Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/9101
Karar No: 2018/1730
Karar Tarihi: 07.03.2018

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/9101 Esas 2018/1730 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/9101 E.  ,  2018/1730 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ... 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/04/2016 tarih ve 2015/...-2016/104 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili; müvekkilinin ... ibareli çok sayıda tescilli markası bulunduğunu ve tanınmış marka olarak da tescil edildiğini, davalı şirketin 2012/99291 başvuru numaralı "... Bilişim+şekil" ibareli markasının yayınına yaptıkları itirazların ... tarafından reddedildiğini, oysa ki markasının tanınmış olduğunu, ayrıca markaların ayırt edilemeyecak kadar benzer olduğunu, davalı firmanın Çanakkale"de yerleşik olduğunu, müvekkili şirketin bilişim işine girdiğinin sanıldığını ileri sürerek dava konusu ... ... kararının iptaline ve markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili; ... kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    Davalı şirket vekili davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının tescilli ... esas unsurlu markası ile davalının "... Bilişim+şekil" ibareli başvurusunun görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik olmakla birlikte tescil kapsamlarının farklılık göstermesi nedeniyle iltibasa yol açmayacağı, ancak davacının ... markasının tanınmış marka olduğu, tanınmış markanın aynı yerde farklı sınıfta da olsa yine ... esas unsurlu marka başvurusuna konu edilmesi ile davacının tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, onun markasının itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği gerekçesiyle davanın kabulü ile ... ... kararının iptaline, dava konusu marka tescil edilmediğinden hükümsüzlük konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
    Dava, ... ... kararının iptali ile davalı şirket tarafından tescili istenen “... BiliŞİM” ibareli marka başvurusunun hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. Mahkemece, taraf markalarının tescil kapsamları farklı olmakla birlikte, davacı markasının tanınmış marka olduğundan bahisle 556 sayılı KHK"nin 8/4 madde hükmü uyarınca, haksız yararlanma, ayırt ediciliğinin zedelenmesi ve itibarına zarar vermesi olasılığının mevcut olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile ... ...’in 2014-M-15704 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalıya ait “... Bilişim” markasının farklı sınıflardaki kullanımının davacının tanınmış markasından haksız yararlanma sayılıp sayılamayacağı, markanın itibarını zedeleyip zedelemeyeceği veya ayırtedici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurup doğurmayacağına ilişkindir. Tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yarar sağlamaktan kast edilen; tanınmış markanın tüketiciler nezdinde sahip olduğu olumlu imajın hukuka aykırı bir şekilde diğer markaya aktarılmasıdır. Bu yolla tanınmış markanın reklâm değeri ve şöhreti imaj transferi yoluyla sömürülmekte, tescilli markanın itibarından dolayı haksız avantaj elde edilmektedir (556 sayılı KHK madde 9/1-c). Tanınmış markanın itibarına zarar verilmesi hali ise, doktrinde lekeleme olarak adlandırılmaktadır. Bu durumda, marka itibarı zarar görecek şekilde küçültücü, imaj zedeleyici bir mal veya hizmet için kullanılmaktadır Ayrıca 556 sayılı KHK 8/4 maddesinde sayılan tanınmış markadan haksız yararlanma halleri, her somut olayın özelliklerine, markanın ne kadar tanınmış olduğuna, tanınmış markanın ayırt edicilik derecesinin ne derecede yüksek olduğuna, her iki tarafa ait markanın birebir aynı olup olmamasına, farklı sınıftaki mal veya hizmetin tanınmış markanın asıl olarak kullanıldığı sektör veya sektörlerden mal ve/veya hizmetlerden ne derece uzak ya da yakın, ne derece farklı olduğuna göre değerlendirilmelidir.
    Bu genel açıklamalardan sonra somut uyuşmazlığa gelince; davacının “...+şekil” ibareli markaları gıda ürünleri üzerinde kullanımı sonucu tanınmış marka seviyesine ulaşmıştır. Dava konusu ... ... kararı ile davalının dava konusu “... Bilişim” ibareli marka başvurusunun 11. 35. (bu sınıftaki malların toptan ve perakendecilik hizmetleri bakımından başvuruda davacı markalarının kapsadığı ürünler dışında kalan mallar sayılmak suretiyle belirleme yapılmıştır) ve 42. sınıflar bakımından tescil işlemlerine devamına karar verilmiştir. Bu sınıflandırma itibariyle, davacıya ait tanınmış “...” markası 1.29.30.32.33. ve 35. sınıf mal ve hizmetlere ilişkin olmasına karşın, dava konusu “... Bilişim” marka başvurusunun üzerinde kullanılacağı ürünler elektrikli yahut elektriksiz çalışan çeşitli makine ve cihazlar ile mühendislik,bilgisayar ve tasarım hizmetleri ile davacının ticari faaliyeti dışında kalan bir kısım malların toptan ve parakende satışı hizmetlerine ilişkindir. Yukarıda belirtilen mal ve hizmetlerin dâhil oldukları farklı sektörler de nazara alındığında, 556 sayılı KHK 8/4. maddesinde sayılan hallerin birisinin yada tümünün varlığı için, tanınmış markanın aynısı ya da benzerinin farklı grup mal ve hizmetler üzerinde kullanılması nedeniyle söz konusu mal veya hizmetlerin ortalama tüketicilerin bu marka ile tanımış marka arasında bir bağlantı kurması ve bu bağlantının yaratacağı olumlu izlenim ve çağrışımla da satın alma tercihlerine yön verilmesi suretiyle tanınmış markadan haksız yararlanma sonucuna yol açılması gereklidir. Bu ilkeler HGK"nin 02.04.2014 tarih 656/427 kararında da açıklanmıştır.
    Bu durumda, 556 sayılı KHK’nin 8/4. maddesinde tescil engeli olarak düzenlenmiş bulunan koşulların somut olayda bulunup bulunmadığının yukarıda yapılan açıklama ve ilkeler esas alınarak değerlendirilmesi gerekirken, dosya kapsamında bulunan ve 556 sayılı KHK"nin 8/4. maddesi koşullarının gereği gibi değerlendirilmediği yetersiz ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 07/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi