Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1381
Karar No: 2019/6508
Karar Tarihi: 11.09.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/1381 Esas 2019/6508 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2018/1381 E.  ,  2019/6508 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ


    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen istirdat davasının reddine dair verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davacının, esasa dair istinaf talebinin reddine, vekalet ücreti ve yargılama gideri verilmemesine dair istinaf talebinin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; ... no.lu elektrik abonesi olduğunu, 11/08/2002 tarihinde EPDK’nın 24843 sayılı Resmi Gazetede "Perakende satış hizmet geliri ile perakende enerji satış fiyatlarının düzenlenmesi hakkında tebliğ” yayımladığını, belirtilen tarihten bu güne kadar söz konusu tebliğe dayanarak elektrik dağıtım lisansı sahibi şirketlerin, abonelerden kayıp kaçak ve sayaç okuma bedeli adı altında bir bedel tahsil ettiklerini, sözleşmeye istinaden davalı tarafça her ay elektrik kayıp kaçak bedeli ve sayaç okuma bedeli tahakkuk ettirildiğini, ileri sürerek; davacıdan haksız olarak tahsil edilmiş fatura ödeme kalemlerinin bilirkişi marifetiyle tespit edilerek fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işletilecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı özetle; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince; dava sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunla değişik 6446 sayılı kanunun 17. ve geçici 20. maddesi hükümleri dikkate alındığında davalı tarafından tahakkuk ve fatura edilen bedellerin tahakkuk tarihindeki kurumun düzenleyici işlemlerine uygun olduğu, davacının fazladan bir ödemesi bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine, alınması gereken 31,40 TL karar harcının peşin alınan 25,20 TL harçtan mahsubu ile
    bakiyesinin davacıdan tahsiline, yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap edilen 35.287,08 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yapılan 18,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince; davacının, esasa dair istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, aleyhine yükletilen vekalet ücreti ve yargılama gideri ile lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri verilmemesine dair istinaf talebinin kabulü ile, HMK 353/1-b-2 maddesi gereği karar kaldırılarak, bu konularda yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığından karar düzeltilerek yeniden esas hakkında; davanın reddine, alınması gereken 31,40 TL harçtan peşin alınan 25,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,2 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, davalı tarafından yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına, davacının yapmış olduğu yargılama gideri 540 TL ile yatırmış olduğu 25,20 TL peşin harcın davalıdan tahsil edilerek, davacıya verilmesine, davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 1.980,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, yasa değişikliği sebebiyle davanın reddine karar verildiğinden davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim sistemlerini kullanma bedeli ve TRT payı bedelinin istirdatı istemine ilişkindir.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 21.05.2014 günlü ve ... Esas 2014/679 Karar Sayılı ilamıyla; 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4. maddesi ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na tüketicilere yapılacak elektrik satışlarında uygulanacak fiyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevi verildiği, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu"nun bu maddeye dayanarak 11.08.2002 gün ve 24843 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliği” yayımladığı, lisans sahibi şirketlerinde bu tebliğe uygun olarak tüketiciden kayıp-kaçak bedeli adı altında bedel tahsil ettikleri, ancak anılan madde ile Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir fiyat belirleme hak ve yetkisinin verilmediği, özellikle kaçak bedelinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne kadar ücret ödendiğinin bilinmesininde hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kararları ile bu bedelin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
    Anayasanın Vergi ödevi Başlıklı 73. maddesindeki “... Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır..." şeklindeki düzenleme ve yukarıda açıklanan Hukuk Genel Kurulu kararı doğrultusunda, Dairemizce; kayıp-kaçak bedeli gibi dağıtım şirketleri tarafından faturalara yansıtılan dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, parekende satış hizmeti bedeli ve iletim bedelinin, tüketicilerden tahsil edilemeyeceği kabul edilmiştir.
    Ne var ki, 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu"nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş olup, eldeki davada dava konusu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu"nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
    Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"na eklenen; Geçici madde 19; "Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur." hükmünü,
    Geçici madde 20; "Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır." hükmünü içermektedir.
    Görüldüğü üzere, 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda hem yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.
    Bu aşamada, davanın konusuz kalması hakkında genel açıklama yapılmasında yarar görülmüştür.
    İlke olarak her dava, açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre hükme bağlanır (28.11.1956 tarih ve 15/15 sayılı İ.B.K). Ne var ki, dava açıldıktan sonra meydana gelen bir nedenle dava konusunun ortadan kalkması halinde işin esası hakkında infaz kabiliyeti olan bir hüküm kurulmamaktadır.
    Dava konusu hakkın davacıya ödenmesi, verilmesi ya da müdahalenin kaldırılması, davacı ve davalı sıfatının birleşmesi, yeni çıkan bir kanun yada Anayasa Mahkemesi kararı ile ya da kişiye sıkı sıkıya bağlı ve mirasçılara geçmeyen bir hakka ilişkin davalarda taraflardan birinin ölümü gibi nedenlerle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalmasından söz edilebilir. Bu durumda, mahkemenin, bir tespit hükmü niteliğinde olmak üzere esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmetmesi gerekmektedir.
    Yapılan bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık değerlendirildiğinde; yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Diğer bir anlatımla, geçmişe etkili yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır.
    O halde; ilk derece mahkemesince, yargılama sırasında yürürlüğe giren yasa değişiklikleri nedeniyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmiş olmasının hukuka aykırı olduğu göz önünde bulundurularak davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddine dair karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Ancak, bu yanılgının düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle ... Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin ... E. - 1209 K. sayılı ilamının 1. fıkrasının hükümden çıkartılarak yerine “Davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına” ibaresinin yazılmasına, hükmün HMK"nun 370/2.maddesi uyarınca davacı yararına DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 11.09.2019 gününde oy birliği ile karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi