Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/15211
Karar No: 2012/3519

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2010/15211 Esas 2012/3519 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2010/15211 E.  ,  2012/3519 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    Dava, ödeme emirlerinin iptali ile davacının davalı Kuruma borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, taraflar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Davalı Kurum vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
    Dava dışı limited şirketin 506 sayılı Kanunun 80’inci maddesi gereğince sigorta primi ve ferilerine ilişkin olarak Kurumca tahakkuk ettirilen borcunun, şirket ortağı konumunda yer alan davacıdan tahsil edilebilmesi amacıyla düzenlenen ödeme emirlerinin tebliği üzerine açılan işbu davanın mahkemece yapılan yargılaması sonunda, davacının şirketteki hisselerini devrine ilişkin kararın Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlandığı 19.01.2006 tarihinden sonraki boçlardan sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle, istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Davanın yasal dayanaklarından olan 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55’inci maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58’inci maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ
    tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir. Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Kanun koyucu tarafından, tahsil edilmesi istenen alacak, kamusal nitelikte imtiyazlı olduğundan sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsilinin sağlanması istenmiş, bu nedenle kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılması yönünde herhangi bir hüküm öngörülmemiştir. Başka bir anlatımla; 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun 72’nci maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5’inci maddesi ile değiştirilen 79’uncu maddesinde “Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi  tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. ….” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır. Buna göre; takibin itiraz edilmeksizin/dava açılmaksızın kesinleşmesi veya itirazın/davanın, hak düşürücü sürenin geçirilmesi nedeniyle reddine karar verilmesi durumunda kamu alacağı borçlusunun, aynı konuda menfi tespit veya geri alım (istirdat) davası açabilmesi olanaksız olup, ancak, koşulları gerçekleştiği ve kanıtlandığı takdirde 506 sayılı Kanunun 84’üncü maddesine dayalı olarak açılacak dava ile primler Kurumdan geri istenebilecektir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26.04.2006 gün ve.... 03.10.2007 gün ve...gün ve ... gün ve....Karar numaralı ilâmlarında da aynı görüş ve yaklaşım benimsenmiştir.
    Diğer taraftan; 506 sayılı Kanunun “Yersiz olarak alınan primlerin geri verilmesi” başlığını taşıyan 84’üncü maddesinin ilk fıkrasında; yanlış ve yersiz olarak alınmış olduğu anlaşılan primlerin, alındıkları tarihlerden on yıl geçmemiş ise, payları oranında işverenlere ve sigortalılara geri verileceği, ikinci fıkrasında, işverenlere geri verilecek primler için Kurumca yasal faiz ödeneceği ve faizin, primin Kuruma yatırıldığı tarihi izleyen ay başından geri vermenin yapıldığı ayın başına kadar geçen süre için hesaplanacağı açıklanmıştır. Önceki paragraftaki açıklamalar gözetildiğinde, anılan madde anlamında Kurumun geri verme borcunun kapsamına ilişkin olarak ise, yalnızca prim ve gecikme zammını hesaplama yöntemi yönünden değerlendirme yapılması gerekmektedir. Daha açık anlatımla; Kurumca tahakkuk ettirilen prim ve gecikme zammı tutarının doğru yöntem izlenerek, yasal mevzuat hükümleri çerçevesinde olması gerektiği şekilde hesaplanıp hesaplanmadığı irdelenip, herhangi bir matematiksel hata yapılıp yapılmadığı saptanacak, 6183 sayılı Kanunun 58’inci maddesinde yazılı olan borcun bulunmadığı, kısmen ödendiği veya zamanaşımına uğradığı yönündeki iddialar ileri sürülemeyecektir.
    Bu yasal düzenleme ve açıklamalar ışığı altında dava değerlendirildiğinde;...takip nolu ödeme emirlerinin davacıya tebliğ edildiği 23.09.2008 tarihi ile eldeki davanın açıldığı 30.10.2009 tarihi itibariyle 7 günlük hak düşürücü sürenin geçtiği belirgin olduğundan, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 28.02.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi