulmasının isabetli olmadığı,
    Hesap raporunda belirlenen miktarın fahiş olduğu,
    İnşaat işçisinin 60 yaşına kadar fiilen çalışabilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı,
    Manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu ileri sürmüştür.
    3) Davalı ... Nak. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. Temyiz Nedenleri;
    Davacının dava dilekçesi ile talep etmediği manevi tazminatı ıslah dilekçesi ile talep etmesinin mümkün olmadığı,
    22.03.2016 tarihli kusur raporuna yönelik itirazlarının değerlendirilmediği,
    Davacının dava dilekçesinde dayanmadığı bir delile tahkikat aşamasında dayandığı, id...nın genişletilmesi yasağına aykırı olduğu,
    ..."nın % 16 şeklinde tespit ettiği maluliyet oranının 6 yıl öncesine dayandığı, ATK 3.İhtisas Dairesinden rapor aldırılması gerektiği, maluliyet itirazlarının incelenmediği,
    Hesap raporunda emsal ücret kıyaslaması yapılmadan yüksek miktar üzerinden hesaplama yapıldığı, ücretin fazla şekilde esas alındığı, yeniden emsal ücret araştırması yapılması gerektiği,
    Yabancı ülkelerde çalışan işçiler için yurt dışında çalışan dönemde söz konusu ücretin, projenin bitişi itibarı ile de Türkiye"deki emsallerinin aldığı ücretin esas alınması gerektiği,
    27.02.2016 tarihli kusur raporunu düzenlenen bilirkişi heyetinin sadece ... mevzuatı açısından inceleme yaptığı,
    Hesap raporunda işçinin yılın tüm ayları çalıştığının belirtildiği, oysa inşaat işlerin de çalışılmayan dönemler de olduğunu ileri sürmüştür.
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
    1- Manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 362/1-(a) maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 362/2. maddesinde; ""Birinci fıkranın (a) bendindeki kararlarda alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, kırk bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir."" denilmektedir.
    Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararlar için kesinlik sınırı, karar tarihi 20.07.2016-01.12.2016 tarihleri arasındaki ilamlar için 25000 TL, 02.12.2016-31.12.2016 tarihleri arasında 40000 TL, 01.01.2017-31.12.2017 tarihleri arasında 41530 TL ve 01.01.2018 tarihinden sonra verilen kararlar için 47530 TL" dir.
    Dava ve ıslah dilekçesi değerlendirildiğinde; davacı için 25000 TL manevi tazminat isteminde bulunulduğu, mahkemece verilen 29.11.2016 tarihli kararda 15000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine hükmedildiği, tarafların istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen 08.02.2017 tarihli karar ile istinaf başvurularının esastan reddedildiği ve bu kararın taraflar vekillerince temyize getirildiği dikkate alındığında, hükmedilen manevi tazminat miktarının karar tarihi itibariyle kabul ve red miktarlarının ayrı ayrı 41530 TL’lik temyiz sınırının altında kaldığı açıktır.
    O halde Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti olmayıp, davacı ve davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının 6100 sayılı HMK"nın 362/1-a ve 2, 366 ve 352. maddeleri uyarınca REDDİNE,
    2- Maddi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Dosyadaki temyiz kapsam ve nedenlerine göre; davacı vekilinin tüm, davalılar vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
    Dava, 17.07.2008 tarihli iş kazası nedeniyle sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir
    Mahkemece, 159509,64 TL maddi tazminat ile 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, tazminata olay tarihi olan 17.07.2008 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, fazlaya ilişkin talebin ise reddine karar verilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının davalı şirketlere bağlı olarak ... ülkesinde kalıpçı olarak çalışırken 17.07.2008 günü inşaatta iş kazası geçirdiği, % 16 oranında malul kaldığı, kazanın gerçekleşmesinde davalı işveren şirketlerin % 70, davacı sigortalının % 30 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Ancak davacının yurt dışı çalışması geçici olmasına rağmen Türkiye"de alabileceği emsal ücret konusunda araştırma yapılmamış, sadece yurt dışında çalışmasına karşılık ödenecek emsal ücret araştırılmış ve bildirilen bu ücretin işçinin sürekli alacağı ücret olduğu kabul edilerek hesaplama cihetine gidilmiştir.
    İş kazalarından kaynaklanan maddi tazminat davalarında davacıların zararı sigortalının gerçek net ücreti üzerinden yapılacak bilirkişi hesabı ile belirlenir. Maddi tazminat davalarına doğrudan etkisi dikkate alındığında ücretin belirlenmesi bir ön sorundur. İşverenin ödediği ücrete dair usulünce düzenlenmiş ücret bordroları var ve bu bordrolardan işçinin yaptığı işin niteliğine, tecrübesine göre uygun bir ücretin kendisine ödendiği anlaşılıyor ise bu bordroya dayalı olarak hesaplama yapmak gereklidir.
    Bir işçinin yurt içinde ve yurt dışında aynı işi yaparken aldığı ücretin eşit olabileceğinin kabulü hayatın olağan akışına aykırıdır. Bu nedenle davacının yurt içi ve yurt dışı ücretlerinin aynı olduğunun kabulü ile hesaplama yapılan bilirkişi raporunun hükme esas alınması da hatalı olmuştur.
    Yapılacak iş, davacı sigortalının yurt dışında çalıştığı dönem bakımından kazalandığı işin muhtemel bitme süresi de gözetilerek yurt dışında aldığı ücretine göre, yurt dışındaki işinin bitip yurda döndükten sonraki dönem bakımından ise sendikalı işçi olup olmadığı gözetilerek, sendikalı olması halinde ilgili sendikadan, sendikalı olmaması halinde ise yaptığı iş ve tecrübesi dikkate alınarak meslek odalarından, TÜİK ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığından öğrenilecek olan yurt içerisindeki emsallerinin aldığı ücrete göre hesaplamanın yapıldığı yeni bir rapor almak ve fakat hükme esas teşkil eden ilk rapordaki doneler dikkate alınarak ve taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış haklara riayet edilerek rapor neticesine göre bir karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı KALDIRILMASI, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ :
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine, 29/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi