(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2011/10648 E. , 2012/95 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı işçi, iş sözleşmesinin 30/12/2010 tarihinde iş akdinin sebepsiz olarak feshedildiğini, feshin haklı ve geçerli bir sebebe dayanmadığını, feshin sebebinin açık ve kesin olarak bildirilmediğini ileri sürerek feshin geçersizliğine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.
Davalı işveren, davacının yargılama sırasına aynı şartlarda çalışmak üzere davet edilmesine rağmen işe başlamadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece iş sözleşmesinin feshinin tek taraflı bozucu yenilik doğuran bir eylem olup, karşı tarafa ulaştıktan sonra tek taraflı olarak geri alınması mümkün olmadığı, işe iade davası açıldıktan sonra işveren tarafından işçinin işe davet edilmesinin yapılan feshi ortadan kaldırmadığı, bu davetin feshin geçerli olmadığı yönünde karine teşkil ettiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğine göre davacı işçinin iş sözleşmesinin 30/12/2010 tarihinde davalı işveren tarafından feshedildiği, davacı tarafından dava açıldıktan sonra işverence Beyoğlu 19. Noterliğinin 23/02/2011 tarihli ihtarnamesi işe başlaması istendiği halde davacının haklı bir sebep olmadan işbaşı yapmadığı anlaşılmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddelerinde belirtilen iş güvencesi hükümlerinin amacı, işverenin iş sözleşmesini meşru ve makul görülebilecek bir sebep olmaksızın keyfi olarak sona erdirmesinin engellenmesi, dolayısıyla iş ilişkisinde sürekliliğin sağlanmasıdır. Sözü edilen düzenlemeler, işverene emredici kurallarla bir takım yükümlülükler getirmekle birlikte, işçinin de yasanın bu korumasından yararlanması için dürüstlük kurallarına uygun davranması gerekir. Başka bir anlatımla iş ilişkisinde sürekliliğin sağlanması noktasında işçi de dürüstlük kurallarına uygun olarak kendisinden beklenen davranışları ortaya koymalıdır. Bu sebeple, feshin geçersizliğine karar verilmesi istemi ile açılan davada hedef işe başlatılma olmalıdır. Somut olayda, davalı işveren fesihten sonra
./..
davacıyı işe başlaması için çağrıda bulunmasına rağmen, davacı işçi, haklı bir sebep ileri sürmeden bu davete icabet etmemiştir. Davacının bu davranışı, iş ilişkisinin devamı ile ilgili talebinde samimi olmadığını, nihai hedefinin feshin geçersizliğine bağlı tazminat ve alacakları almak olduğunu göstermektedir. Ne var ki, salt bu amaca yönelik talebin iş güvencesi hükümlerince korunması mümkün değildir. Çünkü İş Hukuku mevzuatımızda işçiye işe başlama ile tazminat isteme arasında bir seçimlik hak tanınmamıştır. Davacı sözü edilen davranışı ile dava açma hakkını kötüye kullanmak suretiyle işverence yapılan feshi geçerli hale getirmiştir. Bu nedenle, mahkemece davanın reddine karar verilmelidir.
Belirtilen nedenlerle, yerel mahkeme kararının 4857 sayılı Kanun"un 20/3. maddesi uyarınca bozularak ortadan kaldırılması ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan 56,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 17/01/2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.