10. Ceza Dairesi 2019/887 E. , 2019/1470 K.
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığının, 19/02/2019 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Bakırköy 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/12/2014 tarihli ve 2014/269 esas, 2014/645 sayılı kararına yönelik itirazın kabulü ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına ilişkin Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/12/2014 tarihli ve 2014/1164 değişik iş sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 25/02/2019 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
Yargıyat Cumhuriyet Başsavcılığının talep yazısında sanığın soyadının “Başkut” yerine “Başkurt” olarak yazılması maddi hata olarak görülmüştür.
1- Sanık hakkında 10/05/2014 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı 29/05/2014 tarihli iddianame ile açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, Bakırköy 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/12/2014 tarihli ve 2014/269 esas, 2014/645 sayılı kararı ile sanığın TCK"nın 191/1 ve 62. maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 6545 sayılı Kanun ile değişik 5320 sayılı Kanunun geçici 7/2. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
2- Sanığın bu karara karşı, beraat talebiyle itiraz etmesi üzerine; itirazı değerlendiren Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/12/2014 tarihli ve 2014/1164 değişik iş sayılı kararı ile "suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun bakımından denetime elverişli biçimde lehe yasa değerlendirmesi yapılmadan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği" gerekçesiyle itirazın kabulüne ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Suçun işlendiği 10/05/2014 tarihinden sonra 28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve karar tarihinde de yürürlükte bulunan 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen 5237 sayılı Kanun"un 191. maddesi ile aynı Kanun"un 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un geçici 7/2. maddesinde yer alan “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” şeklindeki düzenleme gereğince, sabıka kaydına göre, uyuşturucu madde kullanmak suçundan sanık hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmadığı cihetle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesindeki şartlar aranmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi zorunlu olduğu anlaşılarak, itirazın bu yönden reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/12/2014 tarihli ve 2014/1164 değişik iş sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Dosya kapsamına göre, 6545 sayılı Kanunla değişik 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca verilmiş olan Bakırköy 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/12/2014 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı sanık tarafından itiraz edilmesi üzerine, Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/12/2014 tarihli kararı ile "suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun bakımından denetime elverişli biçimde lehe yasa değerlendirmesi yapılmadan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği" gerekçesiyle itirazın kabulüne ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına karar verilmiş ise de,
Yargılama konusu olay tarihinde sanığın başka suçtan tutuklanması üzerine ceza infaz kurumuna alındığı esnada pantolonun cebinde eroin bulunduğunun tespit edilmesi üzerine başlatılan soruşturma kapsamında 29/05/2014 tarihli iddianameyle “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” ve “infaz kurumuna yasak eşya sokmak” suçlarından açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, Bakırköy 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/12/2014 tarihli ve 2014/269 esas, 2014/645 sayılı kararı ile “infaz kurumuna yasak eşya sokmak” suçuna ilişkin olarak TCK’nın 297. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesi ve 62. maddesi uyarınca “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçu bakımından fikrî içtima hükümleri uygulanmak suretiyle 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve hükmedilen bu ceza "kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma" suçunu da kapsadığı halde, esasa etkili bir usul hatası yapılmak suretiyle “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçuna ilişkin olarak ayrıca TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi yasaya aykırı olduğundan, sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik itirazının bu nedenle kabulüne karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun düşmeyen “6545 sayılı Kanun bakımından denetime elverişli biçimde lehe yasa değerlendirmesi yapılması gerektiği” şeklindeki gerekçe ile itirazın kabulüne karar verilmesi yasaya aykırı olup, itiraz mercii kararının yanlış olduğuna ilişkin kanun yararına bozma talebi bu yönüyle ve değişik gerekçeyle yerindedir.
D) Karar:
Açıklanan nedenlere göre; sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karara yönelik itirazın kabulü ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına ilişkin Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/12/2014 tarihli ve 2014/1164 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanunun 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 11.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.