10. Hukuk Dairesi 2019/4357 E. , 2020/2422 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
No : 2018/85-2019/612
İlk Derece
Mahkemesi : Ödemiş 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
No : 2015/774-2017/730
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalılar vekili ile feri müdahil Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın temyizen incelenmesi davalılar vekili ile feri müdahil Kurum vekili tarafından istenilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesindeki beyanında özetle, davalının murisine ait işyerinde 01.04.2005-30.11.2013 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
II-CEVAP:
Davalılar vekili cevap dilekçesindeki beyanında özetle, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Feri Müdahil SGK vekili cevap dilekçesindeki beyanında özetle, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece,
"Davacının davasının kabulü ile,
1-) ... TC kimlik numaralı, ... sigorta sicil numaralı davacı ...’ün, ... adresinde bulunan ... sicil numaralı davalı ...’ye ait pastane işi işyerinde hizmet akdine istinaden asgari ücret ile 01.04.2005- 30.11.2013 tarihleri arasında 3120 gün çalıştığı bu çalışmalarının SGK’na bildirilmediğinin tespitine," şeklinde karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, dosya kapsamı, mevcut delil durumu çerçevesinde yapılan inceleme sonucu ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davalı vekili ile feri müdahil Kurum vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı vekili temyiz dilekçesindeki beyanında özetle, davacının tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğu, dosyada bordro tanığı dinlenmediğini söyleyerek hükmün bozulmasını istemiştir.
Feri Müdahil SGK vekili temyiz dilekçesindeki beyanında özetle, hak düşürücü süre de gözetilerek hükmün bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Hizmet tespitine ilişkin talebin yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçiş hükümlerini içeren Geçici 7. maddesi gereğince 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddeleri olup Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
Bu tür davalarda mahkemece yapılacak iş, davacıyla ilgili varsa tüm belge ve kayıtlar işverenden istenilmeli, çalışmanın gerçekleştiği ileri sürülen işyerinin Kurum nezdinde bulunan dosyası, işverence hazırlanması gerekli ücret ödeme bordroları, puantaj kayıtları ve diğer kayıtlar getirtilmeli, dönemsel sigorta primleri bordrosuyla veya aylık prim ve hizmet belgesiyle bildirimleri yapılan sigortalılar tanık sıfatıyla dinlenilmeli, Kurum müfettişlerince inceleme yapılıp yapılmadığı sorulmalı, inceleme yapılmışsa belgeler getirtilmeli, aynı çevrede faaliyet yürüten ve davacının çalışmasını bilebilecek durumda olan tarafsız nitelikte başka işverenler ve bordrolu çalışanlar yöntemince saptanarak tanık sıfatıyla dinlenilmeli, işçilik alacaklarına ilişkin dava dosyasının varlığı araştırılarak celbedilmeli ve işçilik hakları davasında dinlenen tanıkların anlatımları ile bu dosyada bilgi ve görgüsüne başvurulan tanıkların anlatımları karşılaştırılmalı, varsa çelişki giderilmeli, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, işin mevsimlik olduğu anlaşılırsa dönemleri belirlenmeli, bu dönemde davacı ile işveren arasındaki sözleşmenin askıda olduğu ve mevsimlik dönemlerde hak düşürücü sürenin işlemeyeceği gözönünde bulundurulmalı; böylelikle; çalışmanın varlığı, başlangıç ve bitiş tarihleri, mevsimlik mi, sürekli mi olduğu, yapılan işin kapsam ve niteliği de nazara alındığında kısmi çalışma mümkün olduğundan kısmi ve kesintili olup olmadığı yöntemince araştırılmalıdır.
Somut olayda, davacının 01.04.2005-30.11.2013 tarihleri arasında davalıların murisine ait işyerinde kesintisiz çalıştığının tespitini istemesine rağmen 01.04.2006-11.11.2015 tarihleri arası tarım Bağ-Kur kaydının da olduğu anlaşılmakta olup, tarım Bağ-Kur sigortalılığının gerçek fiili çalışmaya dayalı olup olmadığı araştırılmaksızın 4/a kapsamındaki çalışmalara geçerlilik tanınması hatalıdır.
Mahkemece yapılacak iş, davacının tarımsal faaliyetinin bulunup bulunmadığı araştırılarak tarımsal faaliyetin varlığı karşısında, davacının davalıların murisine ait işyerindeki çalışma iddiasının kısmi süreli mi tam zamanlı mı olduğu irdelenerek elde edilecek sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar vekili ile feri müdahil Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 01.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.