22. Hukuk Dairesi 2013/4590 E. , 2013/10337 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, ücret farkı, ilave tediye ile ikramiye fark alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı işçi, toplu iş sözleşmesi hükümlerinin ve çerçeve protokollerinin hatalı ve eksik uygulandığını belirterek, ücret farkı, ikramiye farkı ve ilave tediye farkı alacaklarının ödetilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı işveren, alacakların zamanaşımına uğradığını toplu iş sözleşmelerinin 40. maddesine uygun olarak yevmiye tespitlerinin yapılarak ücretlerine yansıtıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, istek konusu dönemde eksik ödeme yapıldığının bilirkişi raporu ile belirlendiği gerekçesiyle davaya konu taleplerin kabulüne karar verilmiştir.
Kararı kanuni süresi içinde davalı vekili temyiz etmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi hesap raporunda kıdem terfi primi eklenmek suretiyle hesaplamaya gidildiği görülmektedir.
İstek konusu dönemde yürürlükte olan toplu iş sözleşmelerinin tamamında kıdem terfii 33. maddede düzenlenmiştir. Maddenin başlığı “Daimi işçilerin Kıymetlendirme Fişlerine Dayalı Kıdem Terfii” olup, madde içeriğinden de sözü edilen terfi için daimi işçi olarak çalışılması gerektiği açıktır.
Toplu iş sözleşmesinin 35. maddesinde sendika üyesi olan işçilerin üyeliğin sendikaya bildirilmesinden itibaren daimi işçiler gibi toplu iş sözleşmesinden yararlanacakları yönünde kurala yer verilmiş ise de sözü edilen hükmün, ücret artışı ile diğer sosyal hakları ilgilendirdiği kabul edilmelidir. Zira toplu iş sözleşmesinin 25. maddesinde daimi işçi ile mevsimlik işçi tanımları yapılmış ve 33. maddede kıdem terfi sadece daimi işçiler için öngörülmüştür. Mevsimlik işçinin üyeliğin bildirildiği andan itibaren toplu iş sözleşmesinin tüm hükümlerinden yararlanabileceği kabul edildiğinde, toplu iş sözleşmesinde öngörülen daimi işçi ile mevsimlik işçi arasındaki ayrımın nedeni ortadan kalkar. Zira 2822 sayılı Kanun gereği üyeliğin işverene bildirildiği tarihten itibaren toplu iş sözleşmesinden yararlanılacağından, daimi işçilerle mevsimlik işçilerin toplu iş sözleşmesinin tüm hükümlerinden yararlanması söze konu olur. Toplu iş sözleşmesinde açıkça daimi işçilerle mevsimlik işçilere ait tanıma yer verilmesi ve 33. maddede açıkça daimi işçilere kıdem terfii öngörülmesi sebebiyle düzenlemenin amaçsal yorumu yapıldığında mevsimlik işçilerin kıdem terfi haklarının olmadığı kabul edilmelidir. Toplu iş sözleşmesinin 35. maddesi hükmü, sendika üyesi olan mevsimlik işçilerin, sözleşmede açıkça daimi işçilere sağlanan haklar dışında kalan hükümleri bakımından sonuç doğurur.
Yapılan bu açıklamalara göre davacı işçi yönünden mevsimlik statüde çalışılan dönem için kıdem terfi hesabı yapılmamalıdır. Başka bir anlatımla davacının henüz daimi kadroya alınmadığı, mevsimlik işçi olarak çalışılan dönem için kıdem terfi zammı hesabı ile yevmiye tespiti hatalıdır. Sözü edilen durum ileriye dönük olarak yevmiyeyi etkilediğinden zamanaşımına uğramayan dönem hesabını da ilgilendirmektedir. Bu yönlerden bilirkişiden ek hesap raporu alınmalı, ıslah talebine karşı ileri sürülen zamanaşımı defi kapsamında denetime elverişli şekilde hesaplamaya gidilerek fark isteklere hak kazanılıp kazanılamayacağı belirlenmelidir. Mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
Öte yandan, ıslah yoluyla dava konusu miktarların arttırılmasından sonra davalı vekili usulüne uygun olarak zamanaşımı def"ini ileri sürmüştür. Davalının anılan savunması üzerinde durulmalı ek bilirkişi raporu alınarak sonuca gidilmelidir. Ayrıca,davacının Ankara 18. İş Mahkemesinin 2005/1036-2008/1416 esas, karar sayılı dosyasında, 01.01.1999 tarihinde yürürlüğe giren 12. dönem toplu iş sözleşmesinin 40. maddesine göre ücret artışı yapılmadığını, buna göre 12. ve 13. dönem ücretlerinin de eksik ödendiğini ileri sürerek ücret, ikramiye ve ilave tediye farkı ödetilmesini talep ettiği, bu dosyada hesaplamalarda 31.12.1996 tarihi itibariyle ücretin 570,00 TL olarak kabul edildiği, Ankara 13. mahkemesinin bu dosyasında ise ücretin 700,00 TL olarak kabul edildiği, her iki dosyada ayrı ayrı belirlenen ücret miktarları olduğu anlaşılmış olup, her iki dosyadaki deliller birlikte değerlendirilerek gerçek ücretin tesbit edilmesi ve ücrete ilişkin çelişkinin giderilmesi gerekir. Ankara 18. İş Mahkemesi dosyasındaki talep ile, 13. İş Mahkemesinin bu dosyasındaki talebler kısmen çakışmakta olup, 18. İş Mahkemesi dosyasının kesinleşip kesinleşmediği belirlendikten sonra, kesinleşmiş ve ödeme yapılmış ise, bu dosyada hüküm altına alınacak alacağın hesaplanmasında bu durumun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, 10.05.2013 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, kararın onanması gerekir görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılamıyorum.10.05.2013
Başkan V. ...