11. Hukuk Dairesi 2019/3143 E. , 2020/1127 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADLİYE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 19/12/2017 tarih ve 2017/501 E. - 2017/933 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi"nce verilen 02/05/2019 tarih ve 2018/887 E. - 2019/626 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili; müvekkillerinin davalı şirkette ortak olduklarını, 14.04.2017 tarihli olağan genel kurul toplantısında davalı şirketin yönetim kurulunun ibrasının görüşüldüğünü, 6102 sayılı TTK"nın 436. maddesinde oy kullanmadan yasaklı ortakların oy kullandıklarını, toplantıda ibra yönünde oy kullananların toplam oyunun 39244 pay olduğunu, bunun 24.114"lük kısmının... ve ..."e ait olup, anılan şahısların yönetim kurulu üyesi olmaları nedeniyle ibrada oy kullanma hakkına sahip olmadıklarını, kalan 15130"luk oyun yönetim kurulunun ibrası için yeterli olmadığını, zira 15764 olumsuz oy kullanıldığını, bu nedenle anılan genel kurul toplantısında alınan ibra kararının yok hükmünde olduğunu ileri sürerek, davalı şirketin 14.04.2017 tarihli genel kurul kararında alınan ibraya yönelik kararının yokluğunun tespitiyle iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacılardan ..."in de yönetim kurulu üyesi olup 2016 yılı Mayıs ayına kadar görev yaptığını, açılan davanın hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, davacı tarafın toplantıda oylamaya katılmayarak çekimser kaldığını, muhalefetin tutanağa geçirilmediğini, ibra kararının davacı dışındaki ortakların olumlu oyu ile alındığını, yönetim kurulu üyelerinin oyları geçerli sayılmasa dahi diğer geçerli oyların ibra için yeterli olduğunu, durumun sonuca etkili olmadığını, yönetim kurulu üyelerinin başka paydaşlara vekaleten oy kullanmalarına engel durumun bulunmadığınu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; iptali talep edilen 14.04.2017 tarihli genel kurul toplantısının 4. maddesiyle yönetim kurulu üyelerinin ibrasına karar verildiği, yönetim kurulu üyelerinin yönetim kurulunun ibrası kararında oylamaya katılarak oy kullandıkları, yönetim kurulunun ibrasına karar verildiği, 6102 sayılı TTK"nın 436. maddesine göre oy kullanma yasağına aykırı davranıldığı, karar nisabının bulunmadığı, anılan kararın yoklukla malul olduğu, yok hükmünde olan karara karşı ortaklar muhalefet şerhi koymasalar dahi dava açabilecekleri, davacı yönetim kurulu üyesi ..."in 2016 yılının Mayıs ayında istifa ettiği, diğer yönetim kurulu üyelerinin... ve ... oluduğu, anılan toplantıda ibra kararının davacıların 15749 payı dışında 39244 adet pay karşılığı oy çokluğu ile alındığı, yönetim kurulu üyesi olan... ve ..."in oylarının yukarıda açıklanan nedenlerle oy hakkı bulunmamasından dolayı geçersiz olduğu, davacı ..."in de oy hakkı bulunmadığı, hazirun cetveline göre davacı şirketin 14741 çekimser oyuna karşılık ve yasaklı geçersiz oylar düşüldükten sonra diğer ortaklar ... Mad. Ltd. Şti."nin 5504 payı ile... Madencilik Tic. Ltd. Şti."nin 2752 payı dikkate alınarak ibranın değerlendirilmesi gerektiği, olumlu oyların toplamının ibra için yeterli olmadığı, karar nisabı itibarıyla ibranın yok hükmünde olduğu gerekçesiyle davalı şirketin 14.04.2017 tarihinde yapılan 2016 yılı Genel Kurul Toplantısındaki gündemin 4 numaralı maddesi ile alınan ibra kararının yok hükmünde olduğunun oy çokluğu ile tespitiyle iptaline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun; davacıların dava açmada hukuki yararlarının bulunduğu, 6102 sayılı TTK’nın 436/2 maddesinin emredici hükmü uyarınca ibra kararına yönelik davacıların muhalefet şerhi bulunmasa da madde hükmüne aykırı hareket edilmesi halinde kullanılan oylar geçersiz olacağı, davalı şirket yönetim kurulu üyesi olan... ve ... Haydar Akçelik"in TTK"nın 436/2. maddesi gereğince yönetim kurulu üyelerinin ibrasına dair oylamada oy kullanamayacak olmasına karşın yönetim kurulu üyesi olmayan diğer ortakları temsilen ibrada oy kullanabileceği, ibra kararının alınmasında Kanunda özel bir nisabın öngörülmediği, nisabın TTK’nın 418 maddesi uyarınca belirleneceği, ibra kararının alınmasında oy kullanmaktan yasaklı pay sahiplerinin oylarının yalnızca karar yeter sayısının hesaplanmasında dikkate alınmayacağı, toplantı yeter sayısında dikkate alınabileceği, dava konusu genel kurul toplantısında alınan 4 numaralı ibra kararının oylamasında, yönetim kurulu üyesi olan ..."in vekaleten oy kullandığı, ortaklar Nevin Akçelik"e ait 2292 payı, ...Akçelik"e ait 2291 adet payı ve ...Akçelik"e ait 2291 adet payı ..."in vekaleten temsil ettiği, bu nedenle bu oyların da hesaplamaya dahil edilmesi gerektiği, davacı ..."in 2016 yılının Mayıs ayında istifa etmiş olduğu, bu sebeple oy hakkının bulunmadığı, ... ve..."in hali hazırda yönetim kurulu üyesi olduklarından alınan ibra kararında onların oy hakkı bulunmadığı, hazirun cetveli göz önünde bulundurulduğunda, toplam olumlu oyun 15.130 pay olduğu, davacı ..."in oydan yasaklı olduğundan çekimser oy olarak sadece davacı ...Munip Çoker Mad. Tic. ve San. A.Ş."in 14.741 oyunun kabul edilebileceği, bu haliyle 15.130 olumlu oya karşılık 14.741 çekimser oy ile kararın alındığı, TTK"nın 418/2. maddesi uyarınca karar nisabının sağlandığı gerekçesiyle kabulüne, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 10/02/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.