Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/13745
Karar No: 2012/3879

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2010/13745 Esas 2012/3879 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2010/13745 E.  ,  2012/3879 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    Dava, trafik kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan ölüm aylıklarının 1479 sayılı Yasanın 63. maddesi gereğince davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı .... ile, davalı ... avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasını isteyen Güneş Sigorta A.Ş., 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi hükmü uyarınca, duruşma için gerekli tebligat giderlerini vermediği anlaşıldığından, duruşma isteğinin bu nedenle reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    Dava, davalılardan ... adına kayıtlı aracı kullanan ..., çöp kamyonuna çarparak, otomobilde bulunan kazalı sigortalı... ölümüne neden olduğundan, hak sahiplerine bağlanan aylıkların rücuen tahsili istemine ilişkindir.
    Yargılama sırasında, davalılardan ... tarafından, aracın kazadan önce ...’e satıldığı iddiasında bulunulmuş, oto satış sözleşmesi ibraz edilmiş, kaza tarihini kapsayan sigorta poliçesinin ise davalılardan ... adına olup, 21.06.2005 tarihine kadar devam ettiği anlaşılmıştır.
    Mahkemece, davanın kabulü ile, Kurum zararının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı ...."nin, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Davalılardan ...’ün temyiz itirazları incelendiğinde; Uyuşmazlık; Kaza tarihinde Trafik sicil kaydına göre araç maliki olan davalı ...’ün işleten sıfatının ve dolayısıyla kaza nedeniyle hukuki sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasındadır.
    “Konunun sağlıklı çözümü için öncelikle, “işleten” teriminin hukuki niteliğinin irdelenmesinde yarar vardır. 2918 sayılı Yasanın 3. maddesinde Araç sahibi; “Araç için adına yetkili idarece tescil belgesi verilmiş veya sahiplik veya satış belgesi düzenlenmiş kişidir.”, İşleten ise: “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır.
    Yasada ve öğretide; İşleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçütler söz konusudur. Bunlardan şekli ölçüt; satışa esas olan tescil belgesinde, trafik belgesinde, sigorta poliçesi ve vergi kaydında yazılı olmayı , maddi ölçüt ise; araçtan yararlanmayı ve araç üzerindeki eylemli egemenliği ifade etmektedir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasasında işleten kavramı ve kimlerin işleten olabileceği belirtilmiştir. Kural olarak aracın trafik tescilinde adına kayıtlı olduğu kişi yani, araç sahibi, aracı kendi hesabına ve kendisine ait olmak üzere kullanıyor, üzerinde çıkar sağlıyorsa aynı zamanda işleten olup, hem şekli hem de maddi anlamda işleten sıfatını alacaktır.
    Noterlerin düzenleme yoluyla yaptığı satış ve devir işleminin arkasından yapılacak tescil, mülkiyete karine oluşturması bakımından önem taşır. Kuşku olan durumlarda, aracın malikine, işleten gözüyle bakılmalı ve buna ağırlık verilmelidir.
    Varsayımlı işletenlik olarak öğretide adlandırılan ve 2918 sayılı Yasanın 3. maddesinde düzenlenen kavramı da açıklamakta yarar vardır. Bunun temelinde yasanın muvazaalı (danışıklı) işlemlere karşı zarar görenleri koruma amacı yatmaktadır. Yasa koyucu aracın kayden maliki başkası görülse bile, üçüncü bir kişi tarafından aracın kendi nam ve hesabına işletildiğinin, araç üzerinde fiili tasarrufta bulunulduğunun ilgilisince ispatı halinde bu kimsenin de işleten sayılacağını ifade etmektedir. Burada kazanılan işleten sıfatı değil işleten gibi sorumluluktur...” (YHGK, 06.03.2002 t., 2002/11-71 E., 2002/141 K.)
    Kaza tarihinde ve sonrasında araç bu davalı adına kayıtlı ise de; işleten sıfatının bulunup bulunmadığı yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında araştırılarak, varlığına kanaat getirildiği takdirde, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    3-Davalı ... Şirketinin temyizi incelendiğinde; poliçe limit olan 40.000 TL"yi ödediğini savunup buna dair ibraname ve makbuz işlem bilgilerini sunmasına göre, mükerrer ödemeye meydan verilmemesi açısından, ödeme yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa tarih ve miktarı dayanağı belgeler de getirtilerek yöntemince araştırıldıktan sonra hasıl olacak sonuç ve yukarıda açıklanan ilkeler ışığında bir karar verilmesi gereği gözetilmeksizin, tazmin sorumluları tarafından sigortalı veya hak sahiplerine yapılan ödemelerin, rücu alacağından düşülmeyeceği gerekçesiyle davalının savunması dinlenmeyerek yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı ... Şirketi ile, davalı ... vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan...ve ..."e iadesine, 05.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi