22. Hukuk Dairesi 2019/5876 E. , 2019/17082 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde, 01.09.1993 tarihinde çalışmaya başladığını; önce sezonluk işçi, son dönemlerde kasa sorumlusu olarak görev yaptığını, ağır sağlık sorunları yaşadığını ve kendisine 25.01.2013 tarihinde 15 günlük geçici iş göremezlik raporu verildiğini, sözleşmesinin raporlu olduğu dönemde haksız olarak feshedildiğini, davalı işyerinde asgari ücretin üzerinde ücret almakta iken işe başladığı tarihten bu yana ücretinin asgari ücret kısmının ödendiğini, kalan kısmının ise ilerde ev alırsa kendisine toplu olarak verileceğinin söylendiğini ancak ödenmediğini, 2012 yılı en son maaşının 1.250,00 TL olduğunu, davacının fazla mesai yapmasına, dini ve milli bayramlarda çalışmasına rağmen karşılıklarının kendisine ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti, hafta tatili çalışma ücreti ve genel tatil ücreti alacakların davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacının ücret alacağının bulunmadığını, asgari ücretle davalı işyerinde çalıştığını, son yıl çalışmadığı halde tam yıl sigortalı olarak gösterildiğini ve 30 gün izin kullandığını, davacının mevsimlik işçi olması nedeniyle yıllık izin hakkı olmadığını, genel tatil günlerinde çalışmayan davacının hafta tatilini kullandığını, dosyaya sunulan Vakıfbank’a ibraz edilmek üzere verilen maaş yazısının davacını kredi alabilmesi için verildiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemce davanın kabulü hakkında verilen ilk karar, davacı tarafın temyiz başvurusu üzerine Dairemizin 13.12.2017 tarihli, 2015/24046 esas 2017/28562 karar sayılı kararıyla "Davacının hizmet süresi yönünden ve ayrıca ücret yönünden yaptığı işin niteliği ve kıdemi de dikkate alınarak işverenden sadır olan 16.05.2012 tarihli belgeye üstünlük tanınması ve davacının 1.250,00 TL ücretle çalıştığının kabulü ile alacakların hüküm altına alınması gerektiği" gerekçeyleriyle bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere, tanık beyanlarına ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne dair karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Yargıtayın bozma kararına uyan mahkeme bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak doğmuştur. (09/05/1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı)
Somut olayda davacı, asgari ücret almakla birlikte kararlaştırılan ücretinin daha fazla olduğunu, bunun ileride kendisine toplu olarak ödeneceğini iddia etmiş, davalı ise davacının kayıtlarda göründüğü gibi asgari ücretle çalıştığını savunmuştur. Dairemizin 13.12.2017 tarihli bozma ilamında 2012 yılı için işverenden sadır olan belgeye üstünlük tanınarak ücretin buna göre belirlenmesi gerektiği belirtilmiş olup, davacının aylık ücretinin asgari ücrete oranlama yapılmak suretiyle geçmiş yıllara sari olacak şekilde yeniden hesaplaması hususunda ayrıca bir bozma sebebine yer verilmemiştir. Hal böyle iken mahkemece hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda davacının geçmiş dönemlerdeki aylık ücreti, asgari ücrete oranlanarak yeniden belirlenmiş, uyuşmazlık konusu alacaklar da, belirlenen ücretler üzerinden hesaplanarak hüküm altına alınmıştır. Mahkemece varılan sonuç, dosya kapsamına uygun düşmediği gibi, tarafların iddia ve savunmaları ile de örtüşmemektedir. Nitekim davacı tarafın iddiası, asgari ücret ile gerçek ücreti arasındaki farkın kendisine hiç bir şekilde ödenmediği, ileride toplu olarak ödeneceğinin söylendiği yönünündedir. Ne var ki, davacı bu iddiasını 2012 yılından önceki dönem için hüküm kurmaya yeterli şekilde ve yöntemince ispat edememiştir. Dinlenilen tanıklar, davacıya asgari ücret üzerindeki farkın işveren tarafından ileride toplu olarak ödeneceğini ifade etmiş olmakla birlikte davacının asgari ücret üzerinde fark ücreti alarak çalıştığını söylemedikleri gibi, aradaki farkın haricen ödendiği hususunda da herhangi bir beyanda bulunmamışlardır. Bu nedenle mahkemece yapılması gereken iş, davacının ücretinin 2012 yılı için net 1.250,00 TL olduğunun, 2012 yılı öncesindeki dönem için ise asgari ücret ile çalıştığının kabulü ile varsa asgari ücrete göre belirlenecek fark alacaklarının tespiti ile uyuşmazlık konusu alacakların buna göre hesaplanarak hüküm altına alınmasıdır. Bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek hatalı değerlendirme ile hüküm verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.09.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.