10. Hukuk Dairesi 2010/15823 E. , 2012/5227 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu sürekli iş göremez duruma gelen sigortalıya bağlanan gelirler ve yapılan masrafların 506 sayılı Yasanın 26. maddesi gereğince davalıdan tazminine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26. maddesi olup, davalının rücu alacağından sorumluluğu, ancak maddede öngörülen koşulların gerçekleşmesi halinde mümkündür. Bu maddeye dayanan rücu davalarında kusurun belirlenmesinde, mahkemece, öncelikle iş kazasının ne şekilde olduğu, dosya içeriğindeki tüm deliller takdir olunarak, varsa çelişki giderilerek belirlenmeli ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, kusur oran ve aidiyeti konusunda bilirkişi incelemesine gidilmelidir.
Bilindiği üzere, işçilerin beden ve ruh sağlığının korunmasında önemli olan yön, iş güvenliği tedbirlerinin alınmasının hakkaniyet ölçüleri içinde işverenlerden istenip istenemeyeceği değil, aklın, ilmin, fen ve tekniğin, tedbirlerin alınmasını gerekli görüp görmediği hususlarıdır. Bu itibarla işverenler, mevzuatın kendisine yüklediği tedbirleri, işçilerin tecrübeli oluşu veya dikkatli çalıştığı taktirde gerekmeyeceği gibi düşünceler ile almaktan çekinemeyeceklerdir. Çalışma hayatında süre gelen kötü alışkanlık ve geleneklerin varlığı da, işverenlerin önlem alma ödevini etkilemez. İşverenler, çalıştırdığı sigortalıların beden ve ruh bütünlüğünü korumak için yararlı her önlemi, amaca uygun biçimde almak, uygulamak ve uygulatmakla yükümlüdürler.
Davaya konu somut olayda, sigortalı, davalı işverene ait işyerinde giyotin makasta sac keserken, sağ elinin 2, 3 ve 4. parmaklarının kesilmesi sonucu yaralanmıştır.
Mahkemece, iş kazasında, işverenin %70, sigortalının %30 kusurlu olduğunu bildiren makine mühendislerinden oluşan 28.10.2009 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuş ise de, dava ...kesinleşen ceza ilamıyla kusurlu bulunarak mahkum olması nedeniyle, kusurun varlığına ilişkin maddi olgu hukuk hakimini bağlayacağından anılan rapor hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
Mahkemece, yapılacak iş, kesinleşen ceza mahkemesi kararı ile mahkum olan dava dışı ....da herhalde bir miktar kusur verilmesi gereği gözetilerek, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi heyetinden; kusur
oran ve aidiyeti konusunda yeniden rapor alınarak, eldeki davada Borçlar Kanununun 50. maddesi kapsamında teselsül hükümlerine dayanılmadığı da göz önünde bulundurularak, varılacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, bu maddî ve hukukî olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik araştırma ve hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
2-Kabule göre de, davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 26. maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar (Tavan) miktarı ile sınırlı iken, Anayasa Mahkemesi’nin, 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 23.11.2006 gün ve ....sayılı Kararı ile 26. maddedeki “…sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün Anayasaya aykırılık nedeniyle iptali sonrasında, Kurumun rücu hakkının, yasadan doğan kendine özgü ve sigortalı ya da hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında, mahkemenin, anılan iptal hükmü nedeniyle oluşan hukuksal durum gereğince değerlendirme yapmasında bir isabetsizlik yok ise de; davacı Kurumun rücu alacağı, sosyal yardım zammı dahil ilk peşin değerli gelir tutarı 14.553.46 TL., geçici iş göremezlik ödeneği tutarı 1043,60 TL., tedavi gideri tutarı 2003,71 TL. gözetilerek hesaplanan ve davalının %70 kusurunun karşılığı olan 12.320.54 TL. ile dava dışı sigorta şirketinin ödeme tarihine kadar işleyen 2259,29 TL. yasal faizi toplamı olan 14.579,83 TL. olup, sigorta şirketinin ödediği 12.933,19 TL."nın mahsubu ile bakiye 1646,64 TL.’na hüküm kurulması gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması ve dava konusuz kalmamış olsa idi gelirin ilk peşin sermaye değerinin davalının kusur oranına göre hesaplanan tazminat tutarı gözetildiğinde, talebe göre ret edilecek olan 612.65 TL. nazara alınarak, davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 19.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi