21. Hukuk Dairesi 2017/3931 E. , 2018/9081 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, davalılardan işverene ait iş yerinde geçen ve ......"a eksik bildirilen çalışmalarının tespitine, diğer hizmetleri ile birleştirilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının 01/01/1990-31/03/1992 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve davalı ......a bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Somut olayda, her ne kadar davalı işyeri 01.03.1989-31.01.1990 tarihleri arasında yasa kapsamında ise de bir kısım tanıkların ve 26.09.2014 tarihli kolluk tutanağının işyerinin daha uzun süre faal olduğunu belirtmesi karşısında, davalının hangi tarihler arasında vergi mükellefiyetinin bulunduğunun araştırılmaması ve davalı işyerinin krom madeni arama işinden kayıtlı bir işyeri olması sebebi ile ......... Bakanlığı’ndan davalının söz konusu adresteki madeninin ruhsatının olup olmadığı, ruhsatı varsa hangi tarihler için ruhsat verildiği sorularak davalının hangi tarihler arasında fiilen faaliyette olduğunun şüpheden uzak bir biçimde belirlenmemiş olması hatalıdır.
Yapılacak iş, davalının hangi tarihler arasında vergi mükellefiyetinin olduğunu ilgili vergi dairesinden sormak, davalının birden fazla maden işyeri varsa davacının hangi işyerlerinde hangi tarihlerde çalıştığı konusunda davacının beyanını almak ve buna göre ......... Bakanlığı’ndan davalı işyerinin ruhsatının olup olmadığını, ruhsatı varsa hangi tarihler için ruhsat verildiğini sormak, tanık beyanlarını bu doğrultuda yeniden değerlendirmek, ihtilaflı döneme ilişkin dönem bordrolarında kayıtlı olup beyanı alınmamış olanların bilgilerine başvurmak, 26.09.2014 tarihli kolluk tutanağında adı geçen mahalle muhtarı da dahil olmak üzere ihtilaflı dönemde çevre halkından olan kişiler araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ve davalılardan ..."a iadesine, 10.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.