10. Hukuk Dairesi 2010/14094 E. , 2012/4054 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu yaşamını yitiren sigortalının hak sahiplerine yapılan sosyal sigorta yardımları nedeniyle uğranılan zararın, 506 sayılı Kanunun 26’ncı maddesi hükmü gereğince davalı işverenden rücuan alınması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ... Başkanlığı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 26’ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere” ibareleri, 21.03.2007 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 23.11.2006 gün ve 2003/10 Esas - 2006/106 Karar sayılı Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilmiş olup, Anayasa’nın 152 ve 153. maddelerinde öngörülen düzenleme uyarınca, Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesi ile birlikte, elde bulunan ve kesinleşmemiş tüm davalarda uygulanması zorunludur. İptal kararının Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihten itibaren 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 76’ncı ve 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 33’üncü maddesi gereğince, yürürlükteki kanunları uygulamakla yükümlü bulunan mahkemelerin ve Yargıtay’ın, iptal kararı ile yürürlükten kalkan bir kanun maddesine dayanarak inceleme yapma ve karar verme yetkisi de bulunmamaktadır. Anılan iptal kararı ile ortaya çıkan maddi ve hukuki olgular ışığı altında yapılan değerlendirmede, sigortalının hak sahiplerine bağlanan ölüm gelirlerinin tüm peşin sermaye değerleri toplamı ile cenaze gideri karşılığının, fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak suretiyle %50’sine karşılık gelen tutarlarının karara bağlanması istemiyle açılan davanın yapılan yargılamasında;
a-) Gerçekleşen iş kazasında davalının %80 oranında kusurlu olduğu saptanmış bulunmakla, özellikle, gelirlerin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerlerinin davalının kusur oranına uygulanması suretiyle bulunan miktarın istemden daha az olması karşısında, anılan kusur oranına karşılık gelen tutarın aynen hüküm altına alınması gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu, %50’ye karşılık gelen talep miktarına ayrıca davalının %80 kusur oranının uygulanması suretiyle bulunan tutarın, böylelikle eksik rücu alacağının karara bağlanması,
b-) Ayrıca, anılan hesap işleminde de maddi hataya düşülmesi,
c-) Cenaze karşılığı yönünden, davalının %80 kusur oranı dikkate alındığında %50 oranına karşılık gelen istemin aynen kabulüne karar verilmesi gerekirken, yukarıda açıklanan yanılgılı hesaplama yöntemi benimsenerek, %50’ye karşılık gelen talep miktarına ayrıca %80 kusur oranı uygulanarak eksik rücu alacağına hükmedilmesi,
d-) Gelirler yönünden faiz başlangıcı olarak onay günü yerine daha ileri bir tarihin esas alınması,
e-) Dava tarihi itibarıyla yürürlükteki mevzuat ve içtihatlara uygun olarak açılan davanın, söz konusu iptal hükmü nedeniyle oluşan hukuksal durum karşısında kısmen reddine karar verilmesinde tarafların sorumluluğu bulunmamasına karşın, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu, yargılama sonunda davacı Kurum davada kısmen haksız çıkan taraf olarak nitelendirilip vekil ile temsil olunan davalı yararına avukatlık ücreti belirlendikten sonra Kurumun anılan ücret yönünden sorumluluğuna karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç :Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZLUMASINA, 06.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.