Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/6864
Karar No: 2013/12324

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2013/6864 Esas 2013/12324 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2013/6864 E.  ,  2013/12324 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, müvekkilinin 2001 yılından 27.04.2011 tarihine kadar davalı şirkette çalıştığını, müvekkilinin bahçe reyonuna bakan reyon şefi olarak çalıştığını, mağazada çalışan ev gereçleri ve hırdavat reyon şefinin başka mağazaya gitmesi nedeniyle bu reyonlarında davacıya verildiğini, bu konuda müvekkilinin eğitiminin olmadığını, mal kabul ve girişinin resepsiyon bölümü çalışanları tarafından yapıldığını, envarter sayımınında müvekkilinin yapmadığını, envarter sayım tutanağını sektör şefi ve mağaza müdürünün imzaladığını, sayımlarda hata olması durumunda bu kişilerinde işten çıkartılması gerektiğini, müvekkilinin 2011 Şubat ayındaki ihtara konu olaydan sonra 2,5 ay rapor aldığını ve işyerinde bulunmadığını, buna rağmen Şubat 2011 ve Nisan 2011 tarihleri arasındaki sayım sonucundan sorumlu tutulmasının kötü niyetli olduğunu, davalı işyerinin toplu işten çıkartma kararı aldığını, zaten işten çıkarılacak müvekkilinin bu şekilde zorlayıcı sebeplerle iş sözleşmesinin feshedildiğini, feshin geçerli sebebe dayanmadığını bu nedenlerle müvekkilinin işe iadesine ve kanuni haklarına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, davacının 24.04.2001-21.04.2011 tarihine kadar bazar bölümü reyon şefi olarak çalıştığını, davacının çalıştığı bölümde yapılan finansal kontrollerde envarterlerde stoklarla oynandığını, davacıdan savunma talebine rağmen savunma vermediğini, davacının 2009 yılında da envarter açıkları nedeniyle uyarıldığını, 2011 tarihinde ürün atıklarının zamanında yapılmadığı için uyarı cezası verildiğini, davacının son olarak envarterde oynama yaparak hayali stok artışı yapması neticesinde 16.000,00 TL envarter farkının ortaya çıkmasına sebebiyet verdiğini, davacının tüm bu davranışlarının güven ilişkisini zedeleyerek iş ilişkisini sürdürülemez hale getirdiğini bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, davacının atık ürünü zamanında beyan etmemesinde kusuru bulunmakla birlikte, bunda en büyük etkinin işverinin atık ürün konusunda belirlediği politikaların olduğunu, işverenin atık ürün konusunda gerekli iç kontrol sistemini geliştirmeden bu sorumluluğun sadece davacı üzerinde bırakılmasının hakkaniyete uygun düşmediği, bu nedenle iş sözleşmesinin geçerli nedenle de olsa feshinin, davacının kusuruyla oranlandığında orantısız ağır bir yaptırım olduğunu ve bu açıdan geçerli fesih şartlarının oluşmadığı, davacının düşük performans gösterdiği hususunun ise davalı tarafça kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
    4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
    4857 sayılı Kanun’un 18. maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanun"un 25/II. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz.
    4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
    Dosya içeriğine göre,davacının 24.04.2001-22.04.2011 tarihleri arasında davalı işyerinde reyon şefi olarak çalıştığı,iş sözleşmesinin birden çok kez envanter açığına neden olarak işverenini zarara uğrattığı ve davranışları ile işyerinde olumsuzluklara neden olduğu gerekçesiyle geçerli neden belirtilerek feshedildiği anlaşılmaktadır.
    Somut olayda, davacının fesih bildiriminde belirtilen feshe konu eylemlerine ilişkin olarak alınan bilirkişi heyet raporunda davacının atık ürünü zamanında beyan etmemesinde kusuru bulunduğunu, ancak bunda en büyük etkenin işverenin atık ürün konusunda belirlediği politikaların olduğunu, atık ürün konusunda sorumluluğun sadece bir personelin üzerinde bırakılmasının hakkaniyet ile bağdaşmadığı belirtilmiştir. Davalı şirketin davacı hakkında yaptığı şirket içi soruşturma sonucunda hazırlanan raporun sonuç kısmında envartelerin sağlıklı yapılmadığı, stoklarla oynandığı, yapılması gereken atıkların yapılmayarak depoda saklandığı, bu nedenlerle mağazanın zarar gördüğü, davacının görevini kötüye kullanarak mağazayı zarara uğrattığına dair tespit yapılmıştır. Mahkemece bilirkişi heyeti raporundaki gerekçelerle davacının iş sözleşmesinin feshinin kusuruyla orantısız olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı hakkında atık yapılması gereken ürünleri zamanında atık yapılmadığı, envarter sayımlarını zamanında sonuçlandırılması için gerekli önlemleri almadığı gerekçesiyle farklı tarihlerde tutanaklar tutulduğu anlaşılmaktadır. Mahkemenin de kabulüne göre davacının fesih bildiriminde belirtilen feshe konu eylemlerde kusurlu olduğu sabittir. Tüm dosya kapsamına göre davacı davalı şirketin çalışma kurallarına ve görev tanımına göre yapması gerekli olan iş ve işlemleri gereği gibi yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davacının iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayandığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerekli iken mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
    1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2-Davanın REDDİNE,
    3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
    4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 1.269,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
    5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.320,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
    6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 27.05.2013 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.



    MUHALEFET ŞERHİ

    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre,davalı tarafın yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanması görüşüyle sayın çoğunluğun bozma yönündeki görüşüne katılmıyorum. 27.05.2013








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi