22. Hukuk Dairesi 2019/5918 E. , 2019/17087 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankada 01.02.1995-07.06.2012 tarihleri arasında çalıştığını, işten ayrılırken sosyal haklarının sadece bir kısmını alabildiğini bankada resmi çalışma saatleri 09:00-18:00 saatleri arasında olmasına rağmen 08:30"da işe geldiğini, 21:00-22:00 saatlerine kadar çalıştığını, son beş yıl içinde 30-35 kez Cumartesi günleri 11:00-18:00 saatleri arasında çalıştığını, her yıl resmi tatil olan 1 Ocak günü 10:00-18:00 saatleri arasında sürekli çalıştığını, banka giriş-çıkış kayıtları, güvenlik kayıtları, e-mailler, hafta sonu çalışmasına ilişkin karakol izin yazı örnekleri gibi resmi evrak ve belgelerin davacının mesai saatleri dışında ve tatil günlerindeki çalışmalarını ispatlayıcı nitelikte olduğunu beyanla fazla çalışma ücreti, cumartesi günleri çalışma ücreti ve resmi tatil çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, işçilik alacakların 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, davacının talep ettiği alacakların zamanaşımına uğradığını, davacı ile davalı banka arasında imzalanan hizmet sözleşmesinin 2.maddesi gereği aylık ücretinin fazla mesai ücreti içinde olacak şekilde belirlendiğini, 270 saate kadar olan fazla çalışmanın ücretin içinde olduğunun kabulü gerektiğini, davalı bankada yoğun mesai uygulaması olmadığını, davacı iddialarının mesnetsiz olduğunu, davacının 270 saati aşan fazla çalışmasının söz konusu olmadığını, hizmet sözleşmesinin 2.maddesi gereği ücretin hafta tatilini de kapsamakta olduğunu beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kabulü hakkında verilen ilk karar tarafların temyiz başvurusu üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 16.02.2015 tarihli, 2015/2825 esas 2015/1516 karar sayılı ilamıyla "Somut olayda, davalı işyeri banka olup davacının yaptığı iş gözönüne alınarak hakimin davayı aydınlatma görevi doğrultusunda davalı bankada davacının çalıştığı bilgisayarın açılış kapanış saatleri ile cumartesi günleri çalışmaların emniyete bildirilme zorunluluğu nedeniyle Emniyet Müdürlüğü kayıtları getirtilmeli, davacının çalışma saatleri buna göre belirlenmelidir. Aylık ücrete fazla mesai ücretlerinin dahil olduğunun kararlaştırldığı hallerde işçi yıl içinde 270 saatlik fazla mesai süresini doldurduktan sonra yaptığı her fazla çalışma saatleri için ücrete hak kazanacaktır. Davacının iş sözleşmesinde fazla çalışmanın ücrete dahil olduğu kararlaştırıldığından günlük 11 saati ve gece 7,5 saati aşan çalışmalar hariç olmak üzere yıl içinde 270 saatlik fazla mesai süresini tamamladığı dönem dışlanarak fazla çalışma varsa davacının çıplak ücreti bulunarak hesaplama yapılmalı, tarafların usulü kazanılmış hakları doğrultusunda bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir." gerekçesi ile bozulmuş mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesi verilen 08.05.2017 tarihli karar isedavacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 27.09.2017 tarih ve 2017/36449 esas 2017/19512 karar sayılı ilamıyla "Somut olayda, daha önce verilmiş olan bozma kararında davacının çalıştığı bilgisayarın açılış-kapanış saatlerine göre fazla mesai alacağının hesaplanması gerektiği belirtilmesine rağmen Mahkemece, şube açılış kapanış saatlerine göre hesaplama yapıldığı anlaşılmıştır. Hal böyle olunca sadece davacının kullandığı bilgisayarın açılış-kapanış saatlerine göre fazla mesai hesabı yapılması ve bu hesap yapılırken davalı tanıklarının bile cumartesi günleri çalışma yapıldığını beyan etmesi karşısında cumartesi günleri de çalışma olduğunun kabulü ile davacının kullandığı bilgisayarın açılış-kapanış saatlerine göre hesaplama yapılarak sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir" denilerek bozulmuştur. Mahkemece usul ve yasaya uygun olan bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılamada, toplanılan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Karar süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Öncelikle belirtmek gerekir ki, Anayasanın 141. maddesinde, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılacağı açıklanmış, aynı zorunluluk HUMK.nun 388. maddesinde de düzenleme altına alınmıştır. Anılan yasal düzenlemede yargıcın, uyuşmazlık konusu olan olay hakkında tüm kanıtları toplaması, tartışması, bu kanıtlardan hangilerine değer vermediğinin nedeni, hangilerini üstün tuttuğunun dayanaklarını değerlendirdikten sonra bir sonuca varmasının zorunlu ve gerekli olduğu vurgulanmıştır. Böyle bir yöntemin izlenmesi durumunda ancak kararın gerekçeli olduğunun kabul edilebileceği sonucuna varılabilir. Hükmü kuran yargıcın böyle bir yöntemi izlemesi halinde maddi olgularla hüküm fıkrası arasında bir bağlantı kurulmuş olabilecektir. Ayrıca gerekçe sayesinde kararın doğruluğu denetlenmiş ve davanın yanları tatmin ve inandırılmış olacaktır. Tüm bunlardan başka ve en önemlisi adil bir yargılamanın yapıldığı sonucuna varılacaktır.
Anayasanın 141. maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve kanuni düzenlemeler gereğince hakimin, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca kanuni unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.Tarafların hukuki dinlenme haklarını ihlal etmeden usul kurallarının açık hükümlerine uygun şekilde gerekçeli olarak karar verilmesi gerekir. Aksi hal, karara karşı temyiz yollarına başvurmak isteyenin açıklama hakkını kısıtlayacağı gibi temyiz merciince kararın hukuki denetiminin yapılmasına da engel olur.
Somut uyuşmazlığa dönülecek olursa, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, bozma ilamında belirtilen esaslar doğrultusunda yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmış, 12.04.2019 tarihli bilirkişi ek raporu dosyaya ibraz olunmuştur. Mahkemece gerekçeli kararda “ Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınmıştır” açıklamasına yer verilmiş, ancak bu bilirkişi ek raporuna itibar edilip edilmediği, edilmedi ise bunun nedeni belirtilmediği gibi, raporda yer alan farklı tutarlardaki hesaplamalara rağmen fazla mesai alacağının hangi gerekçelerle 67,93 TL olarak hüküm altına alındığı hususu da açıklanmamıştır. Söz konusu bilirkişi ek raporunda, davacının fazla çalışma alacağı terditli olarak hesaplanmış, yalnızca tanık beyanları doğrultusunda ve yıllık 270 saat fazla çalışmanın mahsubu ile yapılan hesaplamada brüt 37.487,84 TL olarak hesaplanan fazla mesai alacağı, 01/2010 dönemi öncesi bilgisayar açma kapama saatlerinin fazla mesai hesabına elverişli olmaması nedeniyle bu dönemden önce tanık beyanlarına ve bu dönemden sonra iş bu kayıtlara göre yıllık 270 saat fazla mesai hesabının mahsubuyla yapılan hesaplamada brüt 17.081,60 TL olarak belirlenmiştir. Mahkemece gerekçeli kararda sadece bozma ilamına ve önceki gerekçeli kararlara yer verilmiş, bilirkişi raporunda yer alan hesaplamalara hangi nedenle itibar edilmediği hususu ise gerekçelendirilmemiştir. Dava hakkında az yukarıda yer alan ilkelere aykırı olacak biçimde gerekçesiz karar verilmesi, Anayasanın 141. maddesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesine aykırı olup, kararın bu yönü ile bozulması gerekmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.09.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.