Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8744
Karar No: 2019/5468
Karar Tarihi: 24.10.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/8744 Esas 2019/5468 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında bedel isteğine ilişkindir. Davacı, mirasbırakanın taşınmazını ilk eşinden olma oğluna devrettiğini, temliğin mirasçıdan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek çekişmeli taşınmazda miras payına isabet eden bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Dosya incelendiğinde, mirasbırakanın taşınmazını 30.01.2001 tarihinde oğluna, 08.05.2013 tarihinde de başka kişilere sattığı görülmüştür. Mahkeme, muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, dosyada yeterli araştırma yapılmamıştır. Mirasbırakan ile ikinci eşi ve çocukları arasındaki ilişkiler, mal kaçırma amacının varlığı, mirasbırakanın başka malvarlığı olup olmadığı araştırılmamıştır. Bu nedenle, davacının temyiz itirazları kabul edilerek, hüküm bozulmuştur. Kanun maddeleri: Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun
1. Hukuk Dairesi         2016/8744 E.  ,  2019/5468 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT



    Taraflar arasında görülen tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 24.10.2019 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı vekili Avukat... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:


    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında bedel isteğine ilişkindir.
    Davacı, eşi mirasbırakan ..’in 6240 parsel sayılı taşınmazını ilk eşinden olma oğlu davalıya satış suretiyle devrettiğini, temlikin mirasçıdan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek çekişmeli taşınmazda miras payına isabet eden bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, çekişmeli taşınmazı bedeli karşılığında satın aldığını, ayrıca Almanya’da çalıştığı dönemde kazandığı paralarını da mirasbırakana gönderdiğini, temlikin muvazaalı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ..."in 05.07.2009 tarihinde öldüğü ve geride davacı ikinci eşi... davalı ilk eşinden olma oğlu... ve dava dışı ilk eşinden olma çocukları ..., ..., Müfettiş,..., ...,... ile ikinci eşinden olma çocukları ..., ... ... ve ...’ün mirasçı olarak kaldıkları, mirasbırakanın 6240 parsel sayılı taşınmazını 30.01.2001 tarihinde davalı oğlu ..."a, davalının da 08.05.2013 tarihinde dava dışı ... ve Yapı San. Tic. Ltd. Şti"ye satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince; davacı temlikin mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmış, davalı da satış bedelini mirasbırakana ödeyerek taşınmazı satın aldığını savunmuş, mahkemece, muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Ne var ki, hükme yeterli bir araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
    Şöyle ki, mirasbırakan İhsan Nuri ile davacı ikinci eşi ve ikinci eşinden olma çocukları arasındaki beşeri ilişkiler irdelenmemiş, mirasbırakanın ikinci eşi ve ikinci eşinden olma çocuklarından mal kaçırma amacı olup olmadığı hususu üzerinde durulmamış, ayrıca mirasbırakanın dava konusu taşınmaz dışında başkaca malvarlığı bulunup bulunmadığı araştırılmamıştır.
    Hal böyle olunca, davacı ikinci eş ve ikinci eşden olma çocuklar ile mirasbırakan arasındaki ilişkilerin araştırılması, mirasbırakanın mal kaçırmasını gerektirecek bir durumun olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, mirasbırakanın başkaca malvarlığı bulunup bulunmadığının sorulması, yukarıdaki ilkeler uyarınca değerlendirme yapılması ve dava konusu temlikin mal kaçırma amacıyla mı yapıldığı, yoksa gerçek satış mı olduğu hususunun duraksamaya yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması gerekirken eksik soruşturma ile yetinilirek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 2.037.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi