11. Hukuk Dairesi 2019/3431 E. , 2020/1113 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 20/11/2017 tarih ve 2016/371 E- 2017/431 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 24/01/2019 tarih ve 2018/711 E- 2019/79 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 2013/48209 tescil numarası ile tescil edilmiş "NANOPET" markasının maliki olduğunu, bu marka üzerinde kazanılmış hakkı bulunduğunu, dava konusu 2015/31788 başvuru numaralı "NANOPET OIL" ibaresinin tescili için davalı kuruma başvurduğunu, davalı şirket tarafından başvuruya önceye dayalı kullanım, ticaret unvanı ve kötü niyet gerekçeleriyle itiraz edildiğini, Markalar Dairesince itirazın kabulü ile başvurunun kısmen reddine karar verildiğini, bu karara yaptıkları itirazın ise YİDK tarafından reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, müvekkilinin tescilli "NANOPET" ibareli markaları bulunmakta iken bu markanın devamı ve serisi niteliğindeki dava konusu başvurunun reddedilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek, YİDK"nın 2016-M-7530 sayılı kararının iptaline ve marka tescil işlemlerinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kurum vekili, başvuru kapsamından çıkarılan mal ve hizmetler yönünden diğer davalı şirketin marka üzerinde öncelikli hak sahibi olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkili şirketin "NANOPET" ibaresi üzerinde önceye dayalı üstün hak sahibi olduğunu, bu ibarenin aynı zamanda ticaret unvanında yer aldığını, müvekkilinin bu unvan ve marka altında uzun yıllardır ticari faaliyetlerini sürdüren bir akaryakıt firması olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının "NANOPET OIL" ibareli marka başvurusuyla davalı şirketin "NANOPET PETROL ÜRÜNLERİ TUR. İNŞ. GIDA EĞ. NAK. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ." şeklindeki tescilli ticaret unvanı arasında görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede benzerlik oluştuğu, dosyaya yansıtılan delil ve belgelerden davalı şirketin "NANOPET" ibaresini ticaret unvanının kılavuz unsuru olarak kullandığı, 2009 yılında bu ibareyle internet alan adı oluşturduğu, 2008 yılında EPDK"dan bayilik lisansı, 2010 yılında TSE"den hizmet yeterlik belgesi, yine 2008 yılında SHELL ve TURKAS petrol firmalarından bayilik lisansı aldığı, resmi ve özel yazışmalarında "NANOPET" kılavuz unsurunu markasal olarak kullandığı, redde konu olan mal ve hizmetler yönünden davalı firmanın "NANOPET" ibaresi üzerinde öncelikli hak sahibi olduğu ve 556 sayılı KHK"nın 8/3 ve 8/5 maddesindeki koşulların davalı şirket yararına oluştuğu, diğer yönden davacı firmanın kazanılmış hak iddiası yönünden ise önceki markasının tescil tarihinin 19/01/2015 olduğu gözetildiğinde henüz çekişme konusu olmaktan çıkmadığı ve kazanılmış hak teşkil etmeyeceği, YİDK kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 10/02/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.