
Esas No: 2011/19872
Karar No: 2012/5327
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2011/19872 Esas 2012/5327 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacının rücuan tazminat talebine ilişkin davasının yapılan yargılaması sonunda; ilâmda yazılı nedenlerle isteğin kabulüne ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenilmesi ve davalı avukatınca da duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 20.03.2012 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davalı adına ... ile karşı taraf adına ... geldiler. Duruşmaya başlandı. Hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı Kurum vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Dava; 28.08.2006 tarihli iş kazasında ölen sigortalı ... hak sahiplerine Kurumca bağlanan gelirler ile yapılan ödemelerin davalıdan tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Yasanın 21. maddesiyle yeniden getirilen “sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı” tazmin hükmünün, 5510 sayılı Yasanın yürürlüğü öncesinde gerçekleşen iş kazalarından kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gözetildiğinde, 506 sayılı Yasanın 26. maddesidir.
506 sayılı Yasanın 26. maddesindeki “....sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere...” bölümünün, Anayasa Mahkemesince, 23.11.2006 tarih ve... sayılı kararı ile iptal edilmiş olması karşısında, Kurumun bu maddeden doğan rücu hakkı, “halefiyete” değil, “kanundan doğan basit rücu hakkına” dayanmadığının kabul edilmesi gerekmekte olup, bu kabul çerçevesinde, Kurumun rücu alacağı, ilk peşin değerin kusura tekabül eden miktarıyla sınırlı bulunmaktadır.
Davalı, iş bu davaya konu alacak nedeniyle 32.000 TL ödemenin Kuruma yapıldığını savunmuştur. Davalının mükerrer ödeme ile karşı karşıya bırakılmaması bakımından ödenen miktar oranında sorumlu tutulmaması gerekir. Mahkemece; ödeme yapılıp yapılmadığı, tarih ve miktarı dayanağı belgeler de getirtilerek yöntemince araştırılarak, ödeme yapıldığının anlaşılması halinde, yapılan ödemenin Kurumun rücu alacağından mahsup edilerek, davalının tazmin ile sorumlu olacağı alacak miktarı belirlenerek hasıl olacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalı avukatı yararına takdir edilen 900,00.TL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 20.03.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.