11. Hukuk Dairesi 2019/3365 E. , 2020/1128 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADLİYE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Batman 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 14/03/2017 tarih ve 2015/235 E. - 2017/181 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 16/05/2019 tarih ve 2018/705 E. - 2019/751 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkiline ait makinenin davalı ... nezdinde makine kırılması sigorta poliçesi ile sigortalandığını, anılan makinenin hasara uğraması nedeniyle zararın tazmin edilmemesi üzerine Batman Asliye 2. Hukuk Mahkemesi’nin 2012/590 Esas sayılı dosyasından dava açıldığını, yapılan yargılama sonucu verilen red kararının Yargıtay ilamıyla bozulduğunu, aynı mahkemece 2015/64 esas sayılı dosyasında davanın kabulüne karar verildiğini, söz konusu dosyada yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporuna göre müvekkilinin zararının 57.713,28.TL olduğunun belirlendiğini, belirsiz alacak davasında talep edilen miktarın ise 5.000,00.-TL olduğunu ileri sürerek bakiye 52.713,28.TL’nin hasar tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; zamanaşımı itirazında bulunarak dava konusu makinanın 11.04.2012 tarihinde zeyilname ile teminat kapsamından çıkarıldığını, bu hususta prim iadesi yapıldığını, davacı defterlerinde mevcut olduğunu ve itirazın bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; Batman Asliye 2. Hukuk Mahkemesi’nin 2015/64 esas sayılı dosyada görülen davada belirsiz alacak davası olarak talepte bulunulmuş olsa da anılan davada bedel arttırılmayarak eldeki davanın açılması ile davanın kısmi davaya dönüştürüldüğü, davanın bedel artırım talebi olmayıp yeni bir dava olduğu, ek dava ile talep edilen kısım yönünden zamanaşımı süresinin hiç kesilmediğinin kabul edilerek riziko tarihi ile dava tarihi arasında iki yıllık sürenin geçmiş olması gerekçesiyle davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun; uyuşmazlıkta sigortalı iş makinesinde riziko 18.05.2012 tarihinde gerçekleşmiş davacı tarafından davalı sigortaya 24.05.2012 tarihinde ihbarda bulunulduğu, Batman Asliye 2. Hukuk Mahkemesi’nin 2015/64 Esas belirsiz alacak davası 27.11.2012 tarihinde açıldığı, geçici talep sonucu olarak 5.000,00 TL tazminat talep edildiği, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna göre alacak belirlenmiş ise de davacı tarafın dava değerini belirlenen bu miktara göre talebini arttırmadığı, mahkemece talep gibi 5.000,00 TL tazminatın davalı ... şirketinden tahsiline karar verildiği, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, zamanaşımının kesilmesine ilişkin sonuçların yalnızca Batman Asliye 2. Hukuk Mahkemesi’nin 2015/64 Esas sayılı dava dosyasında dava konusu edilen 5.000,00 TL ile sınırlı olduğu, istinaf incelemesine konu edilen davadaki alacak tutarı yönünden ise muacceliyet ile birlikte başlayan zamanaşımı süresinin işlemeye devam edecek olup zaman aşımını kesen herhangi bir nedenin ortaya konulmadığı, dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 6762 sayılı TTK 1268 maddesine göre davanın 2 yıllık zamanaşımına tabi olup davalı sigortanın temerrüt tarihi ile dava tarihi olan 15.05.2015 tarihi arasında yasada öngörülen zaman aşımı süresi gerçekleştiği, ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve esas yönünden kanuna uygun olduğu gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
HMK"nın 6763 sayılı Kanunun 42. maddesi ile değişik 362/1-a maddesi hükmüne göre, Bölge Adliye Mahkemelerinin miktar veya değeri 40.000.00 TL"yi geçmeyen davalara ilişkin verdiği kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz. Bu miktar, HMK"nın Ek 1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm tarihi itibariyle 58.800,00 TL"dir. İlk Derece Mahkemesince reddine karar verilen 52.713,28 TL"lik alacağın yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığı anlaşılmaktadır. HMK"nın 366. maddesi delaletiyle kıyasen uygulanması gereken aynı Kanunun 346 maddesi hükmü uyarınca, kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında Bölge Adliye Mahkemesince bir karar verilmesi gerekmekle birlikte, Yargıtay tarafından da bu yolda karar verilebileceğinden, davacı vekilinin kesin olan karara yönelik temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükme yönelik temyiz isteminin miktar yönünden REDDİNE, işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 10/02/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.