21. Hukuk Dairesi 2019/4549 E. , 2020/1604 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozma üzerine ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan .... vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
KARAR
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına göre davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; toplam 31.387,46 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 28/12/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa ödenmesine, Toplam 12.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 28/12/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa ödenmesine, fazla talebin reddine karar verilmiştir.
Usuli kazanılmış hak kavramı, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir.( HGK.nun 12.07.2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03.12.2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.) Usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09.05.1960 T., 21/9; 04.02.1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı)
Somut olayda; Mahkemenin 17/02/2016 tarihli kararının taraf vekillerinin temyizi üzerine davacı yararına hükmedilen 5.000,00 TL manevi tazminatın az olduğu, hükme esas alınan hesaba ilişkin bilirkişi raporunda davacıya bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin davalı tarafın kusuru oranında rücu edilebilir kısmının tenzil edilmesi suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken Ocak 2013 tarihine kadar geçerli peşin sermaye değerinin tamamının düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının ve davacının maddi zarar hesabı için davalı işveren şirketten aldığı ücretin artık bilinen gerçek ücret olduğunun kabul edilerek hesap tarihine kadar yapılan ödemelere ilişkin ücret bordrolarının celbedilmesi ve buna göre hesaplama yaptırılması gerekirken varsayıma dayalı artışlara göre hesaplama yapılarak sonuca gidilmesinin usul ve yasaya aykırı olması sebebiyle bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve yargılamaya devam edilmiş olup, bozma ilamı dışında kalan hususlar yönünden yeniden yeni verilerle hesap raporu alınmış, yukarıda ifade edilen usulü müktesep haklara riayet edilmeden karar verilmiştir.
Yapılacak iş; bozma sonrası hükme esas alınan ücretin esas alınarak 21/04/2015 tarihli bozma öncesi hükme esas alınan hesap raporundaki diğer bütün verilerin aynı kalması suretiyle yeni bir hesap raporu alınması ile önceki bozma ilamındaki hususlara gözönünde bulundurularak usulü kazanılmış haklara da riayet edilerek rapor neticesine göre bir karar vermektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı ... vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10/03/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.