10. Ceza Dairesi 2019/667 E. , 2019/963 K.
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı"nın, 24/01/2019 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkında ceza verilmesine yer olmadığına dair Manisa 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/12/2015 tarihli ve 2015/527 esas, 2015/1766 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 04/02/2019 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli hakkında, 01/06/2014 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı yapılan soruşturma sonucunda 22/09/2014 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararın 09/10/2014 tarihinde şüphelinin MERNİS adresinde Tebligat Kanununun 21. maddesine göre tebliğ edildiği,
2- Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanması için Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyesinin de şüpheliye 08/01/2015 tarihinde tebliğ edilmesini müteakip 09/01/2015 tarihinde kuruma müracaat ederek tedbirin infazına başladığı, ancak bu aşamada 05/01/2015 tarihinde işlediği iddia edilen diğer bir kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu nedeniyle soruşturma başlatıldığı gerekçesi ile iki evrak birleştirilip, ilk suçtan verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kaldırılarak kamu davası açıldığı,
3- Ancak yapılan yargılama sonucunda, Manisa 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/12/2015 tarihli ve 2015/527 esas, 2015/1766 sayılı kararı ile, “kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sanığa 09/10/2014 tarihinde tebliğ edildiği belirtilmiş ise de bu tebliğin usulsüz olduğu, yapılan araştırmada tebliğin yapıldığı belirtilen ve sanık ile aynı adreste oturan Semra Dal isimli bir akrabası bulunmadığı, Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce gönderilen davetiyenin de 08/01/2015 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, bu nedenle 05/01/2015 tarihli ikinci suçun erteleme süresi içinde işlenmediği ve sanık hakkında dava açılma koşulları oluşmadığı” gerekçesi ile “ceza verilmesine yer olmadığına ve kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının infazının devamına” karar verildiği, kararın yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Manisa 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/12/2015 tarihli kararı ile " ... Manisa C.Başsavcılığınca 22/09/2014 tarih 2014/10 karar no"lu karar ile verilen kamu davası açılmasının ertelenmesine dair kararın sanığa usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği.. " gerekçesi ile ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş ise de,
5721 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 223/1. maddesinde, “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, ./..
güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” ve aynı maddenin 8. fıkrasında "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." şeklinde hüküm çeşitlerinin tahdidi olarak sayıldığı, somut olayda mahkemesince açılan kamu davası hakkında durma kararı verilerek, sanık hakkında geçerli tebligat işlemleri yapılarak müracat etmesi halinde denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi, denetimli serbestlik tedbirine uygun davranılmaması halinde yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, Manisa 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/12/2015 tarihli ve 2015/527 esas, 2015/1766 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (b) ve (c) bendlerinde, "Kişinin, erteleme süresi zarfında;...Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması,... hâlinde, hakkında kamu davası açılır. " hükmüne yer verilmiştir.
Yargılama sonunda verilebilecek karar ve hüküm türlerinin sayıldığı CMK"nın 223. maddesinin; “ceza verilmesine yer olmadığı kararı” verilebilecek durumların belirtildiği 3. fıkrasında,
“Sanık hakkında;
a) Yüklenen suçla bağlantılı olarak yaş küçüklüğü, akıl hastalığı veya sağır ve dilsizlik hali ya da geçici nedenlerin bulunması,
b)Yüklenen suçun hukuka aykırı fakat bağlayıcı emrin yerine getirilmesi suretiyle veya zorunluluk hali ya da cebir veya tehdit etkisiyle işlenmesi,
c) Meşru savunmada sınırın heyecan, korku ve telaş nedeniyle aşılması,
d) Kusurluluğu ortadan kaldıran hataya düşülmesi, hallerinde, kusurunun bulunmaması dolayısıyla ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir.”,
4. fıkrasında;
“İşlenen fiilin suç olma özelliğini devam ettirmesine rağmen;
a) Etkin pişmanlık, b) Şahsî cezasızlık sebebinin varlığı, c) Karşılıklı hakaret, d) İşlenen fiilin haksızlık içeriğinin azlığı, dolayısıyla, faile ceza verilmemesi hallerinde, ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir.”,
Aynı maddenin 8. fıkrasının 2. cümlesinde ise, "... soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." hükmü öngörülmüştür.
Somut olayda, mahkemece yargılama şartının gerçekleşmediği kabul edilerek “ceza verilmesine yer olmadığına” karar verilmiş ise de, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan TCK"nın 191. maddesinin 1. fıkrası uyarınca sanığın cezalandırılması isteğiyle açılan davada TCK’nın 191/4. maddesinde sayılan kovuşturma şartlarının gerçekleşmediğinin anlaşılması durumunda Mahkeme tarafından 5 yıllık erteleme süresi zarfında gerçekleşmesi muhtemel olan dava şartının gerçekleşmesini beklemek üzere CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesi gereğince “davanın durmasına” karar verilmesi gerekirken, yasal koşulları oluşmayan “ceza verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi yasaya aykırı olduğu gibi, CMK’nın 223. maddesinde sayılıp davanın esasını çözen karar türlerinden “ceza verilmesine yer olmadığına” kararı ile yargılamanın
sonlandırıldığı ve bu kararın sonucu olarak sanığın bütün yükümlülüklerinin ortadan kalkması gerektiği halde, "ceza verilmesine yer olmadığına" karar verildikten sonra ayrıca “kamu davası açılmasının ertelenmesine dair kararın infazının devamına” karar verilerek hüküm karıştırıldığından, kararın infaz kabiliyeti bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, somut olayda "kovuşturma şartının" gerçekleşmediğinin anlaşılması durumunda Mahkeme tarafından CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesi gereğince bu şartın gerçekleşmesini beklemek üzere “davanın durmasına” ve denetimli serbestlik dosyanın infazına devam edilebilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, “ceza verilmesine yer olmadığına” karar verilerek davanın esasını çözen bir kararla yargılama sonlandırıldıktan sonra, sanki durma kararı verilmişcesine “kamu davası açılmasının ertelenmesine dair kararın infazının devamına” karar verilerek hükümde çelişkiye neden olunması ve hükmün karıştırılması yasaya aykırı olduğundan, hükmün karıştırılması halinde mahkemenin iradesi açık şekilde ortaya çıkmadığı için kazanılmış haktan da söz edilemeyeceğinden kanun yararına bozma talebi bu değişik gerekçe ile kabul edilmiştir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına dair Manisa 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/12/2015 tarihli ve 2015/527 esas, 2015/1766 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanunun 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 18.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.