Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/8209
Karar No: 2020/6136
Karar Tarihi: 18.12.2020

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2020/8209 Esas 2020/6136 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2020/8209 E.  ,  2020/6136 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:


    ... İlçesi ...Köyü çalışma alanında 1973 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında 83, 84, 85, 86, 87 ve 179 ila 250 parsel sayılı taşınmazlar tapu kaydına dayanarak davalı gerçek kişiler adına, 88 ila 175 parsel sayılı taşınmazlar ise kişiler adına tespit edilen taşınmazlara uygulanan tapu kaydının miktar fazlası olarak Hazine adına tespit edilmiştir. Hazine adına tespit edilen parsellere karşı orman idaresi ve gerçek kişiler kadastro komisyonuna itirazda bulunmuşlar, kadastro komisyonu 08.04.1981 tarih 1981/250 sayılı karar ile kadastro tespitine yapılan itirazların incelenmek üzere tapulama mahkemesine gönderilmesine karar vermiş, tapulama mahkemesi ise; kadastro komisyon kararının usülüne uygun olmadığı gerekçesi ile tutanakları komisyona devretmiştir. İtirazları inceleyen kadastro komisyonu, 18.01.1983 tarih 1983/4 sayılı karar ile, hazine adına tespit edilen bu parsellere karşı tespite yapılan itirazların reddine, taşınmazların tespit gibi Hazine adına tesciline karar vermiş; kadastro komisyonunun kararı tespite itiraz eden orman idaresi ve gerçek kişilere tebliğ edilmiş, Orman İdaresi komisyon kararından sonra yeniden dava açmamış, bir kısım gerçek kişiler süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açmışlardır.
    Kadastro sırasında tapu kaydına dayalı olarak kişiler adına tespit edilen taşınmazlara karşı ise Hazine, Orman İdaresi ve bir kısım gerçek kişiler itirazda bulunmuşlar,kadastro komisyonu 08.04.1981 tarihinde bu itirazların incelenmesi için kadastro tutanaklarını tapulama mahkemesine göndermiş,tapulama mahkemesi komisyon kararının usulüne uygun olmadığı gerekçesi ile itirazlar hakkında bir karar verilmek üzere tutanakları komisyona devretmiş, kadastro komisyonu 07.01.1983 tarih 1983/1 sayılı karar ikinci kez itirazları incelemek üzere kadastro tutanaklarını mahkemeye devretmiş, tapulama mahkemesi her bir parsel açısından itirazda bulunanları davacı olarak belirlemiş ve ayrı esas sırasına kaydettiği dosyaları daha sonra birleştirerek yargılamaya devam etmiştir.
    Davacı ... İdaresi, kadastro komisyonuna sunduğu itiraz dilekçelerinde nizalı taşınmazların Orman niteliğinde olduğunu davacı ... ise davalılar adına tespit gören yerlerin devletin hüküm ve tasarrufu olduğunu ileri sürmüşlerdir.
    Davacı gerçek kişiler tapu kayıtlarına tutunarak muhtelif parsellerin tespitlerine itiraz etmişlerdir.
    Mahkemece birleşen dosyalar üzerinden yapılan yargılama sonucu,davacı gerçek kişilerin davalarının reddine, ...,... köyünde bulunan 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102,103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, ...,... 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 167, 168, 169, 170, 171, 172, 173, 174, 175 parsel nolu taşınmazların tespit gibi Hazine adına tapuya tesciline, Hazine ve Orman İdaresinin davasının kısmen kabulüne, 83 parsel nolu taşınmazda kadastro teknisyeni bilirkişi ... ’ın 06.10.2008 günlü raporuna ekli krokisinde sarı renkle boyalı ve (A) harfi ile göstermiş olduğu 1866,60 metrekarelik kısmın, 85 parsel nolu taşınmazda kadastro sarı renkle boyalı ve (C) harfi ile göstermiş olduğu 10916,60 metrekarelik kısmın, 87 parsel nolu taşınmazda sarı renkle boyalı ve (E) harfi ile göstermiş olduğu 9900 metrekarelik kısmın çalışma alanına ait en son parsel numarası verilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline, 83 parsel nolu taşınmazın (A) harfi ile gösterilen kısım çıkartıldıktan sonra kalan 11.483,40 metrekare yüzölçümlü bölümünün tamamı iki pay kabul edilerek; 1 payının ... oğlu ..., 1 payının ... oğlu ... adlarına, 85 parsel nolu taşınmazın (C) harfi ile gösterilen kısım çıkartıldıktan sonra kalan 11.483,40 metrekare yüzölçümlü bölümünün eşit paylarla , ..., ..., ... ve ... adlarına; 87 parsel nolu taşınmazın (E) harfi ile gösterilen kısmı çıkartıldıktan sonra kalan 45950 metrekare yüzölçümü ile payları da gösterilmek suretiyle ... oğlu ... ve paydaşları adına, 86, 179, 180, 181, 182, 183, 184, 185, 186, 187, 188, 189, 190, 191, 192, 193, 194, 195, 196, 197, 198, 199, 200, 201, 202, 203, 204, 205, 206, 207, 208, 209, 210, 211, 212, 213, 214, 215, 216, 217, 218, 219, 220, 221, 222, 223, 224, 225, 226, 227, 228, 229, 230, 231, 232, 233, 234, 235, 236, 237, 238, 239, 240, 241, 242, 243, 244, 245, 246, 247, 248, 249, 250 parsellerin ise tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı-davalı ... ve davacı ... İdaresi tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davacı ... İdaresinin temyiz itirazları bakımından; 88 ila 175 parsellere yönelik temyiz itirazları bakımından; hükmü temyiz yetkisi kural olarak davanın taraflarına aittir.
    Orman İdaresince 88 ila 175 parsel sayılı taşınmazlar için yapılan kadastro tespitine karşı kadastro komisyonuna itirazda bulunularak taşınmazların orman olduğu iddia edilmiş ise de; kadastro komisyonunca 18.01.1983 tarih 1983/4 sayı ile, Orman İdaresinin itirazının reddine, taşınmazların tespit gibi Hazine adına tesciline dair verilen karara karşı komisyon kararının tebliğinden sonra Orman İdaresi (tarafından bu parsellere yönelik dava açılmadığı gibi, idarece gerçek kişilerin davasına müdahalede de bulunulmamıştır. Bu durumda bu parseller yönünden davada taraf sıfatı bulunmadığından Orman İdaresinin temyiz inceleme isteminin REDDİNE,
    2-Davacı ... İdaresi ve Hazinenin 83, 85, 86, 87, 88, 179 ila 250 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece; her ne kadar çekişmeli taşınmazların kesinleşen orman tahdidi dışında kaldığından bahisle hüküm kurulmuş ise de, çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde, orman kadastrosu 25.12.1973 tarihinde 1 yıl süre ile ilan edilmiş olup, henüz orman kadastrosu kesinleşmeden, taşınmazlar arazi kadastrosuna tabi tutulmuş olmakla dava aynı zamanda orman tahdidine itiraz niteliğindedir.
    Kesinleşmeyen orman kadastrosu bulunan yerlerde bir yerin orman sayılan yerlerden olup olmadığı memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğraflarının uygulaması ile belirlenir.
    Orman kadastrosu kesinleşmediği yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785, 5658 ve 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre çözümlenmesi zorunludur. 3116 sayılı Kanun ile sadece hangi taşınmazların devlet ormanı sayılacağını göstermiş ve devlet ormanlarının kadastrosunun yapılacağını öngörmüştür. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanun"un 1. maddesi gereğince aynı Kanun"un 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar hiçbir işleme lüzum olmaksızın devletleştirilmiş; devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tâbi tutulmuş ve iadenin koşulları aynı Kanunda gösterilmiştir.
    Mahkemece, eski tarihli ve kadastro tespitinden 15-20 yıl öncesine ait memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi,bir ziraat ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanun"un 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 tarih ve 31/13 Esas-Karar; 14.03.1989 tarih ve 35/13 Esas-Karar ve 13.06.1989 tarih ve 7/25 Esas-Karar sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanun"un 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre fen ve uzman orman bilirkişiler yardımıyla yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ölçeğinin kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftasının ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmak suretiyle öncelikle taşınmaların orman sayılan yerlerden olup olmadığı belirlenmelidir. Taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğunun anlaşılması halinde tespite esas alınan tapu kayıtlarının 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısında hukuki kıymetinin olup olmadığı tartışılmalı çekişmeli taşınmazlar şayet orman sayılan yerlerden değil ise bu kez taşınmazların esas alınan tapu kayıtlarının kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmelidir. Bunun için de, taşınmazlar bulunduğu yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve aynı yönteme göre belirlenecek taraf tanıkları huzuru ile dava konusu taşınmazlar başında yapılacak keşifte 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 20. maddesi hükmü uyarınca öncelikle tespite esas tapu kayıtları yerel bilirkişi yardımı ile zemine uygulanmalı, uygulamada tapu kaydının haritası; haritası yoksa tapu kaydında tarif edilen sınır yerleri esas alınmalı; yerel bilirkişice bilinemeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, uzman bilirkişiye tapu kaydında tarif edilen sınır yerleri düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, 3402 sayılı Kanun"un 20/A maddesi uyarınca tapu kaydının oluşumuna esas harita, plan ve krokilerin yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, bu harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunacağı gözetilmeli, kayıtların yerine uygulanması mümkün değilse aynı Kanun"un 20/C maddesi uyarınca tapu kaydının sınırlarının değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte olduğu göz önüne alınarak tapu kaydında belirtilen miktar itibariyle geçerli olacağı değerlendirilmeli, buna göre tapu kaydının kapsamı kesin olarak belirlenmeli, taşınmazların tapu kaydı dışında kalan bölümleri var ise, bu bölümler yönünden zilyetlik yolu ile kazanma koşulları araştırılmalı; yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanun"un 14. maddesi uyarınca, davalılar adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanun"un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
    Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün 83, 85, 86, 87, 88, 179 ila 250 parsel sayılı taşınmazlar yönünden BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.12.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi