3. Hukuk Dairesi 2019/2838 E. , 2019/6047 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davalılar vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 02/07/2019 tarihinde davalılar vekili Av. ... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; komşu taşınmaz üzerinde davalı şirketler tarafından yapılmakta olan inşaat nedeniyle ağır hasar gören binasının can güvenliği sebebiyle boşaltıldığını, yapılan tespit sonucu 251.661 TL tazminat talep edebileceğinin belirlendiğini ileri sürerek; şimdilik 9.000 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile 1.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiş; 31/05/2010 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat istemini 232.261 TL"ye artırmış, yargılama sırasında ölümü üzerine dava yasal mirasçıları tarafından takip edilmiştir.
Davalı ... Yapı İnşaat ve Ticaret Limited Şirketi; maliki bulunduğu arsa üzerinde diğer davalı şirketçe yapılan inşaat nedeniyle davacıya ait taşınmazın zarar görmediğini, dava konusu binanın imara aykırı, ruhsatsız ve kaçak bir yapı olması nedeniyle hakkında yıkım kararı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ...İnşaat Ticaret Limited Şirketi; tespit bilirkişi raporunun davanın esasına etkili olacak yeterlilikte bulunmadığını, dava konusu yapının en az 30 yıl önce plansız ve imara aykırı olarak yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 227.261 TL maddi ve 1.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline dair verilen hüküm, davalı tarafın temyizi üzerine Dairemizin 05/03/2013 tarihli ve 2012/20734 E.-2013/3588 K. sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Mahkemece, önceki kararda direnilmesine dair verilen hüküm, davalı tarafın temyizi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12/04/2016 tarihli ve 2015/12796 E.-2016/5643 K. sayılı ilamıyla; mahkemece bir jeoloji mühendisi de alınmak suretiyle mahallinde yeniden keşif yapılarak davacının binasında oluşan çatlakların ve zararın, davalıların inşaatından kaynaklanıp kaynaklanmadığının araştırılması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamı uyarınca keşif yapılmış ve alınan bilirkişi raporu ile davalılardan Demtur Yapı Yapı İnşaat ve Ticaret Limited Şirketine ait taşınmazda diğer davalı şirket tarafından yapılan kazı çalışmasının davacıya ait binanın zeminini etkilediği ancak söz konusu hasarın oluşmasında davacıya ait binanın zemininde oluşan deformasyon ile yapılırken ve zamanla oluşmuş dayanım zafiyetlerinin de etkisinin bulunduğu, bu nedenle oluşan zararda davacı tarafın 1/3 oranında davalı tarafın ise 2/3 olduğu kusurlu olduğu, davacı tarafın imar affından yararlanmış olmasının kusur oranına herhangi bir etkisinin olmayacağı, taşınmazında oluşan hasar sebebi ile manevi tazminat talep edilmesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 151.507,33 TL tazminatın 9.000 TL"nin 21/12/2009, 142.507,33 TL"nin 31/10/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketlerden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat istemi ile koşulları oluşmayan manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Bozma sonrasında davalı tarafça 4.000 TL bilirkişi ücreti yatırılmış olmasına rağmen, mahkemece yanılgılı değerlendirme ile 1.000 TL bilirkişi ücreti yatırıldığından bahisle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nın 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının dokuzuncu bendinde yer alan "9-Davalı tarafından yapılan 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 210,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.210,00 TL"nin tarafların haklı ve haksız çıktıkları oran da nazara alınarak ve takdiren 420,71 TL"sinin davacılardan tahsiline, davalı tarafa VERİLMESİNE," cümlesi çıkartılarak yerine "9-Davalı tarafından yapılan 4.000 TL bilirkişi ücreti, 210 TL posta masrafı olmak üzere toplam 4.210 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı gözetilerek 1.431,40 TL"nin davacı taraftan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE," cümlesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 2.037 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/07/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi. Başkan