9. Hukuk Dairesi 2017/27851 E. , 2018/2686 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti ve fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 27/07/2007-04/11/2007, 24/04/2008-27/10/2008, 21/04/2009- 07/09/2009 tarihleri arasında garson olarak mevsimlik işçi olarak çalıştığını, 07/09/2009 tarihinde iş akdinin yapmakla ödevli bulunduğu gövrevlerini yapmamakta ısrar etmesi nedeni ile ihbarsız, tazminatsız feshedildiğini, feshin haksız olduğunu, davacının son brüt ücretinin 1.040,47 TL. olduğunu, davacıya kıdem, ihbar tazminatlarının ödenmesi gerektiğini, davacının çalıştığı sürede fazla mesai yaptığını, normalde günde 8 saat çalışması gerekirken haftada 3-4 gün günde 12 saat çalışmak zorunda bırakıldığını belirterek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı ile fazla mesai ücret alacağını talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili davaya cevap vermemiştir..
C) Bozma ilamı ve Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Yerel mahkemenin ilk kararında, davalının davacının işine haksız olarak son verdiği ve davacının fazla mesai alacağı ve ulusal bayram genel tatil ücret alacağı talep hakkı doğduğu gerekçesiyle davacının taleplerinde haklı olduğunun kabülüne karar verilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemenin ilk kararı, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 28.02.2014 tarih, 2013/26661 Esas, 2014/4843 Karar sayılı kararı ile, "....Mahkemece yapılan hesabın denetimi mümkün olmayıp, yapılacak iş hüküm altına alınacak fazla çalışma alacağı bilirkişiye hesabın verileri konusunda bilgi de vermek suretiyle hesaplattırılıp çıkacak sonuca göre bir karar vermektir. Kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir....” gerekçeleri ile bozulmuştur.
Bozma kararı üzerine, mahkemece bozmaya uyularak fazla çalışma ücret alacağı yönünden bilirkişi raporu alınarak eski karardaki gibi alacaklar aynen hüküm altına alınmıştır.
Verilen ikinci hüküm süresi içinde yine davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 21.12.2015 tarih, 2015/22613 Esas, 2015/26101 Karar sayılı kararı ile, "Somut olayda, bilirkişice davacının haftada 6,5 saat fazla çalışma yaptığı hesaplanmış ve Mahkemece bu rapor doğrultusunda hüküm kurulmuş ise de, davacının haftada 3 gün 12 saat çalıştığı, 1,5 saat ara dinleme süresi indirildiğinde günlük çalışmanın 10,5 saat olduğu ve 3 günde 31,5 saat çalıştığı, haftanın kalan diğer 3 gününde ise günde 7 saatten 21 saat olmak üzere haftada toplam 52,5 saat çalıştığı ve haftalık 45 saati geçen 7,5 saat fazla çalışma bulunduğu dikkate alınmadan haftada 6,5 saat üzerinden hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir...Davalı yararına reddedilen miktar yerine kabul edilen miktar üzerinden avukatlık ücreti takdiri hatalı olduğu gibi hakkaniyet indirimi yapılan miktarın avukatlık ücreti hesaplamasında dikkate alınmayacağının gözetilmemesi de hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.” gerekçeleri ile bozulmuştur.
Bozma sonrası mahkemece yapılan yargılama sonunda bozma ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi raporu da nazara alınarak davacının fazla çalışma ücret alacağının kabulüne diğer talepleri bozma kapsamı dışında kalıp kesinleşmiş olduğu gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay"ın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan yerel mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Mahkeme uyma kararını kaldırarak, direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmünün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da farklı bir karar vermeden yeniden hükümde karar vermek zorundadır.
Bozma kararı üzerine önceki hüküm tamamen ortadan kalkar. Bu nedenle bozma kararından sonrada Mahkemece 6100 sayılı HMK.nun 297. maddelerinde belirtilen unsurları taşıyacak şekilde yeni bir karar verilmek zorundadır. Hukuk Genel Kurulu’nun 05.10.2011 gün ve 2011/20-607 E.-604 K. ve HGK. 2012/9-851 E. 2012/705 K. 10.10.2012 sayılı kararlarında da bu ilkeler aynen kabul edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, mahkeme tarafından hükmüne uyulan bozma kararı doğrultusunda yapılan inceleme sonunda sadece bozmaya konu edilen fazla çalışma ücreti alacağına yönelik olarak hüküm kurulmuş, bozma kapsamı dışında kalan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve ulusal bayram ve genel tatil alacakları hakkında da “Davacının diğer talepleri Yargıtay bozma ilamında değinilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,” şeklinde hüküm oluşturulmuştur. Bu hüküm HMK. nun 297. maddesine uygun değildir.
Mahkemece tüm talepler hakkında HMK.nun 297. maddesine uygun karar verilmemesi hatalı olup kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
3- Kural olarak, her iki tarafın kısmen haklı kısmen haksız çıkması durumunda, her iki taraf ayrı ayrı vekâlet ücretinden sorumlu tutulacağından kabul edilen miktara göre davacı yararına, reddedilen miktara göre ise davalı yararına vekalet ücretinin hüküm altına alınması gerekirken davalı yararına reddedilen miktar üzerinden (hakkaniyet indirimi yapılan miktarın avukatlık ücreti hesaplamasında dikkate alınmayacağının gözetilerek) vekalet ücretine hükmedilmemesi hatalıdır.
F) SONUÇ :
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.