(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2011/5117 E. , 2012/61 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin davalı (işveren) tarafça haklı ve geçerli bir neden olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek, feshin geçersizliğine, müvekkilinin işe iadesine ve akçalı haklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalılar vekili cevabında, davacının gerçek Bir sağlık özrü olmadan ve işyeri hekiminden sevk almadan sık sık rapor alıp rapor süreleri içerisinde dolmuş şoförlüğü yapması nedeniyle 4857 sayılı İş Kanunu"nun 25/II-e bendi uyarınca sözleşmesinin feshedildiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacının raporlu olduğu zamanlarda başka işyerinde çalıştığının ispatlanamadığı, sık sık rapor alma halinin iş sözleşmesinin feshinde haklı neden oluşturmadığı, bu davranışın işyerinde olumsuzluklara yol açması durumunda savunma alındıktan sonra geçerli bir fesih nedeni olabileceği, davacının bu davranışından dolayı savunmasının alınmadığı, gösterilen fesih nedeninin işyerinde olumsuzluklara neden olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, kararı davalı taraf temyiz etmiştir.
İş Kanunu"nun 25. maddesinde sayılan haklı fesih nedenlerinden birine dayanılması halinde yazılı bildirim ve öncesinde de işçinin savunmasının alınması koşulu aranmaz. 4857 sayılı İş Kanunu ile iş sözleşmesinin feshine gerekçe gösterilen "haklı neden" kavramının yanında, "geçerli neden" kavramı da getirilmiştir. İşverenin fesih hakkı, haklı nedenlerin bulunmadığı hallerde geçerli bir nedenin varlığı ile sınırlanmaktadır. Yasada "geçerli neden" kavramı tanımlanmamış, 18. maddede geçerli nedenleri doğuran haller düzenlenmiştir. İşçinin davranışından doğan haklı veya geçerli nedenler mutlaka kusurlu eylem niteliğinde olmalıdır. Böyle bir kusurlu eylemin haklı veya geçerli neden niteliği kazanmasının ayırıcı ölçütü ise kusurun ağırlığı ve eylemin vehameti ile belirginleşir. Buna göre, ağır kusura dayalı ve katlanılmaz davranışlar haklı neden, hafif kusurlu ve fakat olumsuzluk doğuran eylem ve davranışlar ise geçerli fesih nedeni oluşturur.
İşçinin davranışından kaynaklanan haklı nedenler mutlaka iş ilişkisi, işveren ve işyeri ile ilgili mahiyet taşırken, işçinin davranışından ileri gelen geçerli nedenin varlığında böyle bir koşul aranmaz.
Somut olaya gelindiğinde: Davacı işçinin raporlu olduğu zamanlarda fesihte gösterilen 25/II-e maddesi anlamında haklı fesih nedenine varlık kazandırıcı biçimde başka işyerinde çalıştığı iddiası ispatlanamamış ise de, defalarca işyeri hekiminin sevki olmadan geçerli bir sağlık özrüne dayalı olduğu kuşkulu sağlık raporları almasının işin yürütümünü bozan ve işyerinde olumsuzluklar doğurucu ağırlık ve mahiyette geçerli bir fesih nedeni oluşturduğu gözetilerek davanın reddi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın kabulü doğru bulunmamıştır.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı İş Kanunun 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen nedenlerle;
1-)Yerel mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-)Davanın REDDİNE,
3-)Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-)Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 80,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-)Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 16.01.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.