8. Hukuk Dairesi 2009/5245 E. , 2010/122 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ...2. Asliye Hukuk Mahkemesi
F.. T.. ile Y.. A.. ve Hazine aralarındaki elatmanın önlenmesi ve zilyetliğin tespiti davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ...2. Asliye Hukuk Hâkimliğinden verilen 20.03.2007 gün ve 150/169 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 19.01.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı Y.. A.. vekili Avukat ... ve karşı taraftan Hazine vekili Avukat ...geldi. Başka kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı F.. T.. vekili, Hazine adına kayıtlı 2329 ada 4 parsel üzerine davacı ve boşandığı eşi davalı Y.. A..’ın birlikte 3 katlı bina yaptırdıklarını, boşandıktan sonra davalının vekil edeninin yararlanmasına izin vermediğini ileri sürerek haksız el atmasının önlenmesine, söz konusu bina yönünden davalı adına oluşturulan vergi kaydının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Y.. A.. vekili, binanın yapımında davacının katkısının bulunmadığını, arsaya vekil edeninin evlenmeden önce zilyet olduğunu bildirerek, dahili davalı Hazine vekili ise 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına tescil edilen zemin üzerindeki zilyetliğe değer verilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Mahkemece, Hazine aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan reddine, binada davacı ve davalının birlikte zilyetlik hakları bulunduğundan davalının kullandırmama şeklinde oluşan muarazasının (sataşmanın) önlenmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Y.. A.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, mülkiyeti Hazine adına kayıtlı arsa üzerine ortak olarak yaptırılan 3 katlı binanın kullanılmasının engellenmesine yönelik tecavüzün ortadan kaldırılması isteğinden ibarettir. Görülmekte olan davada, salt zemin üzerindeki zilyetliğe dayanılmayıp emek ve
para harcayarak inşa edilen binaya ilişkin hakka dayanıldığından taraflar arasındaki uyuşmazlık TMK.nun 981 ve devamı maddelerinde düzenlenen zilyetliğin korunması davası olarak değerlendirilemez.
İnşaatçı bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlara göre, toplam 3 katlı olan binanın ilk iki katı tamamlanmış, üçüncü katı yarım kalmıştır. Keşifte ve yargılama oturumlarında dinlenen her iki taraf tanıklarının anlatımlarına göre, dava konusu bina çalışarak düzenli gelirleri olan davacı ... ile davalı ...tarafından evliliklerinin devam ettiği dönemde ortak olarak yaptırılmıştır. Bu açıklamalara göre, davacının katkısının olmadığını ileri sürerek binanın tamamı üzerinde hak iddia eden ve davacının kullanımını engelleyen davalı ...’ın tecavüzünün önlenmesine karar verilmesinde isabetsizlik görülmediğinden usul ve kanuna uygun görülen hükmün açıklanan bölümünün ONANMASINA,
Belediye Başkanlığındaki davalı... adına oluşturulan vergi kaydının iptali isteğine ilişkin temyiz itirazına gelince; dava dilekçesinin sonuç bölümünde az yukarıda belirtilen istek yanında davalı ...’ın söz konusu binanın kendisine ait olduğu gerekçesiyle Belediye BaşKanlığına başvurusu sonucu oluşturulan vergi kaydının da iptaline karar verilmesi istenmiştir. Mahkemece, davacı yanın açıklanan bu isteği hakkında bir karar verilmemiştir. Mahkemenin, görev hususuda gözönünde bulundurularak davacının açıklanan bu isteği hakkında olumlu-olumsuz bir karar vermemesi doğru görülmemiştir.
Tüm bu açıklamalar nedeniyle davalı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazının kabulüyle usul ve kanuna aykırı olan vergi kaydına ilişkin hüküm bölümünün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 347,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 19.01.2010 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava TMK. nun 683. maddesine dayalı elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, davalı Hazine hakkındaki davanın husumet yokluğundan reddine, davalıya yönelik davanın kabulü ile muarazanın önlenmesine karar verilmiştir. Hüküm süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller tüm dosya kapsamından; mahkemece, davalı Hazine hakkındaki davanın husumet yönünden reddiyle davalı Y.. A..’a yönelik elatmanın önlenmesi davasının kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik yoktur. Daire çoğunluğunun yerel mahkeme kararının bu yönlere ilişkin bölümünün onanmasına yönelik görüşlerine katılıyorum.
Ancak, davacı taraf dava dilekçesinde davalı adına bir emlak vergi kaydı açılmış ise bunun tespiti ve vergi kaydının iptali ile davalının bu yerde herhangi bir zilyetlik ve mülkiyet hakkı olmadığının tespitine ilişkin talebine gelince; mahkemece, davacının bu istekleri hakkında hüküm bölümünde herhangi bir karar verilmemesinde usul ve yasaya aykırı bir yön yoktur. Şöyle ki; davacının davalı adına emlak vergi kaydı var ise bu kaydın iptaline yönelik talebi adli yargıyı ilgilendirmemektedir. Bir başka anlatımla idari yargıda açılacak davanın
konusudur. Genel hükümlere göre görülmekte olan adli yargıdaki bu davada böyle bir istem hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi noksanlık değildir. Aksine olumlu karar verildiğinde bozma sebebidir. Tüm bu açıklamalarımla Dairenin sayın çoğunluğunun bu yöne ilişkin bozma gerekçelerine katılmam mümkün olmamıştır. Mahalli mahkeme kararının tümüyle onanması gerektiği kanaatindeyim. Bu nedenlerle çoğunluğun bozma gerekçelerine katılamıyorum. 19.01.2010