Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2019/1368
Karar No: 2022/1968
Karar Tarihi: 22.02.2022

Danıştay 6. Daire 2019/1368 Esas 2022/1968 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2019/1368 E.  ,  2022/1968 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2019/1368
    Karar No : 2022/1968

    KARAR DÜZELTME İSTEMİNDE BULUNANLAR:
    1- (DAVALI) ….
    VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
    2- (DAVALI) … Belediye Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. ….
    3- (DAVALI YANINDA MÜDAHİL)
    VEKİLİ : Av. …
    4- (DAVALI YANINDA MÜDAHİL)….
    VEKİLİ : Av. …
    KARŞI TARAF (DAVACI) : … Odası Ankara Şubesi
    VEKİLİ : Av. …
    İSTEMİN KONUSU : …. İdare Mahkemesince verilen … tarihli, E:…, K:… sayılı kararın bozulmasına dair Danıştay Altıncı Dairesinin … tarih ve E:…, K:…. sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Ankara İli, Çankaya İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın 8.776 m2'lik kısmında yapılması planlanan "… Koza … Adet Konut Projesine" … Belediye Başkanlığı tarafından verilen … tarihli yapı ruhsatının ve bu ruhsatın dayanağı olan … Bakanlığı tarafından … tarih ve … sayılı karar ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin iptali istemiyle açılmıştır.

    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: İdare Mahkemesince; yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporu ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte incelenmesinden, dava konusu imar planı değişikliğinin sosyal ve teknik alt yapıyı yetersiz hale getirmediği, nüfus yoğunluğunu artırmadığı, trafik yükünü çoğaltmadığı, planların kademeli birlikteliği ilkesine aykırı bir durum yaratmadığı, taşınmazda öngörülen iki bloklu yapıya ilişkin yapı ruhsatının bu plan değişiklikleri ile örtüştüğü, ancak söz konusu ruhsatın dayanağı plan değişikliğinin belirlediği yapı yüksekliğinin Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği’ne aykırı olduğu, yapılarda güneş, ışık, ısınma, manzara gibi açılardan ortaya çıkacak olumsuz etkileri en aza indirecek şekilde bir mimari proje tasarlandığı, zemin+36 kattan oluşan kulelerin olanaklar elverdiğince dar bir taban alanına oturtulduğu, 8 kattan oluşan B blok ile uyumlu, ince bir yapı halinde tasarlandığı, Yönetmelikte verilen formüle uyumlu şekilde geniş taban alanına sahip blok ya da bloklar yapılması halinde Koza sokağın karşısında bulunan ve güney doğu yönemli (Ankara için güneşe en uygun yönelim) 3 katlı yapılar ile dava konusu taşınmazın komşusu olan parseldeki yapının (Şafak Sitesi) güneş ve manzara açısından çok daha olumsuz etkileneceği, yapı ruhsatı verilmeden önce mimari (avan) ön projelerin Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği'ne göre incelenerek uygun görüldüğü, Çankaya Belediyesi Estetik Kurulu tarafından 21.07.2014 tarihinde olumlu görüş bildirildiği, imar planı yapılmış bir yerde öncelikle planda öngörülen yapılaşmanın uygulanacağı, imar planında yapılaşma koşullarına yönelik düzenleme getirilmemişse Yönetmelik hükümlerinin esas alınması gerektiği, imar planında yükseklik sınırı getirilmediğinden, dava konusu yapı ruhsatıyla bu ruhsatın dayanağı olan nazım ve uygulama imar planlarında 3194 sayılı İmar Kanununa, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Daire kararının özeti: Davacının temyiz başvurusu üzerine Danıştay Altıncı Daire since, dava konusu plan değişikliğinin parsel özelinde yapılan parçaçıl bir müdahale niteliği taşıdığı, bu çerçevede bütüncül bir mekan kurgusundan söz etmenin olanaklı olmadığı, anılan imar planı değişikliğiyle taşınmazın çevresiyle uyumsuz ayrıcalıklı yapılaşma hakkı tanındığı, bu nedenle yoğunluk artışına neden olunduğu, dava konusu nazım imar planı değişikliğinde nüfus yoğunluğu ile ilgili kararlara yer verilmediğinden yoğunluk artışı yapılırken bölgeye ilave olması planlanan nüfus için ayrılması gereken kentsel, sosyal ve teknik altyapı alanlarının belirlenmesinde zorluk yaşandığı, plan değişikliğine esas plan açıklama raporunda plan değişikliğinin yapılmasını gerekli kılan herhangi bir teknik ve nesnel gerekçeye yer verilmediği ve Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğine göre yapılar arasında olması gereken mesafe şartının sağlanmadığı sonucuna ulaşıldığı, bu durumda uyuşmazlık konusu parsel özelinde planın bütünlüğüne parçacıl ve noktasal olarak müdahale şeklinde yapılan dava konusu plan değişikliği ile bu plan uyarınca verilen yapı ruhsatında şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle temyize konu karar hukuk ve usule aykırı bulunmuş ve kararın bozulmasına karar verilmiştir.

    KARAR DÜZELTME TALEP EDENLERİN İDDİALARI :
    1-Davalı … Belediye Başkanlığı tarafından, davacının dava konusu edilen yapı ruhsatının iptali istemiyle dava açmada menfaati bulunmadığı, kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olan davacı tarafın bireysel işlemlere karşı dava açma ehliyeti bulunmadığı ancak kendi menfaatlerinin ihlal edilmiş olması durumunda bu işlemlere karşı dava açabileceği ileri sürülerek Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.
    2-Davalı Yanında Müdahil … Bankası Anonim Şirketi tarafından, dava konusu edilen yapı ruhsatının düzenleyici işlem niteliğinde olmadığı, subjektif bir işlem olduğu, iptali istenen yapı ruhsatı ile davacı arasında kişisel, güncel, meşru bir menfaat ilişkisi bulunmadığı bu nedenle davanın ehliyet nedeniyle reddi gerektiği, davacının dava açmada ehliyeti bulunmadığının kabulü durumunda ise plan değişikliklerine karşı da dava açma süresinin geçirilmiş olduğu ileri sürülerek Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.
    3- Davalı Yanında Müdahil … Mesken Sanayi Anonim Şirketi tarafından, taşınmaz üzerinde inşa edilen yapıların tamamlanmış olduğu, yapı kullanma izin belgelerinin düzenlendiği, kazanılmış bir hak söz konusu olduğu bu durumda imar planı değişikliklerinin ve yapı ruhsatının iptaline karar verilmesinde kamu yararı bulunmadığı ileri sürülerek Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.
    4- Davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından, davacının uygulama işlemi niteliğindeki yapı ruhsatına karşı dava ehliyeti bulunmadığı, dava konusu imar planı değişiklikleri bakımında da davanın süre aşımı yönünden reddi gerektiği ileri sürülerek Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Karar düzeltme isteminin kabulü ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra 29.10.2021 tarihli ve 31643 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 85 sayılı Bazı Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 1. maddesi ile 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Altıncı Kısmının Dördüncü Bölümünün başlığının Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 2. maddesi ile de aynı Kararnamenin 97. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan "Çevre ve Şehircilik" ibaresinin "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği" şeklinde değiştirildiği görüldüğünden, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının davalı olarak belirlenmesi suretiyle işin gereği görüşüldü.
    6545 sayılı Türk Ceza Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 103. maddesinin b) bendi ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesi yürürlükten kaldırılmış ise de; anılan Yasanın 27. maddesiyle 2577 sayılı Yasaya eklenen Geçici 8. maddenin 1. fıkrasındaki "Bu Kanunla idari yargıda kanun yollarına ilişkin getirilen hükümler, 2576 sayılı Kanunun, bu Kanunla değişik 3 üncü maddesine göre kurulan bölge idare mahkemelerinin tüm yurtta göreve başlayacakları tarihten sonra verilen kararlar hakkında uygulanır. Bu tarihten önce verilmiş kararlar hakkında, kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan kanun yollarına ilişkin hükümler uygulanır." kuralı uyarınca, bu maddeye göre kararın düzeltilmesi yolundaki istemin incelemesine geçilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine göre kararın düzeltilmesi istemi yerinde görüldüğünden Dairemizin 25/04/2018 tarih ve E:2016/7106, K:2018/3827 sayılı kararı kaldırılarak uyuşmazlık yeniden incelendi:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY: Ankara İli, Çankaya İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı … tarihinde takas-trampa yoluyla müdahil … Bankası A.Ş.'ye devredilen taşınmaz daha önceki imar planında( Planların onaylanma tarihi hakkında bilgi bulunamamaktadır.) 9040 m2'lik kısmı konut (en çok 72 konut) ve 8000 m2' lik kısmı ticaret alanı olarak belirlenmiş, yapı yüksekliği ise 15 kat olarak öngörülmüştür.
    Taşınmazın 8.776 m2'lik kısmı için … Bakanlığı tarafından … tarihli ve … sayılı işlemle onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ile daha önceki imar planında parsele getirilen ticari alan kullanımı kaldırılarak tamamı konut alanı olarak planlanmış, toplam inşaat alanı 27000 m2 ve yapı yüksekliği serbest olarak belirlenmiş, böylece önceki planda 17040 m2'lik toplam inşaat alanı 27000 m2' ye çıkarılmış ve yapı yüksekliği de serbest olarak belirlenmiştir.
    23.05.2013 tarihinde onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği dayanak alınarak tesis edilen dava konusu yapı ruhsatının taşınmazın 8.776 metre karelik kısmında "… Koza 216 Adet Konut Projesi"nin inşasına ilişkin olarak 05.03.2014 tarihinde … Satışı Karşıliğı Gelir Paylaşım İhalesi sonucunda müdahil İller Bankası A.Ş. ile diğer müdahil … Mesken Sanayii A.Ş. arasında sözleşme imzalanmak suretiyle 29.08.2014 tarihinde anılan proje kapsamında müteahhit … Mesken Sanayi A.Ş. tarafından yapı ruhsatı alınmıştır.
    Davacı tarafından, anılan proje kapsamında alanda en az 1000 kişilik nüfus artışı meydana geleceği, bu nüfus ile birlikte teknik altyapı sorunu ortaya çıkacağı, imar planı değişikliği ile alandaki mevcut emsallerin üzerinde bir yapı yoğunluğu ortaya çıkacağı belirtilerek 29.08.2014 tarihli yapı ruhsatı ile dayanağı 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliklerinin iptali istemiyle bakılmakta olan dava açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    Anayasanın 135. maddesinde "Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzel kişilikleridir." hükmü yer almaktadır.
    6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu'nun yukarıda anılan Anayasal hükme paralel olarak düzenlenen 2. maddesinde "(Değişik: 19/4/1983-KHK 66/2 md.) Birliğin kuruluş amacı ile yapamayacağı faaliyetler ve işler aşağıda gösterilmiştir.
    Birliğin kuruluş amacı:
    a) Bütün mühendis ve mimarları ihtisas kollarına ayırmak ve her kol için bir oda kurulmasına karar vermek;
    Bu suretle aynı ihtisasa mensup meslek mensuplarını bir Odanın bünyesinde toplamak; merkezde idare heyeti, haysiyet divanı ve murakıplar gibi görevlilere yetecek kadar üyesi bulunmayan Odanın merkezini, Umumi Heyetin belirleyeceği yerde açmak;
    b) Mühendislik ve mimarlık mesleği mensuplarının, müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplinini ve ahlakını korumak için gerekli gördüğü bütün teşebbüs ve faaliyetlerde bulunmak;
    c) Meslek ve menfaatleriyle ilgili işlerde resmi makamlarla işbirliği yaparak gerekli yardımlarda ve tekliflerde bulunmak, meslekle ilgili bütün mevzuatı normları, fenni şartnameleri incelemek ve bunlar hakkındaki görüş ve düşünceleri ilgililere bildirmektir.
    (Değişik: 18/6/1997 - 4276/6 md.) Birlik ve organları, kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamazlar." hükmüne yer verilmiştir.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2.maddesinin (a) fıkrasında, idari davaların idari işlemler hakkında yetki, sebep, şekil, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacağı belirtildikten sonra ilk inceleme konularının belirlendiği 14.maddenin 3/c bendinde dilekçenin ehliyet yönünden inceleneceği, 15.maddenin 1/b bendinde ise, bu hususta kanuna aykırılık görülmesi halinde davanın reddedileceği hükme bağlanmıştır.
    İdarenin eylem ve işlemlerinin hukuka uygunluğunun yargısal denetim yoluyla sağlanmasının en etkin araçlarından biri iptal davaları olduğundan, iptal davalarında "menfaat ihlali" olarak tanımlanan subjektif ehliyet koşulunun kişiye bağlı subjektif hak ihlallerinin giderilmesinin yanı sıra idari işlemlerin hukuka uygunluğunun denetlenebilmesi kapsamında da belirlenmesi gerekmektedir. Davacı ile iptali istenilen idari işlem arasında kurulabilecek bir ilişki veya ilgi, menfaat ihlali koşulunun varlığı için yeterlidir. Bu itibarla yargısal kararlarda menfaat ihlali koşulu, davacının idari işlemle meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisinin kurulması gerektiği şeklinde tanımlanmıştır.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun; "Dava Açma Süresi" başlıklı 7. maddesinde dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve İdare Mahkemelerinde altmış gün olduğu, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı; yine aynı Kanun'un dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan halinde; "Üst Makamlara Başvurma" başlıklı 11. maddesinde, ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurunun işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır.
    3194 sayılı İmar Kanununun, "planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması" başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde ise, "İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir.Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar." hükmü yer almıştır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Dava konusu yapı ruhsatı yönünden yapılan değerlendirmede;
    İdari yargılama hukukunda ehliyet, kişinin medeni hakları kullanabilme yeteneği yanında, idari dava açmakta menfaati olmasını; diğer bir anlatımla iptali istenilen idari işlem ile kişisel, meşru ve güncel bir menfaatinin ihlal edilmiş bulunmasını da ifade etmektedir. Bu bakımdan idari işlemin hukuk düzeninden kaldırılmasında, açıklanan nitelikte menfaati bulunmayan kişinin idari dava açma ehliyetinden de söz edilemez.
    İdari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan iptal davasının görüşülebilmesinin ön koşullardan birisi olan "dava açma ehliyeti", her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idare ile işlemlerinde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçütler içinde menfaat ilişkisinin varlığını ifade etmektedir. Her olay ve davada, idari işlem ile dava açacak kişi arasında öngörülen subjektif ehliyet koşulu olarak menfaat ihlalinin kişisel, meşru ve güncel bir menfaat olması ölçütleri ekseninde yargı mercilerince değerlendirilerek takdir edilecektir.
    Olayda, kuruluş amacı Anayasa'da ve yukarıda anılan yasa hükmünde açıkça; mühendislik ve mimarlık mesleği mensuplarının, müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplinini ve ahlakını korumak için gerekli gördüğü bütün teşebbüs ve faaliyetlerde bulunmak, meslek ve menfaatleriyle ilgili işlerde resmi makamlarla işbirliği yaparak gerekli yardımlarda ve tekliflerde bulunmak, meslekle ilgili bütün mevzuatı normları, fenni şartnameleri incelemek ve bunlar hakkındaki görüş ve düşünceleri ilgililere bildirmek olarak sayılmış olan davacı odanın ancak tüzel kişiliğinin ve üyelerinin ortak çıkarlarını ilgilendiren konularda dava açma ehliyetinin olduğu açıktır.
    Uyuşmazlıkta, dava konusu parsel için verilen yapı ruhsatı yönünden bir değerlendirme yapıldığında, davaya konu edilen yapı ruhsatının, yalnızca yapıdan doğrudan etkilenme durumunda olan komşularının veya aynı sokak yahut aynı mahalledeki insanların hukuki ve kişisel menfaatlerini etkileyebileceği, bu noktada da davacı odanın davaya konu yapı ile ilgili olarak anlatılan şekilde herhangi bir hukuki, kişisel ve güncel bir menfaatinin söz konusu olamayacağı açıktır.
    Kaldı ki; davacı odanın yapının yapıldığı Büyükesat Mahallesi ile ilgili olarak 5393 sayılı Belediye Kanununun 13. maddesi kapsamında bir hemşehri hukukunun bulunmadığı da açıktır.
    Bu durumda, mülkiyeti davalı yanında davaya müdahil olan … Bankası A.Ş.'ye ait olan yapı ruhsatına ilişkin işlemin genel düzenleyici bir işlem niteliğinde olmadığı, subjektif bir işlem olduğu, iptali istenilen yapı ruhsatı ile davacı Oda arasında yukarıda tanımlandığı şekilde kişisel, güncel ve meşru bir menfaat ilişkisinin olmadığı, bu nedenle dava açma ehliyetinin bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
    Dava konusu 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişiklikleri yönünden yapılan değerlendirmede;
    Dava açma süresine ilişkin yukarıdaki bölümde detaylarına yer verilen yasal düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesinden, imar planlarına karşı, 2577 sayılı Kanunun 11. maddesi kapsamında başvuru için, 3194 sayılı Kanunun 8-1/b maddesi ile özel bir itiraz süresi getirildiği anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında, imar planlarına karşı, bir aylık askı süresi içinde 2577 sayılı Kanunun dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan halinde 11. maddesi kapsamında başvuruda bulunulması ve bu başvuruya idari dava açma süresinin başlangıç tarihi olan son ilan tarihinden itibaren 60 gün içinde cevap verilmeyerek isteğin reddedilmiş sayılması halinde, bu tarihi takip eden 60 günlük dava açma süresi içinde veya son ilan tarihini izleyen 60 gün içinde cevap verilmek suretiyle isteğin reddedilmesi halinde bu cevap tarihinden itibaren 60 günlük dava açma süresi içinde idari dava açılabileceği sonucuna varılmaktadır. İmar planlarına askı süresi içinde bir itirazda bulunulmamış ise davanın, 2577 sayılı Kanunun 7. maddesi uyarınca imar planının son ilan tarihini izleyen günden itibaren 60 gün içinde açılması gerekmektedir.
    Dosyanın incelenmesinden, dava konusu 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin 18.06.2013- 17.07.2013 tarihleri arasında askıda ilan edildiği, davacı tarafından askı süresi içinde planlara itiraz edilmediği, bu imar planlarına dayanılarak 29.08.2014 tarihinde taşınmaza ilişkin olarak yapı ruhsatı düzenlendiği, Çankaya Belediye Başkanlığınca 09.09.2014 tarihinde yapı ruhsatının davacıya gönderilmesiyle birlikte dava konusu işlemlerden haberdar olan davacı tarafından söz konusu yapı ruhsatı ile dayanağı 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planına karşı 27.10.2014 tarihinde kayda giren dilekçe ile bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
    Bu durumda, davacı Oda tarafından her ne kadar taşınmaz için yapı ruhsatı verilmesi üzerine, bu işleme karşı yasal süresi içinde açılan iş bu davada ruhsat ile birlikte dayanağı imar planları da davaya konu edilmiş ise de; uygulama işlemi üzerine, dayanağı düzenleyici işlemin dava konusu edilebilmesi için, öncelikle davacının uygulama işleminin iptalini istemekte menfaatinin, diğer bir ifade ile dava açma ehliyetinin bulunması gerektiği açıktır.
    Bu itibarla, dava konusu yapı ruhsatına karşı dava açma ehliyeti bulunmayan davacı bakımından, söz konusu uygulama işleminin imar planına karşı dava açma süresini canlandırması mümkün olmadığından, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile 1/5000 ölçekli nazım imar planına askı süresi içinde itiraz etmeyen davacı Oda tarafından, 2577 sayılı Kanunun 7. maddesi uyarınca imar planının son ilan tarihini izleyen günden itibaren 60 gün içinde dava açılması gerekmekte iken, bu tarihten sonra 27.10.2014 tarihinde açılan iş bu davada imar planları yönünden süre aşımı bulunduğu sonucuna varılmaktadır.
    Bu durumda, davanın yapı ruhsatına ilişkin kısmının ehliyet yönünden, imar planlarına ilişkin kısmının ise süre aşımı yönünden reddine karar verilmesi gerekmekte iken, işin esası incelenerek davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik görülmemiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalılar ve davalılar yanında temyiz istemlerinin kabulüne,
    2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin … İdare Mahkemesince verilen … tarihli, E:…, K:… sayılı kararın, yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
    3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 22/02/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    (X) KARŞI OY : Kararın düzeltilmesi istemlerinin reddi gerektiği oyuyla aksi yöndeki Dairemiz kararına katılmıyorum.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi