Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8165
Karar No: 2018/2913
Karar Tarihi: ...04.2018

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/8165 Esas 2018/2913 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/8165 E.  ,  2018/2913 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ... ili, ... ilçesi, Çiftlik beldesi, Kargı köyü, Kocaçalış mevkii ... ada ...parsel de kain tarlanın hissedarları olduklarını, söz konusu mevkiide yapılan orman kadastro işlemi 1977 yılında kesinleştiğini, söz konusu kesinleşmiş kadastro işlemine istinaden ... .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/475 Esas 2010/556 Karar sayılı kararı ile taşınmazın tapusunun iptal edildiği ve bu kararın Yargıtayca onandığını, müvekkilinin mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla şimdilik 100.-TL alacağın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davacı vekili yargılama sırasında ....../2015 tarihli harçalandırılmış ıslah dilekçesiyle dava değerini ....075,232,04.-TL"ye arttırmıştır.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların orman sınırları içerisinde kaldığından tapularının iptal edildiğini ve ... adına orman vasfıyla tapuya tesciline karar verildiğini, davacının ... .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/475 Esas - 2010/556 Karar sayılı kararının temyiz etmeyerek kararın bu şekilde kesinleşmesine kendisinin sebebiyet verdiğini, kadastronun yaptığı ilk tapulama işleminin yolsuz tescil hükmünde olduğunu, davanın zamanaşımı süresi içinde açılmadığını davanın haksız açıldığını savunarak bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonucu: davanın kabulü ile, davacı ... toplam ....075,232,04.-TL"nin 100.-TL"si için dava tarihinden, ....075.132,04.-TL için ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından ıslah edilen kısma ilişkin faizin başlangıç tarihi yönünden ve davalı ... vekili tarafından ise esas yönleriyle temyiz edilmiştir.
    Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu taşınmazın kök parseli olan ...ada ... parselin 1946 yılında yapılan tapulama çalışmalarında sazlık, bataklık ve kumlu tarla vasfıyla tarımsal başarılar kooperatifi adına tespit ve tescil edildiği, daha sonra ifraz işlemi görerek, 14931,75 m2 yüzölçümü ve tarla vasfıyla ... ada ...parsel ile gerçek kişiler adına tescil edildiği, davacıların ise 32/896"şar hissesini satın alma yoluyla da 1983 yılında, davacı ..."ın ise 42925/309048 hissesini 2006 yılında satın alma yoluyla edindiği, ... tarafından açılan tapu iptali ve tescil davası sonucu ise, ... .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/475 - 2010/556 E.K. sayılı kararıyla davanın kısmen kabulü ile, ... ada ...parselin 12117,85 m2"lik kısmının tapu kaydının iptali ile orman olarak ... adına tescil edildiği, 2813,90 m2"lik kısmının ise Akdeniz denizi içinde yer alması sebebiyle tapu kaydının iptal edilmesine karar verildiği ve bu kararın Orman Yönetiminin temyizi üzerine temyiz aşamasından geçerek Dairenin .../03/2014 gün 2014/1676-3499 E. K. sayılı kararıyla onandığı anlaşılmaktadır.
    4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/...-152 E. - 2003/125 K.; ....09.2010 gün ve 2010/...-386 E. - 2010/427 K.; ........2010 gün ve 2010/...-618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı). Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerledirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. 4721 sayılı TMK’nın 705/.... maddesi uyarınca tapu iptali ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Zararın meydana geldiği tarihe göre, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
    Bakanlar Kurulunun Yargıtay tarafından benimsenen ....02.1983 gün ve 1983/6122 sayılı kararı uyarınca, belediye veya mücavir alan sınırları içinde kalan taşınmazın arsa niteliğinde olduğunun kabulü için uygulamalı imar planı ile iskan sahası olarak ayrılmış olması esastır. Aynı karar uyarınca imar planında yer almayan bir taşınmazın, arsa sayılabilmesi için değerlendirme tarihi itibariyle, belediye veya mücavir alan sınırları içinde olmakla beraber, belediye hizmetlerinden (Belediyece meskun olduğu için veya meskun hale getirileceği için sunulan yol, su, elektrik, ulaşım, çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma vs.) yararlanması ve meskun yerler arasında yer alması gerekir.
    Taşınmaz değerlendirme tarihi itibariyle belediye nazım imar planı içinde ise, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun ....04.1998 gün ve 1996/...-1998/...sayılı kararı uyarınca, bu plan kapsamına alındığı tarih ve plandaki konumu, altyapı hizmetlerinden yararlanma ve ulaşım olanakları, belediye merkezine uzaklığı, kullanım biçimi itibariyle iskan amacına yönelik yapılaşma olasılıkları da değerlendirilmek üzere araştırılmalıdır.
    Bu hususlar belediye başkanlığından ve su ve elektrik idarelerinden ve diğer ilgili merciilerden sorulup alınacak cevap yazılarına göre taşınmazın değerlendirme tarihinde (tapu iptali ve tescil davalarının kesinleştiği tarihte) arsa niteliğinde olup olmadığı saptanmalıdır.
    Mahkemece tapusu iptal edilen taşınmazın arsa olarak belirlenmesi halinde, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak, taşınmazdan ... payının düşülmesinin gerekip gerekmediği belirtilmek, üzerinde bina var ise, Bayındırlık Bakanlığı resmi birim fiyatları esas alınarak yıpranma payı düşülmek suretiyle gerçek zararın belirlenmesi gerektiğinden, taraflara, dava konusu taşınmaz ile aynı bölgeden bulunamaması halinde yakın bölgelerden ve değerlendirme tarihinden önce ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer nitelikli ve yüzölçümlü satışları bildirmeleri için olanak tanınması, gerekli görülürse re"sen emsal getirtme yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için konunun uzmanı bilirkişilerden oluşturulacak bilirkişi kurulu vasıtasıyla keşif yapılarak, denetlemeye olanak veren bilimsel verileri içeren rapor alınması, emsal alınan taşınmazlara ilişkin resmi satış akit tablolarının tapu müdürlüğünden getirtilmesi, emsal taşınmazlar ile çekişmeli taşınmaza ait Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden istenip, dava konusu taşınmazın, emsal taşınmazlara göre
    üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporununda denetlenmesi, dava konusu taşınmazın ve emsal alınan taşınmaz/taşınmazların değerlendirme tarihi itibariyle imar düzenlemesi sonucu oluşmuş imar parselleri olup olmadıkları, imar parseli iseler düzenleme ortaklık payının düşülüp düşülmediğinin, düşülmüş ise oranının belediye başkanlığı imar ve tapu müdürlüklerinden sorulup, emsalin İmar Kanunu uyarınca imar parseli, dava konusu taşınmazın ise imar uygulaması yapılmamış arsa parseli olduğunun belirlenmesi halinde çekişmeli taşınmazın emsalle karşılaştırma sonucu bulunan değerinden düzenleme ortaklık payına karşılık gelecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmesi, tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği arazi olarak belirlenir ise, arazi niteliğinde bulunan dava konusu taşınmaza yönelik olarak, sulu olup olmadığı, yerleşim alanlarına uzaklığı iklim şartları, arazinin toprak ve topoğrafik yapısı ve bölgesindeki konumu gözetilerek oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla çevrede yetiştirilen ürünlerin münavebesi, dekar başına ortalama verim, toptan satış fiyatı ve üretim maliyeti resmî verileri ilçe tarım müdürlüğünden getirtilmek suretiyle, taşınmaz üzerinde meyve ağaçlar varsa ağaçların cinsleride dikkate alınmak suretiyle elde edilen verilere uygun biçimde değerlendirme yapılarak tapu kapsamındaki taşınmazların değeri, tapu iptali ve tescil kararının kesinleştiği tarihe göre hesaplanmalı, taşınmazın varsa mütemmim cüzleri, muhdesat ve sökülemeyen teferruatlarının değerleri bayındırlık birim fiyatları ve yıpranma oranları gözetilerek değerleme tarihine göre tespit ettirilmeli, bu şekilde tapusu iptal edilen taşınmazların zemin değeri, üzerindeki mütemmim cüz, muhdesat ve sökülemeyen teferruatları esas alınarak, tapu sahiplerinin oluşan gerçek zararlarının saptanması gerekmektedir.
    Somut olaya gelince ormanlar özel mülkiyete konu olamayacak ise de, genel arazi kadastrosu sırasında kök parsel hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenerek tapu kütüğünün oluşturulduğu, ifrazlar ve satış yoluyla çekişmeli taşınmazların davacıya geçtiği bu şekilde tapu sicilinin hatalı olarak tutulduğundan, TMK"nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacının gerçek zararının karşılanması gerektiği kuşkusuzdur. ... tarafından açılan tapu iptali ve tescil davasında mahkemenin Orman Yönetiminin talebini aşar şekilde taşınmazın tahdit dışında kalan ve Akdeniz denizi içinde kalan bir kısmının da tapusu iptal edildiğinden, bu bölümler yönünden de davacının oluşan zararının giderilmesi gerektiğinden mahkmece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
    Davacının zararı, ... .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/475-2010/556 E.K sayılı kararının tapu malikleri yönünden kesinleştiği tarihte oluşmuş olup, mahkemece bu tarihin değerlendirme tarihi olarak esas alınması gerekmektedir. Nevar ki; mahkemece ... .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/475-2010/556 E.K sayılı dosyası getirtilmemiş, davacı tapu malikleri yönünden kararın kesinleşme tarihi belirlenmemiş ve az yukarıda belirildiği şekilde yeterli arsa arazi araştırılması yapılmaksızın, taşınmazın bir kısmının arazi, bir kısmının ise arsa olarak kabul edilerek zararın piyasa araştırmasına göre belirlendiği keşfe katılmayan harita ve kadastro mühendisi gayrimenkul değerleme uzmanından alınan denetim elverişli olmayan bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır.
    Bu durumda; değerlendirme tarihi itibari ile davaya konu taşınmazın niteliğinin ve değerinin yönetimine uygun şekilde tespit edildiği söylenemez.
    Hal böyle olunca, çekişmeli taşınmazın tapu iptaline ilişkin kesinleştiği değerlendirme tarihi tespit edilerek, yukarıda açıklanan Bakanlar Kurulu kararı ve Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kurulu kararı çerçevesinde arsa vasfında olup olmadığı yeniden araştırılmalı, taşınmazın bu ilkelere göre arsa niteliğinde olduğunun belirlenmesi halinde, değerlendirme tarihinden önce satışı yapılan emsal incelemesi ve kıyaslaması yöntemiyle, arazi niteliğinde olduğunun saptanması halinde ise tarımsal gelir metoduna göre değerlendirme tarihindeki gerçek değeri tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma, inceleme ve yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    Kabule göre de; davacılar, dava dilekçesinde dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesini talep ettiklerinden, ıslah dilekçesinde faiz talebi bulunmasa da, alacağın tamamı yönünden dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, ıslah edilen kısım için ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faize karar verilmiş olması da doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine .../04/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi