Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8613
Karar No: 2019/5226
Karar Tarihi: 15.10.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/8613 Esas 2019/5226 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/8613 E.  ,  2019/5226 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS


    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekillerince yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 15.10.2019 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz eden davalı ... gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Dava, tapu iptali, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakan annesi ...’in 24 parça taşınmazdaki paylarını 2005 yılında davalı kızı ...’ye satış suretiyle temlik ettiğini, ...’nin de çekişmeli taşınmazlardan 2 parsel sayılı taşınmazı 2013 yılında dayısı olan davalı ...’a devrettiğini, temlik tarihinde mirasbırakanın fiil ehliyetini haiz olmadığını, aynı zamanda temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek satış işlemlerinin iptaline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ..., mirasbırakanın tedavi giderleri ve rahat bir şekilde yaşamak için çekişme konusu taşınmazları satışa çıkardığını, dava dışı olan kızına da taşınmazları teklif ettiğini, onun taşınmazları almak istememesi üzerine 40.000 TL bedel karşılığı satın aldığını, mirasbırakanın satış bedelini tedavisi ve hayır işleri için kullandığını, davalı ..., çekişme konusu taşınmazın miras taksiminde kardeşi olan murise verildiğini, ata yadigarı olan taşınmazın yabancıya gitmemesi için 28.000 TL bedel karşılığı satın aldığını, iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun kanıtlandığı, davalı ...’ın da iyi niyetli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 1925 doğumlu mirasbırakan ...’in 12.04.2014 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak davacı oğlu Kasım, dava dışı kızı ... ve davalı kızı ...’nin kaldıkları, mirasbırakanın maliki olduğu dava konusu 69, 11, 10, 108 ve 2 parsel sayılı taşınmazlarını 09.05.2005 tarih ve 185 yevmiye nolu işlemle, 222, 233, 251, 255, 86, 111, 44, 82, 141, 169, 213, 11, 9, 33, 74, 28, 4, 211 ve 5 parsel sayılı taşınmazlardaki eşi Mehmet’ten intikal eden ¼ miras paylarını ise 09.05.2005 tarih ve 186 yevmiye nolu işlemle davalı kızı ...’ye satış suretiyle temlik ettiği, ...’nin de 2 parsel sayılı taşınmazı 11.11.2013 tarihinde davalı ...’a satış yoluyla devrettiği, ...’ın mirasbırakan ...’nin kardeşi olduğu, davacının temlik tarihinde mirasbırakanın hukuki işlem ehliyetinin bulunmadığı, ayrıca temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak yapıldığı iddiasıyla, satış işlemlerinin iptali istemi ile eldeki davayı açtığı anlalışmaktadır.
    Bilindiği üzere, tapu iptal davasında, ayrıca tescil isteğinde bulunulmamış ise bu durumda mahkemece yapılacak iş, iptal isteminin tescil isteğini kapsamadığı gözetilerek davacıya, ayrıca tescil davası açması için imkân tanımak ve dava açılması halinde her iki dava birleştirilerek karara bağlamaktan ibarettir. Değişik anlatımla sadece iptal davasının kabulüne ve tapunun iptaline karar verilmesi, tapulu bir taşınmazın sicil dışı (kayıtsız) kalması sonucunu doğurur ki, böyle bir uygulama, devletin bütün taşınmazların hukuki ve geometrik durumlarını belirleyerek sicile bağlama yolunda benimsediği dolu pafta sistemi genel ilkesi ile bağdaşmaz. Ne var ki, davacı iptal değil, sadece tescil isteğinde bulunmuş ise Yargıtayın yerleşmiş ve kurallaşmış uygulamalarına göre, tescil isteği tapu sicilinde mevcut eski kaydın iptali isteğini de kapsadığı gözetilerek davacının ayrıca tapu kaydının iptalini de dava etmesine gerek yoktur. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 11.11.1983 tarihli, 981/8-80 Esas, 983/1162 sayılı Kararı).
    Somut olayda, dava dilekçesi ve yargılama sırasındaki beyanlarda, davacının iptal talebinin miras payı oranında mı, tüm mirasçılar adına mı olduğu konusunda bir açıklık bulunmamaktadır. 6100 sayılı HMK"nun 31. maddesinde "Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırılabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir" hükmü düzenlenmiştir.
    Hemen belirtilmelidir ki, 6100 sayılı HMK 33. maddesi hükmü uyarınca olayları bildirmek taraflara hukuki nitelendirmeyi yapmak ve ona uygun yasal düzenlemeyi tayin ve tespit ederek uygulamak mahkemeye aittir. Eldeki davada, iddianın ileri sürülüş biçimi, dava dilekçesinin içeriği ve dosyada mevcut deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacının ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayandığı açıktır.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11.04.1990 gün ve 1990/1–152, 1990/236 sayılı kararında vurgulandığı gibi, davada dayanılan maddi olaylar bakımından birkaç hukuki nedenin bir arada gösterilmesinde ilke olarak usul ve yasaya aykırı bir yön yoktur. Hukuki sebeplerden bir tanesinin diğer hukuki sebebin incelenmesine olanak verir niteliği bulunduğu sürece önem ve lüzum derecesine göre birden fazla hukuki sebep aynı davada inceleme ve araştırma konusu yapılabilir.
    Dayanılan nedenlerden birinin ehliyetsizlik olması halinde ise, kamu düzeniyle ilgili bulunması ve ehliyetsizliğin saptanması halinde öteki nedenlerin incelenme gereğinin ortadan kalkacağı hususları dikkate alındığında öncelikle bu neden üzerinde durulması gerektiği kuşkusuzdur.
    Davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırt edebilme kudreti (gücü) bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç (yükümlülük) altına girebilme ehliyetinden söz edilemez. Nitekim Türk Medeni Kanununun (TMK) “fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir” biçimindeki 9. maddesi hükmüyle şahsın hak elde edebilmesi, borç (yükümlülük) altına girebilmesi, fiil ehliyetine bağlanmış. 10. maddesinde de, fiil ehliyetinin başlıca koşulu olarak ayırtım gücü ile ergin (reşit) olmayı kabul ederek “ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan bir ergin kişinin fiil ehliyeti vardır.” hükmünü getirmiştir. “Ayırtım gücü” eylem ve işlev ehliyeti olarak da tarif edilerek, aynı yasanın 13. maddesinde “yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk yada bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes bu kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir.” denmek suretiyle açıklanmış, ayrıca ayırtım gücünü ortadan kaldıran önemli nedenlerden bazılarına değinilmiştir. Önemlerinden dolayı bu ilkeler, söz konusu yasa ile öteki yasaların çeşitli hükümlerinde de yer almışlardır.
    Hemen belirtmek gerekir ki, TMK"nın 15. maddesinde de ifade edildiği üzere, ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından, karşı tarafın iyiniyetli olması o işlemi geçerli kılmaz. Bu ilke 11.06.1941 tarihli 4/21 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da aynen benimsenmiştir.
    Yukarıda sözü edilen ilkelerin ve yasa maddelerinin ışığı altında olaya yaklaşıldığında; bir kimsenin ehliyetinin tespitinin şahıs ve malvarlığı hukuku bakımından doğurduğu sonuçlar itibariyle ne kadar büyük önem taşıdığı kendiliğinden ortaya çıkar.
    Bu durumda, tarafların gösterecekleri, tüm delillerin toplanılması tanıklardan bu yönde açıklayıcı, doyurucu somut bilgiler alınması, varsa ehliyetsiz olduğu iddia edilen kişiye ait doktor raporları, hasta gözlem (müşahede) kağıtları, film grafilerinin eksiksiz getirtilmesi zorunludur. Bunun yanında, her ne kadar 6100 s. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 282. maddelerinde belirtildiği gibi bilirkişinin “oy ve görüşü” hakimi bağlamaz ise de, temyiz kudretinin yokluğu, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk gibi salt biyolojik nedenlere değil, aynı zamanda bilinç, idrak, irade gibi psikolojik unsurlara da bağlı olduğundan, akıl hastalığı, akıl zayıflığı gibi biyolojik ve buna bağlı psikolojik nedenlerin belirlenmesi, çok zaman hakimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirmektedir.
    Hele ayırt etme gücünün nispi bir kavram olması kişiye eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde en yetkili sağlık kurulundan, özellikle Adli Tıp Kurumu Dördüncü İhtisas Kurulundan rapor alınmasını da gerekli kılmaktadır. Esasen TMK"nin 409/2. maddesi akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceğini öngörmüştür.
    Somut olayda, ehliyetsizlik iddiası yönünden yeterli inceleme ve değerlendirme yapılmamış, ayrıca davalı ... tanıklarından ... ve ... dinlenmeden, olaya ilişkin bilgi ve görgülerine başvurulmadan sonuca gidilmiş, diğer bir söyleyişle davalının tanık delili toplanmayarak savunma hakkı kısıtlanmıştır.
    Hâl böyle olunca, mahkemece, öncelikle tescil davası açmak üzere davacıya süre ve imkan tanınması, açıldığı takdirde eldeki dava ile birleştirilmesi, yine mahkemece davacı tarafa ...nun 31. maddesi kapsamında netice-i taleplerine ilişkin açıklama yaptırılarak kendi miras payları oranında mı, yoksa tüm mirasçılar adına mı tapu iptali ve tescil talep ettiklerinin açıklattırılması, bundan sonra ehliyetsizlik yönünden varsa mirasbırakana ait sağlık kurulu raporları, hasta gözlem kağıtları, reçeteler vs. istenmesi, dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilerek akit tarihinde mirasbırakanın ehliyetli olup olmadığı yönünde rapor alınması, tüm delillerin yukarıda belirtilen ilkeler ışığında değerlendirilmesi, mirasbırakanın temlik tarihinde ehliyetsiz olduğunun anlaşılması halinde, mirasçı olmayan davalı ...’a karşı ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı olarak açılacak iptal ve tescil davalarının Türk Medeni Kanununun 701 v.d. maddeleri gereğince tereke adına açılacağı ve davacı tarafça isteğin paya ilişkin olması halinde davanın dinlenme olanağı bulunmadığının gözetilmesi, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde ise davada dayanılan diğer hukuki neden olan muvazaa iddiaları yönünden davalı ...’nin dinlenilmeyen tanıklarının dinlenmesi, toplanan deliller toplanacak delillerle birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
    Kabule göre de; mahkemece, mirasbırakan ...’in veraset ilamı temin edilerek, mirasbırakan tarafından davalıya temlik edilen paylardan davacının miras payı oranında iptal ve tescile karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde diğer paydaşların payı hakkında da hüküm kurulması ve davacının miras payı dışında kalan paylar davalılar üzerinde bırakılması gerekirken tescil hükmü kurulması da doğru değildir.
    Öte yandan; davacının 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden iptal isteği davalı ...’a, dava konusu diğer 23 adet taşınmaz yönünden ise davalı ...’a yöneltilmiştir. Davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmamaktadır. Bu nedenle her bir davalıya temlik edilen taşınmazların ayrı ayrı değerleri hesap edilerek davacının payı da gözetilmek suretiyle bulunacak miktar üzerinden vekalet ücreti, harç ve yargılama giderlerinin her bir davalıdan ayrı ayrı tahsiline karar verilmesi gerekirken tüm taşınmazların değeri üzerinden hesaplanan harç ve yargılama giderlerinden davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmaları doğru değildir.
    Davalıların temyiz itirazları, değinilen yönler itibariyle yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 2.037.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.














    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi