7. Ceza Dairesi 2018/12902 E. , 2021/3981 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 ve 5809 sayılı Kanunlara muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere, sanıklar hakkında 5809 sayılı Kanuna muhalefet suçundan erteleme
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I) Sanıklar ... ve ... hakkında 5809 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanıklar müdafiilerinin temyizlerine ilişkin yapılan incelemede;
Dosya kapsamı ve sanıkların aşamalarda dava konusu cep telefonlarını yurt dışından sipariş etmedikleri, yanlışlıkla gönderildiği yönündeki savunmaları karşısında; savunmalarının aksine, suça konu cep telefonlarının elektronik kimlik bilgilerini yeniden oluşturulup, değiştirdiklerine, kopyalayıp çoğalttıklarına veya dağıtımını yaptıklarına, bu amaçla oluşturulmuş yazılım, araç ve gereçleri ithal edip dağıtımını, tanıtımını yaptıklarına, bu araç ve gereçler ile yazılımını bulundurduklarına ve bu suretle atılı 5809 sayılı Yasaya muhalefet suçunu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı dikkate alınarak, sanıkların beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
II) Sanık ... hakkında 5607 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafiinin temyizine ilişkin yapılan incelemede;
Kargo görevlisinin ihbarı üzerine, sanık ...’in yetkili müdür, sanık ...’un ortağı bulundukları Nutla İnşaat Ltd. Şirketi adına tescilli 11.11.2011 tarihli transit beyanname ile mahrecine iade edilmek istenilen, beyanname kapsamındaki eşya ile tarifesinde uyumsuzluk olduğunun anlaşılması üzerine, kargo firmasının geçici depolama yerinde beyan harici olduğu tespit edilen, 250 kg boncuk cinsi eşya, toplam 2.990 adet kaçak cep telefonu, 180 adet tuş takımı, 900 adet ekran koruyucu, 90 adet kapak cinsi eşyaların ele geçirildiği olayda, şirket yetkilisi sanık ...’in aşamalarda değişmeyen savunmasında şirketin yalnızca kağıt üzerinde yetkilisi göründüğünü, suça konu eşyanın mahrecine iadesini talep etmediğini, şirket işlerinin diğer sanık tarafından takip ediğini beyan ederek, atılı suçlamayı kabul etmemesi, sanık ...’un da, sanığın bu savunmasını doğrulaması, dinlenen kargo görevlisi tanıkların beyanları ve dosya kapsamına göre, sanık ...’in üzerine atılı suçu işlediğine ve diğer sanığın eylemine iştirak ettiğine dair savunmasının aksine, mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden beraati yerine yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
III) Sanık ... hakkında 5607 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafiinin temyizine ilişkin yapılan incelemede ise;
1. Ele geçirilen kaçak eşyanın miktarına göre, temel cezada TCK"nun 3/1 ve 61. maddesi uyarınca hakça oranda teşdit uygulanarak alt sınırdan uzaklaşılması suretiyle hüküm kurulması gerekirken, sanık hakkında alt sınırdan hüküm kurmak suretiyle eksik ceza tayini,
2. Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla; 5237 sayılı TCK"nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
3. 17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nun 251/1. maddesine göre, “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki hükme, 7188 sayılı Kanunun 31. maddesinde yer alan geçici 5/1-d. maddesi ile “01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklinde sınırlama getirilmiş ise de, Anayasa Mahkemesi’nin, 19/08/2020 tarih ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile “...kovuşturma evresine geçilmiş...” ibaresine ilişkin esas incelemenin aynı bentte yer alan “...basit yargılama usulü...” yönünden Anayasa"ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, böylece “kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden iptal kararı” verildiği anlaşılmakla; her ne kadar Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez ise de, CMK’nda yapılan değişikliklerin derhal uygulanması ilkesi geçerli olmakla birlikte, iptal kararının sonuçları itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğu, zira CMK’nun 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olduğundan TCK"nun 7. ve CMK’nun 251. maddeleri uyarınca dosyanın “basit yargılama usulü” yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
4. Kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, TCK"nun 53/4. fıkrası uyarınca 1. fıkradaki hak yoksunluklarının uygulanamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
5. Dava konusu kaçak eşyanın 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi yollamasıyla 5237 sayılı TCK"nun 54/4. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
Yasaya aykırı, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.