11. Hukuk Dairesi 2019/3689 E. , 2020/1111 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 14/02/2017 tarih ve 2016/86 E- 2017/60 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 16/05/2019 tarih ve 2018/1127 E- 2019/594 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin, “Rimova” ibareli markayı tescil için davalı kuruma başvuruda bulunduğunu, 2015/36873 kod numarasını alan başvurunun Markalar Dairesince 2007/35637 sayılı RIMOWA” ibareli marka mesnet gösterilmek suretiyle 18. ve 35. sınıftaki bir takım mal ve hizmetler bakımından reddedildiğini, anılan karara karşı YİDK nezdinde yaptıkları itirazın ise kabul görmediğini, ancak redde mesnet gösterilen markanın YİDK kararının verildiği tarihte mahkeme kararıyla hükümsüz kılındığını, müvekkilinin “Rimova” ibareli markaları tanınmış olduğu gibi anılan ibare üzerinde de önceye dayalı hak sahipliğinin bulunduğunu ileri sürerek, davaya konu YİDK kararının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı kurum vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu başvuru kapsamındaki bir kısım ürünler ve hizmetlerin redde mesnet markanın da kapsamında yer aldıkları, bu mal ve hizmetler yönünden 556 sayılı KHK"nın 7/1-b maddesi koşullarının oluştuğu, iptali istenen YİDK kararında da belirtildiği üzere önceki marka hakkında açılmış bir hükümsüzlük davası bulunması durumunda YİDK"in resen beklemek gibi bir zorunluluğunun olmadığı, zira kurumun kararının verildiği tarihteki durum ve delillere göre inceleme yapıp karar vereceği, karar tarihi itibariyle kesinleşmiş bir hükümsülük davasının olmadığı, itiraz sonucunu etkileyecek davalar özellikle yakın zamanda neticelenme gibi bir durumu varsa usul ekonomisi açısından beklenilmesi uygun olabilecekse de bu konudaki takdirin TPMK"ya ait olacağı, kaldı ki, söz konusu davanın bugün itibarıyla Yargıtay’da temyiz aşamasında bulunduğu, davacı markasının çanta, valiz alanında tanınmış olduğu, reddedilen sınıflar arasında bu mallar olmadığı gibi karar tarihinde tescilli bir markanın sicilde tescilli olması karşısında tanınmışlık iddiasının da 7/1-b kapsamında verilen red kararına tesiri olmayacağı, 35/06 grup yönünden davacı başvurusu 18. sınıftaki ürünlerin perakendeciliği ile sınırlandırılmışken, redde mesnet marka 35/06 grupta genel olarak tescil edildiği, bu durumda 36/06 grupta 18. sınıfta spesifik olarak belirtilen hizmet grubu ile 35/06 grupta genel olarak tescilli hizmet sınıfının yüksek dairenin son içtihatları doğrultusunda aynı/aynıtür benzer olduğundan bahsedilemeyeceği, 35/06 grupta 18. sınıf ürünlerin perakendeciliği ile sınırlandırılmış davacı başvurusu yönünden marka ve işaret aynı olsa da hizmet sınıfının aynı/aynı tür olmadığı, ayrıca redde mesnet markanın 35/06 grupta genel olarak tescil edilmiş markasının 18. sınıf ürünlerin perakendeciliği konusunda kullanıldığına dair bir delilin de dosyada bulunmadığı, bu nedenle 35/06 grupta spesifik olarak başvuru yapılmış hizmet sınıfı ile genel nitelikte tescil edilmiş marka aynı/aynı tür benzer kabul edilmediği, 35/06. grupta 18 sınıf ürünlerin pazarlanmasına yönelik hizmetler yönünden 7/1-b şartları oluşmadığı, YİDK kararının bu hizmet sınıfı yönünden iptal şartlarının oluştuğu, davacının markaları TPMK nezdinde tescilliyse de bunların 18/01 ile 35. sınıfı kapsamadığı, dolayısıyla davacının müktesep haktan yararlanmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, YİDK"in 2015/M-12143 sayılı kararının 35/06 grup hizmetler yönünden iptaline, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacıya ait marka başvurusunun 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi uyarınca reddine dair YİDK kararının iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince yapılan istinaf başvurusu bölge adliye mahkemesi tarafından yazılı gerekçelerle esastan reddedilmiştir.
556 sayılı KHK"nın 7/1-b maddesi uyarınca marka başvurusunun re’sen reddedilebilmesi için karşılaştırma konusu markalarda yer alan işaretler arasında ilk bakışta fark edilen ve başka herhangi bir araştırma yapılmasını gerektirmeyecek derece aynı veya ayırt edilemeyecek ölçüde benzerlik bulunması ve markaların tescil kapsamlarının da aynı tür mal ve hizmetleri kapsaması gerekmektedir.
Somut olayda, başvuru konusu işaret ile redde mesnet alınan marka arasında ilk bakışta ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğu gibi, redde mesnet marka kapsamında 18. sınıfta yer alan, “ İşlenmiş ve işlenmemiş deriler, yapay deriler şemsiyeler” malları ile başvuru konusu markada 35. sınıfta yer alan ve 18. sınıftaki malların mağazacılık ve parekendecilik hizmetlerine ilişkin, “ 18. sınıftaki mallar için deri eşyaları alanında özelikle seyahat bavulları ve valizleri, seyahat çantaları ve sırt çantaları için toptan ve perakende hizmetleri” arasında da ayniyet bulunmaktadır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince, başvuru kapsamında yer alan ve yukarıda zikredilen hizmetler bakımından da davanın reddine karar verilmesine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararının bozularak, kaldırılması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile, İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 10/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.