
Esas No: 2016/8054
Karar No: 2018/3116
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/8054 Esas 2018/3116 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı, davalı ... ve ... vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 04/03/2008 havale tarihli dava dilekçesinde sınırları yazılı, Gözsüzce köyünde bulunan tahmini 37 dönüm miktarındaki taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, 3402 sayılı Kanunun ... ve .... maddelerinde yazılı şartların davacı lehine gerçekleştiğini bildirerek, Medenî Kanunun 713. maddesine göre davacı adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile (A) ile gösterilen ....719,46 m2 yüzölçümündeki taşınmazın davacı adına, (B) ile gösterilen ....737,72 m2 yüzölçümündeki taşınmaza yönelik davanın reddine, bu kısmın ... adına tapuya tesciline, Hazinenin fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmekle Dairenin .../01/2010 gün 2009/17595-2010/32 E.K. sayılı kararı ile bozumuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki: Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1953 yılında 3116 Sayılı Yasa hükümleri gereğince orman tahdidi yapıldığı anlaşıldığı halde buna ilişkin tahdit belgeleri ve tahdit haritası getirtilip, mahallinde uygulanmadığı gibi çekişmeli taşınmaza komşu olan 107 ve 106 numaralı kadastro parsellerinin dayanağı olan 51 ve 56 numaralı vergi kayıtları getirtilerek mahallinde uygulanmamış, dava konusu taşınmazı ne şekilde okudukları tespit edilmemiştir. Ayrıca, dosyada mevcut .../B haritasındaki orman sınır noktaları ile fenni bilirkişiler... ve ... tarafından düzenlenen 03.02.2009 tarihli rapora ekli krokide ki orman sınır noktaları açı, eğim, yön ve uzaklık bakımından benzerlik yoktur ve numarandırılma yönünden birbirini tutmamaktadır. Eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulamaz.
Kural olarak, 4785 sayılı Kanun gözetilmek suretiyle orman tahdidi yapılıp, kesinleşmişse; bir yerin orman olup olmadığı kesinleşmiş tahdit haritasının orman mühendisi aracılığıyla yerine uygulanması yoluyla çözümlenir. O halde, mahkemece öncelikle çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1953 yılında yapıldığı anlaşılan orman tahdide ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği ile çekişmeli taşınmaza komşu olan 101 ve 107 numaralı kadastro parsellerinin tapulama tespit tutanakları ile varsa dayanak tapu veya vergi kayıtları ile 1980-1990"lı yıllara ait hava fotoğrafları getirtildikten sonra, önceki bilirkişiler dışında halen ... Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve
bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak iki. kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte ... Eylül 1986 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve aynı Kanunun .../B maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile ....07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve .../B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve .../B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu, aplikasyon ve .../B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve .../B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmelidir.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma (Medeni Kanunun 713. maddesi, 3402 sayılı Kanunun .... ve .... maddelerindeki) koşulların araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak, yapılacak keşifte 1980-1990 lı yıllara ait hava fotoğrafları ve memleket haritasında taşınmazın o yıllarda ziraat alanı olarak kullanılıp kullanılmadığı, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, taşınmazın toprak yapısı incelenmeli, çekişmeli taşınmazın fiili durumunu da belirtir şekilde rapor alınmalı, imar ihya üzerinde durulup, bu konuda ve zilyetliğin tespiti yönünden tanık beyanlarına başvurulmalı, tarafların bildirecekleri zilyetlik tanıkları HYUY’nın 259. ve 265. maddeleri gereğince taşınmaz başında dinlenip; taşınmazın öncesi itibariyle niteliğinin ne olduğu, kime ait olduğu, zilyetliğin nasıl meydana geldiği, ne kadar süre ile ne şekilde devam ettiği, bunun ekonomik amacına uygun olup olmadığı, tanıkların bilgi ve görgülerinin hangi eylemli olaylara dayandırıldığı belirlenmeli, yerel bilirkişinin imar ihya ve zilyetlik olgusunu hangi olaylarla nasıl hatırladıkları saptanmalı, ayrıca varsa çekişmeli taşınmaza komşu olan 106 ve 107 numaralı parsellerin dayanağı olan 51 ve 56 numaralı vergi kayıtları mahalli bilirkişi eliyle mahalline uygulanmalı , çekişmeli taşınmaz yönünü ne olarak okudukları tespit edilmeli, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
Kabule göre ise (A) kısmının davacı adına, (B) kısmının ... adına tapuya tesciline karar verildiği halde bu kısımlarının niteliğinin belirlenmemiş olması da doğru değildir.” denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulmasının ardından yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabülü ile fen bilirkişi tarafından hazırlanan .../03/2012 tarihli krokide (B) harfi ile gösterilen 7.224,44 m2 yüzölçümlü taşınmazın son parsel numarası verilmek suretiyle tarla vasfı ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, aynı tarihli krokide (A) Harfi ile gösterilen yer davacı adına tapuda kayıtlı olduğundan bu kısım hakkında karar verilmesine yer olmadığına, fazlaya
ilişkin taleplerin reddine, davalı Hazinenin tescil talebinin reddine, aynı tarihli krokide (B1) harfi ile gösterilen yerin orman olduğu anlaşıldığından bu kısmın tescil harici bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davacı, davalı ... ve ... Büyükşehir Belediyesi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1953 yılında yapılan orman kadastrosu ile 03.03.1993 tarihinde ilan edilerek kesinleşen .../B madde uygulaması vardır.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede genel arazi kadastrosu 1972 yılında yapılmış ve sonuçları 30.06.1973 – 31.07.1973 tarihleri arasında ilan edilerek kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile dava tarihi arasında ...yıllık süre geçmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü yönünde hüküm kurulmuş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki; mahkemece hükme esas alınan orman bilirkişi raporunda, çekişmeli taşınmazlardan temyize konu (B) ve (B1) harfli taşınmazların yörede 1953 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman kadastrosunda orman sınırları dışında bırakıldığı tespit edilmiş olup, 3116 sayılı Kanunda sadece Devlet ormanlarının kadastrosu düzenlendiğinden somut olayda çekişmeli taşımazların orman sayılan yerlerden olup olmadığı eski tarihli resmi belgeler üzerinde yapılacak inceleme sonucu belirlenecektir. Ancak mahkemece mahallinde yapılan keşifte orman bilirkişisi tarafından 1990 (yeni) tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafı üzerinde çekişmeli taşınmazların konumları incelenmiş ve taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlenmiştir. Bu haliyle yapılan araştırmanın yeterli olmadığına ve orman bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığına kanaat getirilmiştir.
Hal böyle olunca, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için; öncelikle mahkemece en eski ve davadan ...-...yıl öncesine (1988-1993) ait hava fotoğrafları, bu hava fotoğraflarından yararlanılarak üretilen memleket haritaları, varsa amenajman planı, fotogometri yöntemiyle kadastro çalışmalarına altlık olarak düzenlenen kadastro paftası, çekişmeli taşınmazlara komşu bulunan parsellerin kadastro tespit tutanakları, tapu kayıtları ve dayanakları ile yine komşu bulunan ya da taşınmazlara yakın çevrede gerçek kişiler tarafından TMK"nın 713. maddesine istinaden açılan benzer tescil dava dosyaları ilgili yerlerden getirtilip, halen ... Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis, bir fen elemanı ve ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi aracılığıyla mahallinde yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlardan temyize konu (B) ve (B1) harfli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle bu taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/... E.K.; ....03.1989 gün ve 35/... E.K. ve ....06.1989 gün ve 7/... E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun .... maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, eğimi, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ve hava fotoğrafının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafı ölçeğine çevrildikten sonra, bu haritalar komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli (B) ve (B1) harfli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte aynı haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, bilirkişilere hava fotoğrafları ve dayanağı haritaları stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip, raporlarında (B) ve (B1) harfli taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, taşınmazlar üzerinde bulunan bitki örtüsünün niteliği, ağaçların yaşları ve dağılımları ile ilgili açıklama yapmaları istenmelidir.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, bu taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı, zilyetlik yoluyla kazanılabilecek yerlerden olduğu belirlendiği takdirde, bu kez, dava tarihinden ...-...yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğrafları, memleket haritaları ile fotogrametri yöntemiyle düzenlenmiş ...5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orjinal fotokopi örneği ve kadastro paftası ziraat mühendisi, fen elemanı ve orman mühendisi ile birlikte ölçekleri eşitlenip çakıştırıldıktan sonra mahalline uygulanmalı, hava fotoğrafları stereoskop aletiyle incelenmeli, taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğünün ve fotogrametri yöntemiyle düzenlenen ...5000 ölçekli arazi kadastro paftasında zilyet ve tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı yönünde krokili rapor alınmalı, bu araştırmalar sonucu bilirkişiler tarafından taşınmazlar üzerinde tam olarak hangi tarihten itibaren zilyetliğin başladığı belirlenmeli, ziraat bilirkişiden kültür arazisi olup olmadığı yönünden rapor alınmalı, zilyetlik olgusunun maddi olaylara dayalı olmasından hareketle, maddi olayların ancak tanık, bilirkişi ve benzeri anlatımlarla kanıtlanacağı gözetilmeli (H.G.K. 30/03/1994 gün ve 1993/8 - 939 - 1994/176 sayılı kararı), komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı ve yine komşu ya da yakın çevrede bulunan ve gerçek kişiler tarafından TMK"nın 713. maddesine istinaden açılan dava dosyalarında verilen kararlar eldeki davaya konu taşınmazlar açısından değerlendirilmeli, tarafların bildirecekleri zilyetlik tanıkları ile mahalli bilirkişiler taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; dava tarihine kadar davacı kişi yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun .... maddesi uyarınca, davacı ile eklemeli zilyetler yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden senetsiz belgesiz araştırması yapılıp, sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, yasanın getirdiği 40/100 dönüm sınırlamasının aşılıp aşılmadığı saptanmalı, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Kabule göre de, Hazinenin Medenî Kanunun 713/6. maddesine dayanan tescil talebinin, taşınmazın niteliği gereği reddi de doğru değildir. Tapusuz bir taşınmazın tescili için açılan davalarda, davacılar yararına zilyetlik koşullarının oluşmadığı belirlendiği takdirde, Hazinenin karşı tescil davasının kabul edilmesi kanunî bir gerekliliktir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik incelemeye dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ..., davalı ... ve ... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine .../04/2018 günü oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.